English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kararınızı verin

Kararınızı verin tradutor Inglês

116 parallel translation
Kararınızı verin.
Make your decision.
Kararınızı verin.
Make up your mind.
Buyurun dinleyin ve kararınızı verin.
Now gather and surmise.
Kararınızı verin, olur mu?
Make up your mind, will you?
- Kararınızı verin artık!
Make up your minds!
Yarına kadar kararınızı verin.
You have until tomorrow morning to decide.
Hepiniz kanıtları duydunuz, şimdi hepiniz Buchanan Roy Agry cinayetinin suç ortağı mıdır değil midir, kararınızı verin.
You've all heard the evidence, now you've got to decide whether Buchanan was or was not an accessory to the murder of Roy Agry.
Kararınızı verin Bayan Sullivan.
Make up your mind, Miss Sullivan.
Aranızda konuşun ve kararınızı verin.
Why don't you discuss amongst yourselves, come to a decision?
Kararınızı verin, Bayan Lampert.
Make up your mind, Mrs. Lampert.
Kararınızı verin, Kaptan.
Give me a decision, captain. He's coming out of it.
Ben şimdi mahzene ineceğim. Bir an önce kararınızı verin. Çünkü mahzene inince kapıyı kilitleyeceğim, ve ne olursa olsun açmayacağım!
I'm going back down to the cellar and you better decide,'cause I'm gonna board up that door, and I'm not gonna unlock it again no matter what happens.
- Gidip, kararınızı verin.
- Resolve yourselves apart.
O zamana kadar kararınızı verin, yoksa, daha yüksek fiyat teklif edenlerle irtibata geçmek zorunda kalacağız.
Please decide by then, otherwise we'll have to contact other parties who offer more.
Kararınızı verin.
Well? Make up your mind.
Kararınızı verin artık.
What's it gonna be, fella?
Yinede iyice düşünüp öyle kararınızı verin!
We've to think carefully about such an important matter
Öyleyse şimdi kararınızı verin.
Then make up your mind now.
Yarın sabaha kadar kararınızı verin.
Just prepare everything for the morning.
Artık kararınızı verin.
Now make up your mind.
Kararınızı verin.
KING OF HEARTS : Consider your verdict.
Birkaç gün düşünün ve kararınızı verin.
Well, you take a couple of days and make up your mind.
Tamam, birkaç gün düşünüp kararınızı verin.
Okay, you take a couple of days and think about it.
Bana bunu açıkların, bayım... yavaş yavaş kararınızı verin... cinselliğinizi değil.
Let me tell you this, sir... build up your resolve... not your genitals.
Kararınızı verin, memur bey.
Make up your mind, officer.
Bu kızım ki dikkatinizi çekerim bana olan saygısına, bağlılığına, şunu verdi. Buyrun dinleyin ve kararınızı verin.
- who in her duty and obedience, mark, hath given me this.
Kararınızı verin, Bay Brigance.
Make up your mind, Mr. Brigance.
Kararınızı verin, Avukat Hanım.
- Make your ruling, counsel.
- Hadi bir an önce kararınızı verin. - Kimin eli kesilecek?
Nay, come, agree to whose hand shall go along, for fear they die before their pardon come.
Kararınızı verin.
Make your minds up.
- Sabaha kadar kararınızı verin.
- You have till morning to decide.
İsterseniz kararınızı verin. Ama şunu unutmayın- -
So decide as you must, but know one thing- -
Kararınızı verin!
Make up your mind!
- Kararınızı verin artık.
Decide what you want me to do people...
Kararınızı verin ve onu kaktüse saplayın.
LIZ : Make a resolution and stick it on the cactus.
Haydi, kararınızı verin artık!
Come, make up your mind!
Hangi kararı verirseniz verin, kararınızın hepinizin kararı olması lazım.
However you decide, your verdict must be unanimous.
Kararınızı çabuk verin.
Make up your minds.
Ama, kararınızı çabuk verin.
But, uh, come on, make up your mind.
Ürünü deneyip kararınızı öyle verin.
Try it.
Kararınızı hemen verin.
We decide right here.
Pekala, kararınızı hemen verin :
Alright, make up your mind :
Ama sizler bu işin uzmanlarısınız, siz karar verin.
Well, you guys are the experts, so why don't you tell me.
Kararınızı verin.
- Make the call.
Bu adamın gerçekten, müvekkilimin mağazasının bir pornografi evi olduğuna inandığını hissediyorsanız, onun lehine karar verin.
If you feel he really believed my client's store was a house of pornography, find for him. You should.
O zaman sizin beş yılınız vardı. Bana bir karar vermem için en azından bu akşama kadar süre verin.
If you've had five years, I want till the end of the day to decide.
Bu operasyonun bir parçası olup olmayacağınızın kararını siz verin.
Decide if you still want to be a part of this operation.
Long Shore Sendikası'na kimin ne kadar ödeyeceğine sen ve Sil karar verin, kararınız ne olursa destekleyeceğim.
You and Sil, you figure out who pays the Longshore Union how much. I'll back you up whichever.
varsınız veya yoksunuz, karar verin
For those who don't want to continue, that's fine.
Kararınızı siz verin.
"So make your own conclusions".
Sıkıldım, kararınızı verin.
You decide.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]