Haklarım var tradutor Inglês
467 parallel translation
Benim de haklarım var.
I'm within my rights.
Benim de birtakım haklarım var.
I'm perfectly within my...
Vatandaşlık haklarım var!
I'm a citizen, I got my rights!
Ben bir vatandaşım. Haklarım var.
I'm a citizen, and I got rights.
Haklarım var benim!
I've got rights!
Evde ne zaman istersem dinlemek için elimden asla alınamayacak, özel haklarım var.
I've got the built-in original right in the house, every time I want to hear it.
Benim de bazı haklarım var.
I got some rights too.
Bazı haklarım var.
I've got certain rights.
Benim de haklarım var.
I got my rights.
Böyle bir durumda benim de bazı haklarım var.
I've got some rights in a situation like this.
Benim haklarım var!
I'm within my rights!
Benim de haklarım var.
I got some rights, too.
Benim haklarım var.
I have my rights.
Anayasal haklarım var.
I'll stand right here on my constitutional rights.
Haklarım var.
I have rights in this country.
Ben vatandaşım, haklarım var.
I'm a citizen, I've got rights.
- Haklarım var!
- I got rights!
Bir büyükanneyim ve bir kadınım... ve kendi haklarım var.
I'm a grandmother and a female, and I've got my rights.
Eğer öyle değilse beni korumak için önlemler almalısın. Haklarım var.
If it's not, then you should take measures to protect me.
Burası benim lanet olası evim ve bu lanet olası evde benim de haklarım var.
It's my bloody house, isn't it! I've got rights in my own bloody house!
Haklarım var.
I have rights.
Bakın, benim haklarım var.
Look, I got my rights.
Taktığın yüzükten dolayı senin üzerinde kimi haklarım var, bunu bilen diğer erkekler gibi.
By the ring you're wearing, I have some rights over you as do other men who know it.
Söz konusu hırsızlıksa, bazı haklarım var.
You'll allow me, if it's about theft, I got some rights.
- Haklarım var benim biliyorsunuz!
- I got my rights, you know!
Neler olduğunu bilmek için yasal haklarım var.
I have a constitutional right to know what's going on.
Dinle, neler olduğunu bilmek için yasal haklarım var.
Listen, I have a constitutional right to know what's going on.
Benim haklarım var!
I want my fucking human rights, now!
- Durun, haklarım var benim.
- Wait a minute, I know my rights.
Haklarım var!
I have my rights!
Haklarım var. Avukatımı aramalıyım.
I have got a right to know.
Benim de haklarım var değil mi, domuz?
Even I have rights... ... don't I... ... pig?
Kendi haklarım çerçevesinde hatırı sayılır bir servetim var.
I'm a person of considerable means in my own right.
Hayatımla ilgili bazı konular var ki.. .. o konularda haklarım ve önceliklerim bana kalsın isterim.
As it happens, there are particular aspects of my life to which I would like to maintain sole and exclusive rights and privileges.
Varislerin olarak bizim de haklarımız var, mesela.
For instance, we have our rights as your heirs.
Bizim de bazı haklarımız var!
We have some rights, Colonel!
Sadece Deveraux Çiftliği değil artık petrol kontratımız, maden haklarımız ve korumamız gereken hisse sahipleri var.
Devereaux Ranch isn't just cattle anymore. We've got oil leases, mineral rights... stockholders we have to protect.
Artık haklarımız yok Livia, yalnızca görevlerimiz var.
We no longer have any rights, Livia, only duties.
Ben de insanım ve benim de herkes gibi haklarım ve duygularım var.
I'm a human being and I got as many rights and feelings as anybody else.
Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var.
We'll fight for our rights. And we've got the money to do it.
Bu şehirleri birleştirecek yollara, Picketwire'ın sularını tutacak tutacak barajlara ve de ne kadar basit olurlarsa olsunlar, tüm erkek ve kadınların haklarını korumak için eyalet olmaya ihtiyacımız var.
We need roads to join those cities, dams to store up the waters of the Picketwire, and we need statehood to protect the rights of every man and woman, however humble.
Biz, İrlandalı arabacıların bir şikayet dilekçesi var. Bizler, çalışmaya zorlandığımız kötü koşulların düzeltilmesini yeniden düzenlenmesini talep ediyor ve bu vesile ile, kanuni haklarımız gereği, müteakiben sayacağım konuları öne sürüyor ve dikkatine sunuyoruz :
We state in plain and simple terms the bad conditions under which we've been forced to labour, and do hereby raise formal objection to the followin', to wit :
- Buna hakları var mı?
And they'll be right?
Anayasal haklarım adına konuşmaya hakkım var!
I've a right to speak on behalf of my constitutional rights!
Haklarımız var.
We have rights.
Haklarımız var.
We have our rights.
- Bizi aramak için izin gerekiyor. - Haklarımız var.
You need a warrant to search us, man.
Eh, sanırım bu savaşta atların da insanlar kadar çıldırma hakları var.
Well, I suppose horses have as much right to go crazy in this war as men have.
İnsanların gerçeği bilmeye hakları var ve onlara anlatacağım.
And these people have the right viz. And I'll tell you.
Bunu yapmaya hakları var mı?
Can they do that?
Kiracı haklarımız var!
We have residents'rights!
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19