Kahvaltı yaptın mı tradutor Inglês
150 parallel translation
Kahvaltı yaptın mı?
You've had your breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Had your breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Have you had breakfast? Yes, thank you.
Kahvaltı yaptın mı?
Had breakfast? - No.
- Bu sabah kahvaltı yaptın mı?
- Did you have breakfast this morning?
Kahvaltı yaptın mı?
Had your breakfast yet?
- Kahvaltı yaptın mı?
Uh, you had breakfast? You like to eat?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Have you had any breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
- You eat already?
Kahvaltı yaptın mı?
Have you had breakfast?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Had your breakfast?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Have you had breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Have you had your breakfast?
Kahvaltı yaptın mı dedim.
I said, have you had your breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Had breakfast yet?
Kahvaltı yaptın mı?
She'll be back soon. Had breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Did you have any breakfast?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Have you eaten?
Kahvaltı yaptın mı?
Did you eat?
- Kahvaltı yaptın mı?
- Have you had your breakfast?
Ne harika bir gün kahvaltı yaptın mı?
Great day today. Had breakfast yet?
Kahvaltı yaptın mı?
Did you have breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Do you have your lunch?
Kahvaltı yaptın mı?
Had breakfast?
Kahvaltı yaptın mı?
Have you eaten breakfast? Why?
— Kahvaltı yaptın mı?
- Have you had breakfast?
Bayan Jessica'ya yaptığım gibi size de kahvaltınızı getirdim.
I brought your breakfast... just like I do for Miss Jessica.
Bay James, kahvaltını yaptın mı?
Mr. James, have you had your breakfast?
Eunice ile kahvaltı yaptınız mı?
Eunice and you had breakfast?
Henüz kahvaltını yaptın mı?
You had breakfast yet?
Ve sonra kentte mola verip, kahvaltı yaptığınızı söylemiştiniz.
I'm disappointed at your lack of candour, my dear.
- Onlar, ee... Kahvaltılarını yaptılar mı?
- They... haven't had their breakfast yet?
Kahvaltını düzgün yaptın mı?
Did you eat your breakfast properly?
Kahvaltı yaptınız mı? - Evet, efendim.
Had your breakfast?
Kahvaltını yaptın mı, canım?
Have you had any breakfast, dear?
Ardından ekip, yarım bardak üzüm suyu, 30 gramlık bir biftek 36 gramlık portakal suyu 2 yumurta ve bir parça kızarmış ekmekten oluşan kahvaltılarını yaptılar.
The crew then had a breakfast consisting of half a grapefruit, a ten ounce steak, twelve ounces of orange juice, two eggs and toast.
Kahvaltını yaptın mı?
Have you had breakfast?
- Burada kahvaltı yaptın mı?
- You've had breakfast here?
Sizin ve kıdemli subayların son zamanlarda bir özür - istihkak paketleri biraz hayal kırıklığına uğratmış olabilir, böylece bende suda yetişiliş taze sebzeler kullanarak yaptığım... Oh, küçük bir kahvaltı.
I know you and the other senior officers have been disappointed with the rations so I'm using a few vegetables from the hydroponics bay to whip up a little breakfast.
- Bende yeni kahvaltı yaptım, aç mısın?
- I was just about to eat breakfast.
Hiç unutmam, sabahın dördünde uyanıp kahvaltımızı yaptıktan sonra, botlarımızı cilalar ve tatbikat yapmak için dışarı çıkardık.
I remember we used to get up at four in the morning After breakfast, we'd shine our boots and we'd go out on manoeuvers.
Kahvaltıya ne yaptın bakalım?
So, what's for breakfast?
Kahvaltını yaptın mı?
Have you had breakfast yet?
Evlat, kahvaltılık ezmeyi yaptın mı?
Son, how's it going with the breakfast pâté?
Kahvaltını ne zaman yaptın?
I'm trying to feed the bees.
Kumarhaneyi yaptığımızda kahvaltın bedava olacak.
And when we do, your breakfast will be comped.
Acaba diyorum, kahvaltı yaptın mı?
Have you had breakfast yet?
Floransa'da kahvaltı yaptığımız kafeyi hatırladın mı?
Do you remember in Florence, that café where we were having breakfast?
Kahvaltı yaptınız mı?
Did you have breakfast?
Ben şey kahvaltılarını yaptırdım.
I've um... I've given them their breakfast.
- Kahvaltı yaptınız mı çavuş?
- Have you had breakfast, Sergeant?