English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ E ] / Eğlenceli

Eğlenceli tradutor Inglês

25,575 parallel translation
Evet, kulağa eğlenceli geliyor.
Uh, yeah, that sounds like fun.
Bu çok eğlenceli olacak.
This is gonna be so much fun!
Bu resmi yemeklerde hiç eğlenceli bir şey yapmıyorum.
I never seem to take the time to enjoy these State Dinners.
Bundan daha eğlenceli cenazelere katıldım.
I've had more fun at a funeral.
Birlik eğitimin yüzünden, sana işkence etmek eğlenceli olsa da, zaman israfı olur.
Oh, I fear with your league-training torture, while fun, would be a waste of time.
Bu arkadaşların için kendini feda etme olayı göründüğü kadar eğlenceli değil.
This whole sacrificing yourself for your friends thing isn't as fun as it sounds.
Burada bizim dünyamızın sorunlarını düzeltmemize yardım etmen daha eğlenceli.
Yeah, but you know it's more fun when you're here helping us fix stuff on our Earth.
Açıkçası kulağa eğlenceli geliyor.
- I got to tell you, to me, that sounds like fun.
- Çok eğlenceli. - Hem de nasıl.
It's so fun.
Partilerde çok eğlenceli olmalı.
He must be great at parties.
Çok eğlenceli.
So much fun! So much... Fun.
Çok eğlenceli.
It's pretty fun.
- Birlikte soyunsak daha eğlenceli.
Be more fun to strip together.
Eğlenceli olur.
Yeah...
Eğlenceli bilgi demedim.
I didn't say "fun" fact.
İşte şimdi eğlenceli bilgi oldu.
Now it's a fun fact.
Bu çok eğlenceli.
This is fun.
Eğlenceli olacak.
It'll be fun.
Ne eğlenceli bir hikâye bu teğmen.
That's a very amusing story, Lieutenant.
Ağzımın burnumun dağıtılması pek de eğlenceli değildi ama doğru olan buydu.
Yeah, well, it's a perfect example. It wasn't fun to get the shit kicked out of me, but it was for the right thing.
Gang Seung Beom, bu eğlenceli miydi?
Gang Seung Beom, was it fun?
Eğlenceli gibi.
That sounds fun.
Gittikçe eğlenceli oluyor.
This is getting fun.
Vay. Bu gece düşündüğümden çok daha eğlenceli geçti.
Wow, this night turned out to be so much more fun than I thought.
- Hiç eğlenceli değil.
- That's no fun.
Eğlenceli olur.
It'd be fun.
- Başkasının dünyasına örnek olması için eğlenceli.
- It's fun to sample someone else's world. - Mm.
Aşırı eğlenceli ve düşündüğünden daha güvenliler böyle sürmeden yanlarında durunca.
They're super fun, and they're a lot safer than you might think... if you're standing next to one.
İnek olmanın bu kadar eğlenceli olduğunu bilseydim, buna daha önce dönüşürdüm.
If I knew being a nerd was this fun, I would have converted much sooner.
Hayır, sadece sana eğlenceli de olabileceğimi kanıtlamak istedim.
No, no, I just wanted to prove to you that I can be fun.
Neden bu değişikliği eğlenceli bulmuyorsun?
Why can't you enjoy the change of pace?
Hâlâ eğlenceli değil.
Not fun yet.
Bu gece gerçekten eğlenceli bir şeyler yapabiliriz.
We could do something really fun tonight.
Bu gece eğlenceli bir şey yapacağım zaten. Emma'yla.
I am doing something fun tonight.
Bu akşam Kieran'ın doğum günü için eğlenceli bir şey yapsak ya?
Um, hey, why don't we do something fun for Kieran's birthday tonight?
Selam katil. Dalga geçilmek eğlenceli, öyle değil mi? Gözüm üstünde.
_
Çok eğlenceli.
Oh, this is fun.
Eğlenceli olur, değil mi?
That should be fun, right?
Bu eğlenceli..... ama aslında ortak hiçbir yanımız yok.
This is fun, but we don't actually have anything in common.
Akıllı ve eğlenceli bir çocuktur.
She's so smart and hilarious.
Hadi ama, eğlenceli olacak.
Come on. Have fun.
- Aman ne eğlenceli.
Joy of joys.
Roberta, inkar ettiğin sıkıcı kısımları geçip eğlenceli kısma gelelim mi?
Oh, Roberta, can we skip the boring part where you deny it and just, uh... Let's get to the good stuff, shall we?
Eğlenceli, öyle değil mi?
It's fun, right? Right?
Bu eğlenceli olabilir. "
That'll be really funny. "
Ve biliyorsun hiç eğlenceli olmadı çünkü bana vurdun.
And, you know, it obviously was not'cause you hit me.
Senin için eğlenceli bir şeyler yapmaya çalışıyordum ve bu benim için gerçekten kötüye gidiyor.
And I was just trying to do something fun for you, and this is gonna go really bad for me.
Bir sürü eğlenceli şeyi kaçıran çocuk oluyorsun.
You're just a guy who missed out on a lot of fun stuff.
Proje çok eğlenceli ya.
We--it's just- - the startup is so fun.
Eğlenceli gibiydi.
People are coming over ;
Eğlenceli bir müzik dinliyorum çünkü bu testi yapmak küvet kılı yemekle eşdeğer.
I'm listening to upbeat music because taking the test is analogous to eating drain hair.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]