Haklısınız tradutor Inglês
5,473 parallel translation
Tamamen haklısınız.
That is totally fair.
Haklısınız.
You're right.
Haklısınız.
Absolutely. Here, liquid sublimity.
Haklısınız, yeniyim.
No, that's right. I'm new.
Hepiniz haklısınız.
You are all right.
Bence tamamen haklısınız.
I think you're probably right.
Ve haklısınız.
And you are right.
Evet, haklısınız Bayan Rutledge.
Yes, I agree, Mrs. Rutledge.
Evet haklısınız.
Yeah, right.
Kesinlikle haklısınız Bayan Rutledge.
You're absolutely right, Mrs. Rutledge.
Evet, evet, haklısınız.
Yeah. Yeah. Right.
Çok haklısınız amına koyayım!
You're fucking right!
- Haklısınız.
And how are we going to know those numbers if we don't know those numbers? Right.
- Tabii, haklısınız.
Sure, no. Right.
Haklısınız, ben bir hırsızım. Ve bu işte çok da iyiyim.
You're right, I'm a thief, and I'm a damn good one.
Siz haklısınız.
You guys are right.
Çok haklısınız, evet.
No, you're absolutely right, yeah, yeah, yeah.
Mm. evet, haklısınız ama, bunun tadı gayet güzel.
Mm. Yeah, you're right, that does taste funny.
Haklısınız.
You are right.
Belki de haklısınız.
You're probably right.
Haklısınız.
That's true.
Haklısınız, tek başına her şeyi icat?
You invent everything alone, right?
- Haklısınız.
- Exactly.
haklısınız bir keresinde ben de yiyecek bulamadım..
you are right once even i didn't have food to eat..
Haklısınız, tuhaf.
You're right, it's weird.
- Haklısınız.
- Right.
Haklısınız, yapmak önemli şeyler var mı?
You got important things to do, right?
Evet haklısınız, özür dilerim.
Oh, you're so right. I'm sorry. I apologise.
Profesör Weldon, kesinlikle haklısınız.
Professor Weldon, you're entirely correct.
Haklısınız sanırım.
I guess so.
- Elbette, haklısınız.
- Right, yeah.
Evet, tamamen haklısınız.
Exactly... Indeed...
Yo. aslında haklısınız.
No, but... she's right.
- Muhtemelen haklısınız.
You're probably right.
- Çok haklısınız, efendim.
- You are correct, Your Honor.
- Fena haklısınız.
- You got that right.
Haklısınız. Merhaba.
No, you're right.
Haklısınız. Çok daha kazançlı bir meslek.
An altogether more profitable line of work.
Haklısınız, hislerimiz karşılıklı.
You're right. Mutual hysteria.
Haksız mıyım? - Haklısın.
No, it's not.
Haklısın, yapamayız.
You're right, we can't.
Evet haklısın.Anlaşmamız vardı, anlaşmıştık.
You're right. We did have a deal. We had that deal.
Haklısın, küçük kız.
That's right, little girl.
Haklısın. Paramızı başka yerde harcamaya gidelim.
You're right, we're gonna go somewhere else to spend our money.
İnsanlar filmlerle bu şekilde tartışmaya girerek özdeşleşirler çünkü haklıysanız, kimse size haksızsınız diyemez.
That's the way people do relate to films, is in that argumentative sort of way, in which if you're right nobody can tell you that you're wrong.
Haklısınız.
True.
Haklısınız tabii, inlemeleri de düşünmeliydim.
You're right, I should've thought about the groans.
Evet, haklısın galiba ama er ya da geç konuşacağız çünkü sadece bu şekilde senden özür dileyebilirim.
Yeah, I guess you're right... but we will eventually, because that's the only way I'll get a chance to say I'm sorry.
Haklısın, birlikte olmamalıyız.
You're right. We should not be dating.
Karınız davranışlarında haklıydı.
Your wife's actions were justified.
Haklısınız.
Yes.
haklısınız efendim 33
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklı olabilirsin 178
haklısın galiba 26
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklı olabilirsin 178
haklısın galiba 26