Her şeyimi tradutor Inglês
1,951 parallel translation
Her şeyimi kaybettim.
I just lost everything.
O kızları geri getimek için... her şeyimi... her şeyimi... canımı bile verebilirim.
I would give anything - I would give anything - my life - to get those girls back.
Her şeyimi bu saldırıda kullanacağım!
I will put everything into this one attack!
Her şeyimi elimden alacak dostum!
She's gonna take everything from me, man!
- Ziyaretçilere bayılıyor. Ziyaretçiler her şeyimi elimden aldı.
The Visitors took everything I had.
O adam benden her şeyimi aldı.
That man took everything from me.
Az önce her şeyimi 11 yaşındaki bir çocuğa gösterdim.
I just flashed my hoochie to a11-year-old boy. What?
Bu seyahat için her şeyimi verdim.
I... I blew everything on this trip.
Her şeyimi kaybettim.
I lost everything.
Her şeyimi...
Did I...
Sana her şeyimi verebilirim.
I'll give you anything. Mr. Julius.
O çocuklar için her şeyimi feda ettiğimi herkes bilir.
Everyone knows that I've sacrificed everything for these kids.
Her şeyimi sana feda ettim.
I gave everything for you.
Bunu yine çaldığını duymak için her şeyimi verirdim.
Oh... I'd give anything to hear you play this again.
Ben gidiyorum ve her şeyimi de alıyorum.
I'm leaving and I'm taking all my shit!
Senin gibi bir babam olması için her şeyimi verirdim.
I'd give anything to have a dad like that.
Karım uçup gidince her şeyimi kaybettim.
I lost everything when my wife took off.
Her şeyimi kaybetmeyi göze alamam.
I couldn't afford to lose everything.
Bu kitap için her şeyimi riske ediyorum, Bree.
I really put my neck on the line for this book, Bree.
Her şeyimi sende heba ettim.
I've lost everything to you.
Her şeyimi ona borçluyum.
It meant everything.
Her şeyimi elimden aldılar.
They took everything from me.
İşimi, her şeyimi kaybettim ve senin söylediğin tek şey "Belki de yalan söylememeliydin" mi?
I lose my job- - everything - and all you can say is, maybe I shouldn't have lied?
Ambrosia Çikolata için çalışıyordu. Onunla her şeyimi paylaştım, tariflerimi, her şeyi.
I shared everything with her- - my recipes, everything.
Ona her şeyimi verdikten sonra
♪ I'm lost without a cause ♪
İkinci bir şans elde edip doğru olanı yapmak için her şeyi yapar, her şeyimi veririm.
I would do anything, give anything to be able to get a second chance to get it right.
Belki senin beklentilerini karşılamıyorum ama eğer onu incitirsen benden her şeyimi almış olursun.
I may not have lived up to your expectations, but if you hurt her, You will have failed all of mine!
Her şeyimi sana borçluyum.
I owe you everything.
Ruanda'da her şeyimi aldı.
In Rwanda, he took everything from me.
- Ziyaretçiler her şeyimi elimden aldı.
Visitors took everything I had.
Bugün, her şeyimi kaybediyorum.
I'm losing everything today.
Her şeyimi!
Everything!
Her şeyimi sana verebilirdim.
I would have given you everything.
Her şeyimi aldı.
She's taken everything.
Her şeyimi aldı elimden.
He took everything I had.
Ben de... her şeyimi verirdim...
And I would... I would give everything...
Sana her şeyimi sırf bu işler son bulsun diye verdim.
I gave you everything so this would come to an end.
Her şeyimi arazi anlaşmamızda kaybettim.
I lost everything on our land deal.
Şu an bir taco için her şeyimi verirdim.
Dag, I would give anything for a taco right now.
Size dest çıkmak için her şeyimi bırakıp buraya geldim, tamam mı?
I have given up everything to come here and look after you, all right?
Her şeyimi hislerime katarak yapacağım Ha?
I'd act on all of my feelings Book One The Time of Awakening Oh, hey Rygart.
Aşağılık herifler giysilerimi, bilgisayarımı koleksiyonumu- - Her şeyimi aldılar.
Bastards took my clothes, my computer, my collection, everything.
Sanırım, bazı şeyler çıkıyor bundan "benden utan" tarzı bir ileti almalıydım her şeyimi saklayıp kilitlemeliydim.
Well, I mean, I guess it comes to a point Where it's a kind of a "shame on me" type of thing, Where I should have locked everything up,
Maddi, manevi her şeyimi ona vermeye hazırım.
I'm ready to give him my wealth and body..
- Her şeyimi düşündüğüm yere.
- Where I do all my thinking.
Çok iyi bir paraya her şeyimi satmak.
To sell out for an obscene amount of money.
Sana her şeyimi verdim ve gidiyorsun öyle mi?
I give you everything I have, and you leave?
Bunu yapmaya olan ilgimi kaybettikten sonra her şeyimi elimden aldılar!
I lose interest sometimes even before they've took their kit off!
Her şeyimi işime adamıştım.
I've put everything in my business.
Zaten her şeyimi sana verdim.
I did give you everything.
Evet, aldığın şeylere bakınca niye her şeyimi almıyorsun?
Yeah, well, seeing how we taking things, why don't you take it all?
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44