Düşün tradutor Inglês
24,943 parallel translation
Kendini Charles'ın dolandırdığı mucitlerden biri olarak düşün.
Imagine you're one of the inventors that Charles fleeced.
$ 100.000 ve bir el sıkışmayla uzaklaşmak zorunda kalırken, senin parlak fikrinle onun milyonlar kazandığını düşün.
Imagine watching him make millions from your brainchild, while you're forced to walk away with $ 100,000 and a hearty handshake.
- Parası ödendi bile bir düşün derim.
Well, it's already paid for, so... consider it.
Çocuğun olunca yapacağın eğlenceli şeyleri düşün.
Think about all the fun things you get to do when you have a baby. Yeah!
Bir şeyler düşün...
Think of something..
Sana ne yapacaklarını bir düşün.
Imagine what they'll do to you.
Hadi Penelope, düşün.
Come on, Penelope, think.
Bunu bir düşün.
Think about it.
Kendini bir önder olarak düşün.
Think of yourself as a pioneer.
Uyuyup düşün derdim ama o zaman hiç uyanmazsın.
I'd say sleep on it, but you might sleep right through it.
Düşün bunu.
Think about it.
Tekrar düşün.
Well, think again.
Evet bunu bir düşün.
Yeah, think about that.
- Düşün yakamdan!
- Get off me!
Baş ağrısı gitti, ve ona yorgunluk ve düşün kan şekeri için B-12 ve glukoz aşısı vurdum ama bağlanmalar arasında birşeyler yemeli.
Her headache's gone, and I gave her a shot of B-12 and glucose to help with the fatigue and low blood-sugar, but we have to make sure she eats between the stitches.
O paraya almamızı sabırsızlıkla bekliyorum. Alabileceğimiz onca şeyi bir düşün.
I can't wait till we get that money.
Bak, bunu iş yapmanın bedeli olarak düşün.
Listen, think of this as the cost of doing business.
İyi düşün John.
You gotta be careful, John.
Yaptıklarını bir düşün.
What do I do in times like this?
İyice düşün.
Give it some thought.
İstediğin gibi düşün.
Think whatever you want.
- Kendine gel ve geleceğini düşün.
Come to your senses and think of your future. I...
Çocuklarının sürekli öyle bir yerde yaşamak zorunda olduğu ebeveynleri düşün bir de.
- Yeah, but how do you think that, like, imagine how parents feel who live in a place like that all the time?
Gerisini sen düşün.
I'm still just barely getting by.
Önce kendini düşün.
You come first.
- Ne yaptığını bir düşün!
Consider what you are doing!
- Appleby ne yaptığını düşün!
- Appleby, - consider what you're doing!
Tipin yüzünden uzak durmuyorlar Lorelai. Bunu düşün.
Honestly, Lorelai, it's not your looks that keep them away.
- Düşün, gelmiş olmalı.
- He must have been in.
- Kuyrukları düşün.
- Be thinking about lines.
Bunu düşün.
Think about it.
Sadece biraz düşün.
Just think about it.
Ne yapmak üzere olduğunu tekrar düşün Thomas.
Think about what you're doing, Thomas.
Benim için ne düşünürsen düşün ama lütfen acısını bu tatlı küçük kızdan çıkarma.
Fine. Whatever you think of me... Please don't take it out on this sweet little girl.
Haydi! - Peşlerine düşün!
Come on!
Mendoza için iyi düşün.
Make up your mind about Mendoza.
Bence bu olayı ne kadar zorlayacağını iki kez düşün Norman.
I-I think you need to be careful about how far you want to push this, Norman.
Bir gemide olduğumuzu düşün.
Imagine that we are on a ship at sea.
Çocukluğu bırakıp anneni düşün biraz.
You need to grow up a little right now, and you need to think of your mother.
O zaman onu bir insan olarak düşün Norman.
Well, then you need to think of her as a human being, Norman.
Sarışın birini düşün.
Think blonde.
Göz alıcı birini düşün.
Think striking.
İhtimalleri düşün. O üçünü kimseyi öldürmeden kontrol altına alabilir miyiz?
You think we can subdue all three before they kill anyone?
Her şeyden biraz bilmeni sağlayan online bir bilgi kaynağı olarak düşün. Öğrenmek istediklerin varsa, mesela sen yokken geçen 12 yıl...
It's like an online database for, you know, just about everything, so if you have any questions about like the past 12 years...
Şunu iyi düşün.
Just think about it.
Düşün biraz...
Food for thought- - instead of, uh, saying that to the people who might hire us, how about you stress
- Bir düşün Norman.
Just consider, Norman.
İyice düşün abla.
Is Junior Hong there too?
Bunu iyi bir deneyim olarak düşün ve elinden geleni yap.
What is management?
Konuşmadan düşün.
Think without talking.
Peki, o zaman... kayıp bileğini incittiği zamanı düşün. Eve gitmemişti.
Okay.
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47