Gitme vakti geldi tradutor Inglês
453 parallel translation
Gitme vakti geldi.
It's time to go now.
Gitme vakti geldi!
It's time to go!
Gitme vakti geldi.
It's time to be going.
Odana gitme vakti geldi.
It's time to go to your own room.
Gitme vakti geldi.
It's time to go.
Pekala, gitme vakti geldi.
Well, it's time to go.
Artık eve gitme vakti geldi diye düşündük.
We think it's about time we went home.
Efendim, sizi rahatsız ettiğim için beni bağışlayın, ama çocuğun yatağa gitme vakti geldi.
My lord, forgive me for disturbing you, but it is time for the boy to go to bed.
Sizin eve gitme vakti geldi.
It's about time you two got home.
Gitme vakti geldi.
It's time to start now.
Gitme vakti geldi.
Time we were moving.
Gitme vakti geldi.
About time to go.
Gel, gitme vakti geldi.
Come, it's time to leave.
Gitme vakti geldi Kiroku.
It's time to go, Kiroku.
Bizim için gitme vakti geldi.
It's time for us to go.
Eve gitme vakti geldi.
It's time to go home.
Eveeett sanırım gitme vakti geldi.
Well I think it's about time we got going.
gitme vakti geldi.
time we were off.
Artık gitme vakti geldi akşam trenine yer ayırttım...
The Manager will see me pretty late. I'll take a night train.
Doğum odasına gitme vakti geldi.
It's time to go back to the labor room.
Sanırım gitme vakti geldi.
I think it's time for me to go.
Artık gitme vakti geldi!
It's time, you should get going!
Gitme vakti geldi.
Time to go now.
Yatağa gitme vakti geldi.
It's time to go to bed.
Kızın olduğunu biliyorum, ama bence artık gitme vakti geldi.
I know she's your daughter, but I think she's got to go.
Gitme vakti geldi!
Time to leave!
Christina, gitme vakti geldi.
Christina, it's time to go in.
Luk, gitme vakti geldi.
Luk, it's time to go.
Evet, gitme vakti geldi, değil mi?
So, um, I should go, right? Because now I've-
- Sanırım eve gitme vakti geldi, değil mi?
- Guess it's time to go home, right?
Gitme vakti geldi diye mi?
Is it because he could not stay?
Gitme vakti geldi!
Time to go!
Gitme vakti geldi Roberto.
It's time to go, Roberto.
- Gitme vakti geldi.
- It's time to go.
İkiniz de gitme vakti geldi, tamam mı?
It's time for both of you all to go, okay?
Neyse, işe gitme vakti geldi.
[Sighs] Well, time to go to work.
- Gitme vakti geldi Mattie.
- It's time to go now, Mattie.
Büyükelçi, gitme vakti geldi.
Ambassador, I really think we need to be going.
Buraya ait olmayanların gitme vakti geldi, Ben.
It's time for those of us who don't belong here to leave, Ben.
Evlerindeki çocukların yataklarına gitme vakti geldi.
Now is the hour when children in their homes are abed.
Gitme vakti geldi.
Time to go.
Olamaz sanırım gitme vakti geldi.
Oh, boy. I think it's time to leave.
Gitme vakti geldi.
Time to hit the trenches.
- Yüzbaşı, gitme vakti geldi. - Derhal.
Well, Captain, time to get out of Dodge.
Onun gitme vakti geldi.
It's time for her to go.
- Kollarınızı uzatın, gitme vakti geldi.
- Sir, get your harness ready! It's time to go!
Tamam, gitme vakti geldi.
All right, it's time to go.
- Tamam, gitme vakti geldi.
- All right, it's time to go.
Gitme vakti geldi.
" It's time to leave.
- Gitme vakti geldi.
I can't believe - I'm afraid
Gitme vakti mi geldi?
Is it time to go already?
gitme vakti 96
vakti geldi 29
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
vakti geldi 29
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiler 289
geldiğiniz için teşekkür ederim 70
geldiğiniz için teşekkürler 166
geldiğin için sağol 48
geldiğin için sağ ol 68
geldim işte 33
geldik sayılır 24
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiler 289
geldiğiniz için teşekkür ederim 70
geldiğiniz için teşekkürler 166
geldiğin için sağol 48
geldiğin için sağ ol 68
geldim işte 33
geldik sayılır 24