Göster bakalım tradutor Inglês
899 parallel translation
Mastadonlarını göster bakalım!
Bring on your mastodons!
Göster bakalım.
I'll give you a chance to prove it.
Sıkıyorsa yap, göster bakalım booya'nı
I dare ya, show me your booya!
Haydi, göster bakalım.
Come on, let's see them.
Pekâlâ, nasıl yapacağını göster bakalım.
All right, now show me just how you're gonna do it.
Göster bakalım marifetlerini.
Now, show what you can do.
Göster bakalım neler aşırdın?
Show me what you rustled up.
Göster bakalım.
To show off in front of me.
- Çekinme, göster bakalım.
Don't be coy. Lets see it.
Pekala genç bayan, göster bakalım.
OK, young lady, you show me.
Göster bakalım nasılmiş.
I reckon you'll have to show me.
- Onları nerde yakalayabilirsin burdan göster bakalım?
Where do you plan to let them build their wickiups?
Lisansını iptal etmemem için bir neden göster bakalım.
Tell me why the commission should not revoke your license.
Bu kadar değerli olan şu muhteşem hazineni göster bakalım.
Tell me, let me see this great treasure of such great value.
Göster bakalım.
Show me.
Göster bakalım.
Show me where.
- Belgelerini göster bakalım.
Let's see your Form 20.
Madem her şeyi biliyorsun, bir mucize göster bakalım.
If you know everything, then, however, you accomplish a miracle.
Ne kadar kuvvetli olduğunu göster bakalım.
Show me how strong you are.
Göster bakalım, Jack!
Come on, Jack!
Göster bakalım düşman mevkilerini.
Show me the enemy positions.
Neyin var, göster bakalım.
Show me what you've got.
Ne kadar iyi olduğunu göster bakalım.
Show me how good you are.
Bana o tüneli göster bakalım.
I guess you'd better show me that tunnel.
- Göster bakalım şu bodrumu bana.
Show me your basement.
Tamam, devam et, ekle. Ekle, dışarı kus. İlk ve son kez olmak üzere, koca bir sızlanma göster bakalım.
Well go on, add it, add it, get it out of you, once and for all in one great whine.
Neyse, yolu göster bakalım, Barney.
Well, lead on to the grape, Barney.
O zaman göster bakalım, haydi!
So show me already, huh?
Adamlarıma bir göster bakalım.
I got a way you can show the men.
Tahtaya geçip "d" harfinin nasıl yazdığını göster bakalım.
Go to the blackboard and show us how you write the letter "d."
Göster bakalım.
Show me. Let him go.
Neler yapabildiğini göster bakalım.
- Alright. You show us what you can do.
Göster bakalım, Kaptan.
Trot them out, captain.
Göster bakalım.
Let me see it.
# Göster bakalım
Let it show
# Göster bakalım #
Let it show
Hadi göster bakalım!
Come on, come!
Göster bakalım.
- Doesn't it? Show me
- Bay Anderson'a göster bakalım...
- See if you can get Mr. Anderson...
Eğer şerifsen, rozetini göster bakalım.
If you're a marshal, let's see your badge.
Rozetini göster bakalım.
Let's see your badge.
Göster bakalım yeteneklerini.
Show us your skills.
Göster bakalım yaptığını.
Show us what you've done.
Hadi bakalım, göster kendini.
Come on, kid, see what you can do.
Soyun bakalım tatlım ve yeteneklerini göster.
Let's see what's under those clothes
Göster bakalım.
Let's see.
Hadi bakalım, Şimdi bana nasıl gidiliyormuş göster.
Now here, you show me how you're going to be - -.
Göster belgelerini bakalım!
Let me see your papers!
Hadi göster bakalım şu kartları.
Show me.
Hadi bakalım, Flash, göster meziyetlerini.
OK, Flash, show me what you can do.
Göster bana bakalım.
Well, show me.
bakalım 1238
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göstereyim mi 21
göster onlara 61
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göstereyim mi 21
göster onlara 61