Haklıymış tradutor Inglês
2,578 parallel translation
Justin haklıymış.
Justin's right.
Beni öldüreceksiniz ama anlaşılan ilk defasında haklıymışım.
Well, you are just gonna kill me but turns out I was right the first time.
- Boşuna umutlanmamalıymışım, haklıymışsın.
You're right. It was a mistake to get my hopes up.
Zemo haklıymış, gücün şaşkınlık verici.
Zemo was right, your power is impressive.
Claudia senin hakkında haklıymış, Jinks.
Claudia was right about you, Jinks.
Bir konuda haklıymış.
At least one of us got it right.
Yapıştırıcı konusunda haklıymışım. Toluenin içinde çözünen polivinil asetat polimeri.
I was right about the glue- - a polyvinyl acetate polymer dissolved in toluene.
Sam bu kitap konusunda haklıymış.
Sam was right about this book.
Haklıymışım.
I was right.
Cash haklıymış.
Cash was right.
Haklıymış.
Well, he was right.
Dr. D. haklıymış.
Dr. D was right.
Şüphe etmekte haklıymışız.
And that's reasonable doubt.
- Shawn, dinle, bence Mel, Grady'nin haberi olmadan birisinin ona gizlice Greenies verdiğini söylerken haklıymış.
I think Mel was right about somebody slipping Grady greenies without his knowledge.
Belli ki, haklıymışım.
Turns out I was right.
Sanırım haklıymış.
Guess he was right.
Liam haklıymış, her şey Bay'le ve Bay'in dramlarıyla ilgili olmalı.
Liam was right... it always has to be about Bay and her drama.
Senin hakkında da haklıymış!
She is right about you too!
Anlaşılan haklıymışım.
Turns out I was right.
Şu kızın erkek arkadaşı konusunda sen haklıymışsın.
so you were right, you know, About that girl's boyfriend.
Rice haklıymış gibi sanki.
I guess rice was right.
Alicia haklıymış, Sen aşağıIıksın.
Alicia was right, you're despicable.
- Adam haklıymış.
- He's right.
Benim seninle ilgili ilk izlenimim haklıymış.
Thought--impression of you was.
James haklıymış, siz de oldukça etkileyicisiniz.
James was right, you're quite the charmer.
Bütün bu gariplik konusunda haklıymışım demek ki.
Guess I was right about all that weirdness after all.
Evet, Artie haklıymış.
Well, Artie was right.
Mark Twain haklıymış, berbat edilmiş bir yürüyüş.
Mark Twain was right- - a good walk spoiled.
- Helen haklıymış.
Helen was right.
# Şimdi anladım ki haklıymışım #
¶ I know now I was right ¶
Stukowski haklıymış, gerçekten de zayıf biri.
Stukowski was right, he's vulnerable.
Tanrım. Haklıymış.
My God, he's right.
Görünüşe göre Beau Randolph haklıymış.
Looks like Beau Randolph was right.
Meraklı çörekteki adam haklıymış.
The guys at pie curious were right.
Wainright haklıymış.
So Wainright was spot-on.
Haklıymışsın. Sunuculardaymış.
And you were right- - he was on the cloud drive.
Enfeksiyonda haklıymışım velhasıl.
Infection was right, after all.
Serena haklıymış.
Serena was right.
Biri gelmiş, haklıymışsın.
Somebody's here, you're right.
Savunma morlukları ve yakın mesafeli kurşun yaraları ile ilgili şüphelerinde haklıymışsın.
I, uh, confirmed your suspicions regarding the victim's defensive bruising and the close-contact nature of the gunshot wounds.
Millet haklıymış.
Everybody was right.
Johann haklıymış.
Johann was right.
Andrew Pike haklıymış patron.
Boss, Andrew Pike was right.
Toksin testiyle ilgili konuşacağım ama evvela Ducky kafa yarası konusunda haklıymış
Tox talk, yes, but first, Ducky was right about the head wound.
Mac, sert cisim travması konusunda son derece haklıymış.
Mac was definitely right about the blunt force trauma.
House haklıymış.
House was right.
Fuller haklıymış. Şehit muamelesi görüyor.
He's a fucking martyr.
Danny haklıymış.
Danny was right.
Haklı mıymışım?
Was I right?
Wesley haklıymış.
Wesley was right.
Annen haklıymış.
It's very slimming to your bicep.
haklıymışsın 149
haklıymışım 61
haklıymışsınız 20
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymışım 61
haklıymışsınız 20
haklısın 4682
haklisin 34
haklı 645
haklısınız 730
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37