Hiç şaşırmam tradutor Inglês
286 parallel translation
Bütün bu olanlarla bir bağlantısı ortaya çıkarsa hiç şaşırmam.
I wouldnt be surprised if he had something to do with this.
Biliyor musun, Başkan kabineye girmemi teklif ederse hiç şaşırmam.
You know, I wouldn't be a bit surprised but what he offered me a Cabinet job.
Size de bir fatura takdim ederse hiç şaşırmam.
I wouldn't be a bit surprised if he comes in here and presents you with a bill.
Yarın seni sağ salim anne babana teslim edeceğim. Seni geri vermek benim için çok zor olursa hiç şaşırmam.
And tomorrow, I'll take you back safe and sound to your father and mother... and I won't be a bit surprised if I just hate to give you up.
Bu adam evine gittiğinde kutsal kitabı açsa ve şöyle bir göz gezdirse hiç şaşırmam.
And I wouldn't be surprised if, when he goes home... he takes down a certain book... and looks into it.
- Bak dinle... Bu aralar gelip de niyetinin ciddi olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam.
- Honestly, Aunt Fanny I shouldn't be surprised to have him declare that his intentions are honorable.
Hiç şaşırmam.
Wouldn't surprise me a bit.
Bu arkadaş bizden hoşlanmadıysa buna hiç şaşırmam efendim.
You see, sir, I wouldn't be surprised if this fellow disliked us.
Bu günlerde bir nişan işi çıksa hiç şaşırmam.
It wouldn't surprise me if it came to an engagement one of these days.
Onu da başarırsa hiç şaşırmam.
It wouldn't surprise me if he made it.
Şu kızılderili kız birgün bu kovboyların birçoğunun canına okursa hiç şaşırmam.
Wouldn't surprise me none if that Indian girl... didn't up and massacre the whole dern lot of them.
- Kazanırsan hiç şaşırmam.
- I wouldn't be at all surprised.
Onları sen öldürmüşsen buna hiç mi hiç şaşırmam.
I really wouldn't be in the least surprised if you'd murdered them all.
Bu olursa hiç şaşırmam, efendim.
I wouldn't be at all surprised if it was, sir.
Öyle ise hiç şaşırmam.
Seriously, "Extraordinary," I shouldn't be a bit surprised.
İngilizler gözetliyorsa hiç şaşırmam.
The British may be watching it.
Uranyum kralı olduğunu görürsem hiç şaşırmam.
It wouldn't surprise me to see him become the uranium king.
Vickie bir defasında bana demişti ki, "Bu ikisi arasında bir şeyler varsa hiç şaşırmam -"
My Vickie once said to me, "I wouldn't be at all surprised if- -"
Eğer üretimleri durdurulursa hiç şaşırmam.
Wouldn't surprise me a bit if they stopped making them.
Hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised.
Bilmem, ama olursa da hiç şaşırmam.
I don't know, but I wouldn't be surprised.
Sabahın bu saatinde uyuyakalmışsa hiç şaşırmam.
Wouldn't surprise me any if he's asleep this time of the morning.
Normandy'nin bir köyünde ya da başka bir yerde bir gün uyanırsam hiç şaşırmam doğrusu.
Ι never know if Ι'm going to wake up in rustic Normandy or somewhere eΙse.
Bunun arkasında Jewel Mayhew'in olduğunu duyarsam hiç şaşırmam.
It wouldn't surprise me to find out that Jewel Mayhew was behind all this.
Buralarda olursa hiç şaşırmam.
Something along these lines, I shouldn't be surprised.
Genellikle hedeflerimi hiç şaşırmam. - Merhaba.
Usually I'm fantastic at hitting my target.
Şayet bir yerlerde aranıyorlarsa hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised but they were wanted someplace.
Kocanın bir metres tuttuğunu duysam eğer, hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised to hear that your husband's secretly seeing a mistress.
Buna hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised.
Âşıktım derse hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised if he were in love.
Akrabanız olduğunu söyleyecekseniz, buna hiç şaşırmam!
I wouldn't be surprised to learn he's a relative of yours!
General de Gaulle, "Verdun Mareşali'ne hürmet etmeliyiz." dediğinde şahsen hiç şaşırmamıştım.
Sectarianism can't go on forever. It's not because a man is killed that the problem will be solved.
Yente sana koca bulduysa, hiç şaşırmam.
I wonder if Yente found you a husband.
Öyleyse hiç şaşırmam.
I shouldn't be surprised.
Hiç şaşırmam. - Baron değil, hemşirelerden biri.
No, it's not the baron.
İnsanlar aile hayatını, aile kurumlarını hiçe saymaya başladı, ve biz farkına bile varmadan, zenci ile beyazın evlendiği günler gelirse hiç şaşırmam.
People begin by sneering at family life, and family institutions, and before you know it, we'll have intermarriage between black and white!
Gece biraz yağmur yağarsa... hiç şaşırmam.
And I shouldn't be a bit surprised if we get a spot of rain tonight.
Çılgın bir aşığın işlediği suç ise hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised if it were the crime of a crazy lover.
Orada çıkarsa hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised.
Uyuşturucu kullanıyorsan hiç şaşırmam.
Wouldn't be at all surprised if you're not on drugs.
Bakın tüm araçları peşine takacağım. Eğer Rosy, Kellman ve Frank'in kızına neler olduğunu açıklarsa hiç şaşırmam. Şerif Russell...
listen, I'll call all three cars out after that boy and I wouldn't be surprised if he could tell us what happened to rosy keilman and frank's kid, too sheriff russell... sheriff what the dickens is this?
- Dün gece içtiklerinden sonra hiç şaşırmam!
It's not surprising. She was drunk yesterday.
Tabii. Şimdiye kadar kaçmışsa, hiç şaşırmam.
I wouldn't be surprised if he's run by now.
Eşini Yorkshire'da bırakmak için bir mazeret uydurursa hiç şaşırmam. Eve erken döner, ve yeni yıl da bir yaygara ile başlar.
I wouldn't be surprised if he found an excuse to leave the wife in Yorkshire come back early, and start the New Year with a bang.
Ve çoğunlukla olduğu gibi, burada da evlilik didişmesinin kaynağı parasal nedenlerse hiç şaşırmam.
And, as per usual, I wouldn't be surprised if the source of the marital friction weren't financial.
Ona bu şekilde ulaşmışlarsa, hiç şaşırmam.
I shouldn't wonder if that's the way they got her.
- Hiç şaşırmam.
- I wouldn't be surprised.
- Hiç şaşırmam.
- I shouldn't be surprised.
Hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım.
I was never so surprised in my life.
Hayatımda asla hiç bu kadar şaşırmamıştım.
I've never been so surprised in my Iife
Hiç bu kadar şaşırmamıştım.
I never was so surprised.