Goş tradutor Inglês
61 parallel translation
- Goş Riki, goş!
- Go on, Ricky!
çok goş sizin için ne yapabilirim, bay, um, Wigram?
Bliss. What can I do for you, Mr, um, Wigram?
Tamam, goş geldiniz. tamam.
Okay, you're welcome. Okay.
Bu avanstı, sana gös... bırakın beni, öldüreceğim onu.
Up front, don't be a... Let me go, I'm going to kill her.
Hideo GOSHA
Hideo GOS HA
Yönetmen : Hideo GOSHA
Directed by Hideo GOS HA
Sana bir şey gös - Bekle!
I like the show - Wait!
Gos, seninle tanışmadan önce riske edecek bir hayatım yoktu.
Gos, before I met you, I didn't have a life worth risking.
Biraz daha gayret gös- -
Try to be a little more...
N'Gos tlhogh cha!
N'Gos tlhogh cha!
Burada olsaydı, ona gös....
If she were here, I'd...
Kim sana benimle gös teması kurabileceğini söyledi?
Who told you you could make eye contact?
- Grup olan Lust To Love. "Go Go" yu andıklarını söyleyebiliriz.
- They're a band, a Go-Gos tribute thing.
"Go Go" yu tekrar yaşamak isteyen insanlar gerçekten var mı?
- People want to relive The Go-Gos? - Yeah, of course.
Evet, elbette. "Go Go" kendi döneminde ortalığı alt üst etmişti.
The Go-Gos rocked.
- Gos " mu?
- The Go-Go's.
- Gos'un orijinal plağını. Belinda tarafından imzalanmıştı.
It was a vinyl copy of the Go-Go's original album signed by Belinda.
evet, billie gitti. bu yeni anlaşma.
Ah dagger-axe gos away, and remembers teachings
işte araba orada. hadi gidelim.
Have nothing to do with and us, and gos away, and gos away
Üçüncü derece koma. Hava yolu açmalıyım.
I've got a GOS of three.
- Merhaba. Sana bir şey gös... gös...
There's something I'd like to sh-sh-sh- - Here.
Sana bayan bulmak için iki tane vale veriyorum.
I'll give you two gos to find the lady.
Sana o parayı nasıl işletip, parana para katabileceğini gös...
I'll show you how to turn that money into more...
Gos lanet olsun.
Gosh dammit.
Hatta geçenlerde Go-Gos'y bile kapatmak zorunda kaldım.
I actually got to turn off the Gogos the other day
Go-Gos seni ağlattı mı?
The Gogos made you cry?
- Gös... ter ba... na! - Aaahh! Aah!
Show... it... to... me!
8'in altına düşmedi.
- GOS was 14 in the field, now down to 8.
"Gos" bir şey.
"Gos" something.
Gitmeliyim.
I've got a bad case of the gotta-gos.
Ba-na-gös-ter, lüt-fen.
Show me it now dammit! Show me it now dammit! Show me it now dammit!
Teknik olarak, kesme işareti olmadan, "hu-gos".
Technically, without the apostrophe, it's "hu-gos".
Önce bize diğerini gös - Zamanımız yok.
First you show us- - there's no time.
- Efendim gös -
- Your honor, I object...
Fazla tepki gös...
Rachel, you... you're over-react...
- Aslında şunu gös -
- I actually have this...
- Aslında acil durumlarda tolerans gös...
Well, in the case of an... emergency?
Gös-ter-iş-li.
Pre-ten-tious.
GOS, olacaktı Bob Dayı.
MLP, Uncle Bob.
Duyduğum kadarıyla o GOS'nin getirisi % 8'miş.
And from what I heard, that MLP is returning 8 %.
Dün açığa satışa 100 milyon dolar gömüyor, bugün de GOS'ları mı soruyorsun?
You made $ 100 million yesterday in the short of the century and you're asking about some MLP?
Tüm o sabit gelir heveslisi kitlenin parasını GOS'lara park ediyoruz zaten.
- All the fixed-income crowd is getting dumped into mips.
Alelade bir GOS ihraççısı bir anda piyasanın göz bebeği oluyor.
A run-of-the-mill MLP just happens to be the hottest damn equity on the market these days.
- Sana gös...
- I'll show you...
Bak, lanet Gos'a çevirdin beni!
Look, you're making me a fucking Goth!
Lanet bir Gos gibi.
Like a fucking Goth.
Cesetler odun yığınları gibi yığılmaya başlayacak.
Bodiee gos ara start stacking up like cordwood.
Bon... gos.
Bon... gos.
- Roy. - Her şeyini kaybetmenin ne demek olduğunu gös- -
- I'll show you how it feels to lose everything...
- Bay Agos...
Mr. Agos... A-gos?
A-gos? - Agos.
- Agos.
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21