English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kapatmak zorundayım

Kapatmak zorundayım tradutor Inglês

210 parallel translation
- Kapatmak zorundayım.
- Oh, is it? - l shall have to lock up. - All right.
Kapatmak zorundayım.
I've gotta hang up.
Kapatmak zorundayım.
I have to close up.
Camı kapatmak zorundayım. Yalnızca hava almak istemiştim.
I'LL HAVE TO CLOSE THE WINDOW.
Bir dakika, lütfen.Kapatmak zorundayım
Just a minute, please. I have to ring off now.
Ve artık, sevgilim kapatmak zorundayım.
And now, my dearest, I must close.
Bak Raymond, kapatmak zorundayım.
Look, Raymond, I've got to hang up.
Özür dilerim, kapatmak zorundayım. İncelemem gereken çok önemli bir dosya var.
Excuse me, but I have two very urgent files I need to study.
Bayan Daniel, artık kapatmak zorundayım.
Mrs. Daniel, I have to close up now.
Ama, kapatmak zorundayım.
Well, I have to close up now.
Kapatmak zorundayım.
I must hang up.
Gözlerimi bir süreliğine kapatmak zorundayım.
I've got to close my eyes for a while.
Paul, üzgünüm kapatmak zorundayım beni çağırıyorlar.
- I have to go, they're calling me.
Tamam. Seni kapatmak zorundayım.
Okay, I'm gonna have to shut you off.
Vi, artık kapatmak zorundayım.
Vi, I have to go now.
Bak kapatmak zorundayım.
I'm going to hang up on you.
Dinle, kapatmak zorundayım Neler olduğunu öğrenir öğrenmez seni arayacağım.
Listen, I gotta go. I'll call you as soon as I know what's happening.
Kapatmak zorundayım.
Look, I can't talk any longer. I got to go.
Telefonu kapatmak zorundayım.
I've gotta get off the phone.
Onu kapatmak zorundayım!
I'm gonna have to turn it off!
Onu kapatmak zorundayım, yoksa hiçbir şey farklı olmayacak.
I got to close it or nothing's going to be different.
Sara, şimdi kapatmak zorundayım ama seni sonra ararım, sohbet ederiz.
Listen, Sara, I really must go right now but I'll phone you later to catch up.
Yedi bine kadar onun kayıplarını kapatmak zorundayım.
I gotta cover his losses to the tune of seven grand.
Kapatmak zorundayım anne Walter'ı benim için öp.
Uh, ma, I gotta go. Give Walter a kiss.
Bak Ann, kapatmak zorundayım.
Look, Ann, I got to go, okay?
- Bak, artık kapatmak zorundayım.
- Look, I got to get going. - Wait...
Tamam, şimdi kapatmak zorundayım.
Okay, I have to go now.
Kapatmak zorundayım, tüm rehineleri öldürmem lazım, tamam mı?
I gotta hang up now because I gotta go kill everybody, okay?
Toplantı var. Kapatmak zorundayım.
Einer, I'm in a meeting, gotta go.
Çok özür dilerim ama şu anda kapatmak zorundayım.
I'm terribly sorry, but I'm going to have to hang up now.
Kapatmak zorundayım.
I gotta hang up.
Kapatmak zorundayım.
I gotta go.
Yedi bine kadar onun kayıplarını kapatmak zorundayım. Evet! Bekliyorum!
I've got to cover his losses to the tune of about seven grand!
Kapatmak zorundayım. Çok geciktim.
I've gotta go now, I'm already late.
Kapatmak zorundayım.
I've got to go out.
Kapatmak zorundayım.
I have to go now.
Korkarım şu an kapatmak zorundayım, efendim.
I'm afraid I'll have to ring off now, sir.
Kapatmak zorundayım.
I have to close.
Işıkları kapatmak zorundayım.
I must switch off all the lights.
Kapatmak zorundayım.
I'm hanging up now.
Kapatmak zorundayım.
I have to terminate.
Bunu size yapmaktan nefret ediyorum ama şu an kapatmak zorundayım.
I hate to do this to you, but I gotta hang up on you right now.
Bu deneydeki ilk 11 denemede başarıya ulaşamadım... Bu benim Pentagondaki ahmaklar gibi olmamam için son şansım olacak... Aksi takdirde bu yeri Pazartesi sabahına kadar kapatmak zorundayım.
Since my first 11 attempts at this experiment proved unsuccessful... this will be my last opportunity... being as the idiots at the Pentagon... will be shutting this place down completely come Monday morning.
Tatlım, kapatmak zorundayım.
Honey, I have to go!
Burada olduğuna göre kapatmak zorundayım.
I must go now, because you " re here.
Hayır, şimdi kapatmak zorundayım.
No, I can't go on with this right now, Jack.
Bu tekkeyi kapatmak ve mühürlemek zorundayım.
I have to close this joint and seal it up.
Kapatmak zorundayım.
I have to close now.
O halde parçacık akımını kapatmak zorundayız.
We must shut down the particle fountain.
Üzgünüm C, ama artık kapatmak zorundayız.
I'm sorry, C, but we got to close up now.
Kapatmak zorundayım!
. I have to hang up.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]