Haberim olsun tradutor Inglês
729 parallel translation
Fazladan adam istiyorsanız, haberim olsun.
If you need any extra men, let me know.
Şey, bir şey bulursan haberim olsun.
Well, let me know if you find anything.
Şunu diyeyim Bill, zaten bir başkanımız var.. ama belediye başkanlığı ya da şerifliğe adaylığını koymak istersen... haberim olsun.
Well, I'll tell you, Bill, we already got a president, but any time you want to run for mayor or sheriff or something like that, you just let me know.
Arzu ettiğiniz bir şey olursa, isteyin yeter. Alamazsanız haberim olsun.
If you want anything, just ask for it, and let me know if you don't get it.
Senin yada dostlarının yardıma ihtiyacı olursa haberim olsun.
If you or your friends ever need help...
Ama eğer bir gün arabaya ihtiyacınız olursa, Albay, haberim olsun yeter.
But if you ever need a new car, Colonel, just let me know.
Her hareketinden haberim olsun.
I want to know his each and every move.
- Rennit mi? - Ona ne yaptığınızı anlatmaya ne zaman hazır olacaksanız haberim olsun.
- When you're ready to tell me... what you did to him, let me know.
Riordan, Ole'yi kim öldürmüş bulursan bundan haberim olsun.
Reardon, if you ever find out who killed Ole, let me in on it.
Baksana Riordan. Onunla karşılaşırsan, bundan haberim olsun, olur mu?
Say, Reardon. if ya do run on to her, let me know, will ya?
Beğenmeyen varsa, ya da sen beğenmediysen haberim olsun.
If anyone doesn't like it or you don't like it? Let's hear about it, that's all.
Yine de fikrini değiştirecek olursan haberim olsun.
If you should change your mind later on though, let me hear.
Seni hırpalamaya başlarlarsa haberim olsun.
If they start roughing you up, let me know.
İyi bir avukata ihtiyacın olursa, haberim olsun Michael.
If you ever need a good lawyer, Michael, let me know.
O kadınlar konusunda yardıma ihtiyacın olursa haberim olsun.
You need any help with those dames, let me know!
Neleri kullanamayacağımızdan haberim olsun.
Let me know what acts we can't use.
Üzerine bir şey dökerse haberim olsun, tamam mı?
Let me know if she spills anything on you, huh?
Bir şey bulursan haberim olsun.
Let me know when you find anything.
Karar vermende yardimimi istersen haberim olsun.
If I can do anything to help you decide, let me know.
Siz de bulursanız haberim olsun.
Let me know if you find someone.
Bir ihtiyacın olursa haberim olsun.
If you need anything, let me know.
Şimdi, bir eyleme ihtiyacınız olduğunda, hemen haberim olsun.
Now, when you want action, just let me know.
Bir yardımım dokunacaksa, haberim olsun.
If ever I can be of help, tell me.
Karar verdiğinizde haberim olsun.
Let me know when you've decided.
- Paskalya Yortusu için bir kuzu istersen, haberim olsun.
- If you want a lamb for Easter, let me know.
- Michele'den haberim olsun!
- Let me know about Michele!
- Fikrini değiştirirsen haberim olsun.
- If you change your mind, let me know.
- Haberim olsun diye.
I just want to know.
Sadece haberim olsun istiyorum.
No. I just want to know.
Bir sorununuz olursa, haberim olsun.
If you have any problems, let me know.
Kara verdiğinde haberim olsun.
When you decide, let me know.
Rahatsız olduğunda haberim olsun.
Let me know when it's bothering you.
Yardıma ihtiyacın olursa haberim olsun.
Let me know if you want help.
Bundan sonra, parlak fikirlerin olduğunda, haberim olsun.
Listen, you get any more big ideas like that, and you tell me about them!
Eğer şu kamyon gelirse, ya da başkası, haberim olsun, olur mu?
If that truck should come through, or anybody else, let me know, will you?
Yenilerini çekersen haberim olsun.
If you get any more, call me.
Bir masöre ihtiyacın olursa haberim olsun.
If you ever need a masseur, just let me know.
Başkası, kendisinden almanız için baskı yaparsa bundan haberim olsun, huh?
And if anyone tries to pressure you to buy from them, I want to know about it, huh?
Teğmen, Romulanlarla temasa geçersek haberim olsun.
Lieutenant Uhura, let me know if we contact any Romulan.
Haberim olsun.
Let me know.
Los Angeles'ta çalışmak istersen haberim olsun.
If you ever want to work in Los Angeles, let me know.
İş konusunda fikrini değiştirirsen haberim olsun.
If you change your mind about that job, let me know.
Bir şey duyarsan, haberim olsun.
If you hear anything, you let me know.
Periyodik olarak ben sizinle irtibat kurarım bir saklanma yeri seçerseniz haberim olsun.
I'll contact you periodically and you let me know if you decide on a hideout.
Bir şey bulursanız haberim olsun.
And if you find out anything, let me know.
Eh, bu konuda yardıma ihtiyacın olursa, haberim olsun.
Well, if you need any help with that, let me know.
Sandra, uçuşunda herhangi bir sapma olursa haberim olsun.
Sandra. Let me know if there is any deviation in it's flight.
Şey, uğrarsa, haberim olsun.
Well, if he comes by, you give me a call.
Eğer bir gün Buisson adında biri bir tek atmaya uğrarsa haberim olsun.
If a certain Buisson ever stops by for a drink, give me a call.
Beyefendinin işi bittiğinde haberim olsun.
Let me know when the gentlemen is finished.
Başın sağ olsun, haberim yoktu.
I'm sorry, I didn't know
olsun 342
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberci 23
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberci 23