Işte oldu tradutor Inglês
7,632 parallel translation
İşte oldu.
Here we go.
İşte bu da son kalan tosttu ve sabahım berbat oldu.
And that is the last of the Toaster Strudels, and now my morning is ruined.
Oldu işte.
There.
- Evet, oldu işte.
- Yeah, that's her.
İşte oldu.
There.
Oldu işte.
It's a surprise.
Oldu işte.
There you go.
- Yardım et lütfen. - İşte oldu.
Could I have this on?
Sürekli göz süzüyordun, şimdi senin oldu işte.
You've been eyeing it forever, and now it's yours.
Oh, şimdi oldu işte.
Now we're talking.
İşte istediğiniz oldu.
So there you have it.
İşte oldu.
Okay.
İşte oldu!
Hey!
Bu sürpriz oldu işte.
Well, that's a surprise.
Tamam, işte oldu.
Okay, there you go.
Evet, fikrimi değiştirdim işte, oldu mu?
Yeah, well, I changed my mind, all right?
İşte şimdi oldu.
There it is.
İşte şimdi tuhaf oldu.
Okay, now it's weird.
İşte oldu.
OK. There you go.
İşte oldu.
Oh, there we go.
İşte bu sevebileceğim tarzda bir seçim oldu.
Now, this is an election I can get into.
İşte oldu.
There we go.
İşte oldu.
There you go.
- İşte oldu.
Here you go.
- Doktor dedim. - Haydi, Sweets! - İşte oldu.
♪ I say, Doctor ♪ Go, Sweets!
Olamaz, işte bu kötü oldu.
Oh, no. No. Bummer.
İşte böyle oldu.
That's what I've done.
Oldu işte bir şeyler.
I don't know, the... the, I don't know, life happened. [Laughter] Things...
- Margot oldu işte.
- Margot happened to her.
Oldu işte.
Here we go.
İşte, bu hoş oldu.
Well, that's nice.
- İşte oldu.
- Here you go.
İşte oldu.
Um, I just,
Yine oldu işte.
There it is.
Biraz oldu işte.
Little while now.
Senin planın güneyde kalınca... birazcık kaçınılmaz oldu. İşte başlıyoruz.
It was somewhat unavoidable, once your plan went south.
- İşte ampulü yakan bu oldu.
- And that set off the light bulb.
İşte oldu.
There, it's done. Now get in the cart already.
İşte oldu.
We're done.
Bak, bu çok kötü oldu işte.
Well, that's, uh, that's too bad, you know?
İşte oldu, yakaladık.
Here you go. Yeah. Got him?
İşte oldu!
There!
Birden oldu işte.
Look, it just happened.
Oldu işte.
Okay.
İşte şimdi oldu.
Now we're talking.
- Oldu işte.
And it has happened.
İşte oldu.
Here you go.
Beyzbol işte, oldu mu?
It's baseball, okay?
- İşte oldu.
There you go.
İşte oldu.
There it is...
İşte oldu.
- There you go.
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldürür 25
öldüğünde 37
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldürür 25
öldüğünde 37
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25