English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ H ] / Hatırım için

Hatırım için tradutor Inglês

841 parallel translation
Hatırım için onu kurtar. "
Save him. Do it for me. "
- Baba, hayır, benim hatırım için.
- Father, no, for my sake.
- Hatırım için bir kadeh içmez miydiniz?
- Won't you please have a glass of wine?
Hatırım için ona bir şans daha verin.
Give him another chance, for my sake.
Lizzie, hatırım için.
Lizzie, for - my sake.
Hatırım için işi kısa yoldan halledelim.
Johnny, for me, the quick way. Please.
En azından bunu hatırım için yapabilirsin.
At least you can do this for my sake.
- Hayır. - Hatırım için.
- For my sake.
Hatırım için.
Just for me.
Hatırım için onunla ilgilenin.
Take care of him, for me.
Sevgili yurttaşlarım, bırakın tek başıma gideyim. Benim hatırım için Antonius'la kalın.
Good countrymen, let me depart alone, and for my sake, stay here with Antony.
Benim hatırım için, efendim.
For my sake, sir.
Aramızda bir nişane olsun, böylece ne kadar... O halde hatırım için tak.
Then wear it for me.
Bunun teselli olmayacağını biliyorum ama hatırım için alın bunu.
I know this won't be of any comfort....... but do it for me, take them.
Tatlım, lütfen, hatırım için.
Honey, please, for my sake.
- Hatırın için seni ona götüreceğim. - Hatırım için mi?
And I'll get you there for your sake.
- Hatırım için ona "Hanımefendi" deme.
- Don't call her Madam " for my sake!
Hadi hatırım için git yat artık.
Will you do me a favor and run along to bed?
Nedenini sorma lütfen, ama hatırım için bunu tak.
Please don't ask me why, but just wear it for my sake.
Böyle olsun dedim, Çünkü yaşlanıyorum. Gece sesleri iyi duyamıyorum....... hatırım için bu gece onunla ilgilenirmisin? Hmm?
Let's just say because I'm getting old and hearing noises in the night would you mind tying him up for my sake?
Hatırım için, sınıra varmamızı sağlamak hoşunuza gitmez miydi?
Wouldn't it amuse you, for my sake, to make it possible for us to get to the border?
- Bakın, hatırım için...
- Look, for the love of...
İzin ver yine deneyeyim benim hatırım için.
Let me try again, just once more.
Hank, hatırım için, lütfen, git ve onu gör
Hank, for my sake, please, go and see him.
- Hatırım için.
- For my sake.
- Hatırım için yap.
Do it for my sake.
Size şunu hatırlatırım ki Shakespeare'in Othello'su kahramanı için kötü bitiyor.
Let me remind you that Shakespeare's Othello ends badly for the hero.
Senin hatırın için yapıyorum.
- I'm a doin it for you.
Hatır sormak için uğradım.
Dropped in for a chat.
Ne zaman kendini beğenmiş, şovenlik için entellektüel bir hale gelsek cani bir ulus bizi çocuk oyuncağı gibi görür, hakkımızdan gelmeye hazırlanır.
Whenever we get too high-hat, too sophisticated for flag-waving some thug nation decides we're a pushover, all ready to be blackjacked.
Hatırım için.
Now, do it for me, George.
Kızdığım için hatırımda kalmış.
I remember because I got sore.
Beni düşündüğünüz için teşekkür ederim, Bayan Bantam ama kendi içki kapasitemi belirleyecek yaşta olduğumu size hatırlatırım.
I apreciate your interest in me Ms Bantam but I must remind you that I'm quite old enough to determine my own drinking capacity.
Hayatım, bu sabah Neron, hatırımı sormak için birini gönderdi.
Nero sent to inquire after my health.
Michael'ın hatırı için umarım öyle olmaz.
I hope not, for Michael's sake.
Senin hatırına bir üçkağıtçı oldum. Kendim için olmayacağım.
I've been an impostor for your sake, I'll not be one for my own.
Senin hatırın için evde kalacağım bugün.
And, for thy humor, I will stay at home.
- Ona yardım et, hizmetkarının hatırı için...
- Help him, for the sake of thy servant...
Burada sadece sizin hatırınız için kaldım, Bayan Emma.
I only stayed this long for your sake, Miss Emma.
Senin hatırına ve Elizabeth'i korumak için şimdiye dek sessiz kaldım.
For your sake, and to protect Elizabeth, I've so far kept silent.
Onun hatırına, benden başka kimsesi olmadığı için bu tehlikeyi göze almıştım.
For her sake, as long as she only had me in her life, I had to accept the danger of my presence.
Niye hatırınız için bir şey yapacakmışım?
Why should I do anything for your sake?
- Umarım. John'un hatırı icin.
- I hope so, for John's sake.
Şimdi de hatırınız için, evrim konusuna da kafa yormadığını göstermeye çalışıyorum.
Now, for your sake, I'm trying to establish that he is not working at evolution.
Bir keresinde Dublin'de bir at gösterisindeydim ve Sheldon otelinde bir adamdan siyah iç çamaşırı giymem için telefon aldım... şahsen seni hatırlattı.
I was once in Dublin for a horse show and I got a call at the Sheldon from a man who wanted to dress me in black underwear... personally.
Çünkü gerçeğin ötesindeki bu gerçek için hevesli hatırı sayılır bir izleyici var,... ki bir gün zamanımızın işareti olacak.
For there is a considerable audience eager for this truth beyond truth which will one day become the sign of our times.
Sanırım üzerimde üniformam olmadığı için beni hatırlayamadın.
I guess you don't recognise me out of uniform.
Yoldaşlarımın hatırı için, etrafta dolaşıp artistlik yapmasına izin veremem.
For the sake of my fallen comrades, I can't let him keep swaggering around.
Normandiya'ya geri dönmek zorunda kalırız. Genç ve kültürlü arkadaşımızı, selamlamama ve, bu göreve layık görülebilmesi için öncelikle piskopos olması gerektiğini hatırlatmama izin verir misiniz?
May I crave leave to greet our young and learned friend, for I noticed him when he was first made Archdeacon.
Şehirde elli erdemli bulursam, bütün şehri onların hatırı için bağışlayacağım.
If I find 50 righteous within the city... I will spare all the place for their sakes.
Eski zamanların hatırına, biraz Longhorn tuttuğumuz için memnunum, Sam.
I'm glad we kept some longhorns, Sam, for old times'sake.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]