Eğlence tradutor Inglês
9,186 parallel translation
Ne eğlence!
What joy!
Bu eğlence olacak bir gösteri gibi.
It'll be entertainment, like a show.
Ancak istiridyelerimizi aptal bir sportif eğlence gösterisiyle ikiye katladım.
I did, however, double our clams in a harebrained sports entertainment event.
- Benim için bir zevktir. 65 milyon yıl sürse bile dünyanın en büyük spor eğlence şirketi olmasını sağlayacağım.
I'm going to make the biggest sports entertainment company in the world, even if it takes me 65 million years.
Bu benim eğlence tarzım değil.
This is not my idea of fun.
İlişki değil, sıkıcı hayatımda biraz eğlence istiyorum.
Not an affair. I want some fun in my boring life.
Ve şimdi eğlence dünyasından haberler.
And now the news of the Entertainment world.
Eğlence dünyasından daha hoş haberler var.
There is more spicy news from the Entertainment world.
Bilirsiniz... Eğlence. Sevmek, çılgınlık, birbirinle ters düşmek.
You know,... a fun,... loving, crazy, contradictory, long, happy life with someone.
Yapmayın artık, eğlence bitti!
Come on now, you ve had your fun.
- Eğlence yeni başladı, bebek.
Fun has just begun, baby.
Eğlence şimdi başlıyor.
Now the fun starts.
Orada 7 saatlik eğlence var galiba.
That must be seven hours of entertainment there.
Gerçekten eğlence için matematik yaptığını görsünler mi?
- You really want people seeing you do math for fun?
Çocuklar şu odada bekliyorlar ve bir dakika içinde içeri gelecekler ve eğlence başlayacak.
The boys are waiting back in that room, and in just a moment, they're gonna come in and we're going to begin.
Tatil zımbırtısı, parti, hafta sonu gezileri, aile buluşmaları eğlence yok. - Değil mi, Steve?
No holiday stuff, no parties, no weekend trips, no family outings, no fun, right, Steve?
Aynı zamanda bir eğlence ürünü.
It's an entertainment product.
Eğlence sonra başlayacak. Sen önce programa başla.
Baingan will start later, first you get things started..
- Evet, eğlence katmak için.
- Yes, to add to the fun.
Tamamen eğlence amaçlı.
It's just pure entertainment.
Ne dersin, yarın Beş Adam'da hamburger yiyip Eğlence Çiftliği'ne gidelim mi?
Hey, how about tomorrow we get burgers at Five Guys, then Funny Farm?
O İsveçlilere IKEA'yı, o aptal nevresim takımlarını ve yer lambalarını ne kadar çok sevdiğini söylersin ve sonra da Eğlence Çiftliği'nde buluşuruz, olur mu?
So why don't you just get in there, tell those Swedes how much you love IKEA and douchen-baggen duvet covers and freestanding bergen-belsen lamps, and we'll meet you at the Funny Farm, okay?
Eğlence Çiftliği'nde bana üstünlük taslamaya çalışıyordun.
You were trying to be superior at the Funny Farm.
Yani bu herifin önünde kırmızı kadife halat duracak çünkü burası benim kendime özel eğlence kulübüm olacak.
So, velvet rope off this motherfucker right here because this is gonna be my own personal club tonight.
Başka eğlence düşkünleri felekten bir gece çalıyordu.
Fellow seekers of joy having one crazy night.
Uyku ilaçları alıp haftada ortalama 1.3 litre votka içen, eğlence amaçlı kokain ve ekstazi kullanan biri.
That was dropped due to lack of evidence, takes sleeping pills, Evidence, takes sleeping pills, drinks on average 1.3 liters Drinks on average 1.3 liters of vodka a week,
Şimdi, sırada eğlence gecesi.
Now, for the entertainment tonight.
- Bundan her zaman eğlence çıkar.
- Funny every time.
Tamamen eğlence amaçlıydı.
Oh, it's just for fun.
Eğlence dediğin budur!
This is fun!
Burada bir eğlence fırsatı görüyorum.
I can see some fun here.
- Burada bir eğlence fırsatı görüyorum.
I can see some fun here.
Eminim, bunun sadece eğlence amaçlı olmadığını unutmamışsındır.
Well, it's not ALL going to be fun, remember.
Pekâlâ, bu kıyafeti eğlence için giymedi.
Ok. He's not dressed like that for fun.
Şu Owen'lar eğlence düşkünü kimseler mi?
The Owens... Are they fun-loving types?
# Erkek kardeşler dostluk içinde # # Kız kardeşler eğlence içinde #
"Friendship with brother, fun with sisters."
Burada geçen 47 seneden sonra taşınmaya karar verdim. Disney Eğlence Parkı'na yakın diye Orlando'ya göçüyorum.
After 47 years living here, I decided to move to Orlando to be closer to Disney World.
"Bir makak maymunu olmak eğlence ve oyundan başka bir şey değildir."
"Being a macaque monkey is just fun and games."
Bu yüzden de size eğlence getirmiştim.
That's why I brought the party to you.
Eğlence merkezi.
The entertainment center.
Hayır, artık eğlence değil.
No, it's definitely not fun anymore.
# Eğlence şimdi başlıyor. Dans et! #
The fun starts now Dance away!
Ne tür bir eğlence?
What kind of fun?
Noel Bayramı genellikle eğlence ve kutlama günüdür. Ama Aziz Joseph Üniversitesi için matem günüdür.
Christmas, usually a time of joy and celebration, but for Saint Joseph's Academy, a time of mourning.
Dostum, burası gerçek eğlence mekânı.
Oh, boy, real palace of fun down here.
Bir eğlence programına sponsor olmak istiyoruz dediniz. Aklınızda ne var?
So... when you say you want to sponsor an attraction... what do you have in mind?
Dünyanın en zengin sekizinci adamının sadece petrolle, telekomla ve aile eğlence parklarıyla ilgilendiğini mi düşünüyorsun?
You think that the 8th richest man in the world... is only into oil, telecom and family fun parks?
Bir eğlence programımız var.
We have an attraction.
Dünyanın eğlence merkezi...
- Well, well, well.
Eğlence dünyasının sınırsız hikayeleri.
A new world-class city center.
- Eğlence düşkünü derken?
"Fun-loving"?
eğlenceli 161
eğlenceliydi 102
eğlenceli olacak 137
eğlenceli olabilir 35
eğlenceli mi 37
eğlenceli olur 53
eğlenceli miydi 18
eğlenceli değil mi 42
eğlence mi 33
eğlence bitti 37
eğlenceliydi 102
eğlenceli olacak 137
eğlenceli olabilir 35
eğlenceli mi 37
eğlenceli olur 53
eğlenceli miydi 18
eğlenceli değil mi 42
eğlence mi 33
eğlence bitti 37
eğlenceli görünüyor 19
eğlence için 19
eğlenmek 33
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlendik 22
eğlenin 36
eğlence için 19
eğlenmek 33
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlendik 22
eğlenin 36