Geldı tradutor Inglês
55 parallel translation
Beyaz saraya geldıkten sonra, ACLU ya avukat oldu.
Up until the White House, she was an ACLU attorney.
Don Diego Clippershears hayaletıyım sen benım harıtamın lanetını atlattın ve gomuyu aramaya geldın ıspanya bogazı hazınesını ne yazıkkı bu sızı hırsız yapar ve tum hırsızlar hazıneyı almalayı ıster benım guvenlık sıstemım.
I am the spirit of Don Diego Clippershears. You survived the curse of my map and have come seeking the burial place of the treasure of the Spanish Mane. Unfortunately, that makes you thieves and all thieves must first get by my security system.
akıl oyununa hos geldın sana gostermek ıcın cıkıyorum sıfrelı antık bır rünik ve sen ezberlemek zorunda kalacaksın bunu almakmı umarım alırsın cunku bunu yenıden bulmak zorundasın butun bunların arasında secım yapmak zorundasın hangısını secersen sec dısar bır kapı acılacak
Welcome to the Mind Your Memory game. I am going to show you an ancient cryptic rune and you are going to have to memorize it. Did you catch that?
O arama geldığinden beri üşütmedim.
I haven't caught a cold since I got that phone call.
Buraya bir dükkan bakmaya geldığini söylediler.
They said you came here looking for a shop.
Tık, tık, biz geldık!
Knock, knock, Dr. Spock.
Ve, tabiki dünyanın sonu geldıyse ne yaparsın?
And, of course what else do you do when the world's ending?
Bu saçmalık, 30 yaşına geldı ve hala asgari ücretle çalışıyor.
It's bullshit. He's almost 30 years old and he's still working for minimum wage.
Bır çocuk geldı..
I have one claiming someone wants to shoot him.
Adım Veronica Bır çadırda doğdum Oraya UNICEF geldı.
My name is Veronica. I was born in a tent with three walls that said UNICEF on the sides to a mother who could not write her own name.
Bunu bitirme zamanı geldı.
It's time to end this. All state and local units stand down immediately.
Yardım ıçın geldım Danıel.
I'm here to help, Daniel.
Ama Laura'nın buraya kadar peşımızden geldığını bılmıyordu.
What she didn't know is that Laura had followed us all the way down here.
Florence'a eşlik eden kişi geld.
Florence's escort appeared.
Para.
The geld.
- Veteriner onu kısırlaştıracak.
- The vet's going to geld him.
Baban geld
It's your father.
B ¡ r ses duyduk g ¡ b ¡ geld ¡.
We thought we heard something.
Bu gece sayende Ben'in keyf ¡ yer ¡ ne geld ¡, bunu b ¡ l ¡ yor musun?
You lifted Ben's spirits tonight to such an extent, do you know that?
Baskan'n geld ¡ g ¡ n ¡ b ¡ l ¡ yorum.
I know about the President coming.
O geld ¡ g ¡ nden ber ¡... ölüm düsünces ¡... ben ¡ daha az rahatsiz ed ¡ yor.
Since he's been around the thought of dying has been much easier for me.
Hoş geld...
Welcome to..
Kontrat düzenlemeye mi geld?
Come to collect on the contract?
- Lison kız değilse öldürürüm!
If Lison stays a maiden, I'll geld you!
- William Geld?
- William Geld?
- Westerfields'dan William Geld.
- William Geld from Westerfields.
Hesabında ne kadar para kaldı?
Hoeveel geld hebben we nog op de spaarrekening?
Bizim için bir uyarı olmalıydı, ama bazıları için bu para kazanmak için bir şanstı.
Dat hadden we als waarschuwing moeten beschouwen, maar sommigen zagen er alleen een mogelijkheid tot geld verdienen in.
Haydi, Lindemann. vurgun yapacağız.
Kom op, Lindemann. We verdienen goud geld.
Sen sadece paraları say, gemiyi bana bırak
Tel jij het geld maar, ik bestuur het schip.
- Peki ya para?
- En het geld dan?
merhaba stan ne yapıyorsun betty ıyıyım o aynı sekılde mırıldanıyor çözülemez homurtusu ben elımden geldıgınce cevırmeye calısıyorum bana karsı her zaman kırıcı ya sen aynı eskısı gıbı onu pek anlayamıyorlar ben cevırıyorum senı anlıyorum
What up? How's the job going? Hey, Betty.
Sizin hayatınıza karışmak istemem ama kızınızın başına başka birşey geld mi?
I don't mean to pry, but did something happen to your daughter also?
Bu bakış bir gelinciği kısır eder.
That look could geld a stoat.
Je hoeft niet meer voor geld te gaan bedelen.
You will not need to beg for more money again.
Biraz erken geld...
About time, Ki...
Mose atları kendi başına kısırlaştırmaktan nefret eder.
Mose hates to geld the horses by himself.
Hadım ederler.
You geld them.
Hoş geld..
Hello...
Atı ya bir bıçakla ya da kimyasallarla hadım ederler.
You know, they either geld a horse with a knife or with the chemicals.
- Biraz erken geld...
- I'm a little early.
Belki de bi erkeğin alfa olma vakti geld i
Maybe it's about time a brother took over as alpha.
çok çişim geld...
Hey, Gu Jae Hee, it's really an emergency...
"gökyüzü bugün aşağı geld" i
♪ the sky came down today
Bak, biz çok düşündük, ve bence John'un bizimle yaşamaya başlamasının vakti geld.
Listen, we've given this a lot of thought, and I think it's time that John came to live with us.
Uluslararası bankacı, şu an Wahr Geld Bank'ta çalışıyor.
He's an international banker, most recently with Wahr Geld Bank.
Geld-
I'm co-
Wahr Geld Bank, Münih.
Wahr Geld Bank Munich.
Şeyden geld...
We're from a...
Evimize hoş geld...
Welcome to our...
Eyvah, kocam geld...
Oh, my God, that's my...
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70