Kesinlikle o tradutor Inglês
3,101 parallel translation
Çete lideri kesinlikle o.
She's obviously the ring leader.
- Kesinlikle o türden bir şey.
- Definitely a fire sign of some kind.
- Kesinlikle o öldürmüş.
Definitely killed her.
Ha şu kesinlikle o iş için.
Oh! That... is exactly what that's for.
Evet, buradaki kesinlikle o.
Yeah. That's definitely in there.
Kesinlikle o.
Yes. That's exactly it.
İşin aslı, beni öldürmeye çalışmamış biri eğer varsa, bu kesinlikle o.
In fact, if there's one person who didn't try to kill me, it was her.
- O zaman kesinlikle Olivia. - Şimdi bunu kanıtlamamız gerekiyor.
Now we just have to prove it.
O işte kesinlikle o
That's it. That's it!
Kesinlikle o anlamda demedim.
I so didn't mean that how it sounded.
- Evet patron, kesinlikle o.
Oh, yeah, boss, that's definitely him.
O emri görmeden kesinlikle olmaz.
There's no way we're not seeing that order.
Sen kesinlikle o "bazı" insanlardan değilsin.
You are clearly not one of those people.
Şimdiye kadar burada ne olduğunu bildiğimi düşünmeyin, ama o sonuncu kesinlikle ayakta.
I don't assume we'll ever know what the hell went on here, but she was definitely the last one standing.
Dijital kültür olmasaydı asla bu filmleri yapamayacağımı düşünüyorum çünkü bu noktaya yazarlıktan geldim ve bu işleri yapabilmek için bazı şeyleri kesinlikle bilmem gerektiğini düşünüyordum ve kendi kendime "dostum, bu işi yapabilmek için o makineleri nasıl kullanacağını bilmen gerekiyor." diyordum.
Without digital video culture, I don't think I ever would have been making movies because I came at it from-as a writer, and I always thought that you have to have a certain kind of knowledge, you have to be-basically, in my head, I was like, "you've got to be a dude who knows how to operate machines to do this job."
İstediği her şeyi yapabilir çünkü o olmazsa, kesinlikle hapsi boylarsın.
She can do whatever the hell she wants, because without her, you are definitely going to jail.
Ayrıca o şeyler için kesinlikle reçetem var.
I totally have a prescription for those by the way.
O kesinlikle en büyük vukuatımdı.
was definitely one of my biggest endorsements.
Sizin dünya çapında tarımsal şirketler... grubunun yönetici olmanız, sizi kesinlikle hedefler arasında gösteriyor.
Your being the C.E.O. of a Global agricultural conglomerate certainly puts you in that club.
O kesinlikle bir şüpheli, o yüzden hemen onunla konuşacağım.
Well, he's certainly a person of interest, so I will talk to him ASAP.
O kesinlikle buraya ait işte.
Now she definitely belongs down here.
O kesinlikle inanılmaz.
He's absolutely gorgeous.
O halde kesinlikle akraba olamayız.
Well, then, we're definitely not related.
Ancak öyle olmuşsa bile, sanırım Kubrick, 1933 yılında Akademi Ödülü'nü kazanan bir çizgi film olarak "Üç Küçük Domuzcuk" u gördüğü zaman bununla karşılaşmış olacağından o özel, küçük şiirin seçimi kesinlikle bahsetmiş olduğum zaman periyoduna uyuyor.
But even if it was, I think the selection of that particular little rhyme certainly fits in with the time periodization I've just been talking about, because Kubrick would've run across that when he saw The Three Little Pigs as an Academy Award winning cartoon in 1933.
O kesinlikle hatalarımdan biriydi.
He was definitely one of my mistakes.
O kesinlikle bir karakterdir.
He's definitely a character.
Kesinlikle Jesse M.O. uyar
It certainly fits Jesse's M.O.
O da erkeksi. Ama bekar olsaydım onu kesinlikle sikerdim.
She's masculine, but I would totally fuck her if I were single.
Eğer bir şeyler döndüğünü söylüyorsan o zaman kesinlikle bir şeyler var.
If you say there's something up, then there's definitely something up.
Tabii, evet o listede olmak... muhteşem bir şey kesinlikle.
Oh, yes, that is a wonderful thing to be in... In the hall of fame, for sure.
Onun kesinlikle sıkıntısı var, ama onu götürecek yeterince sebebimiz yoktu, o yüzden Mitch onu gözetliyor.
Well, he's certainly got a bone to pick, but we didn't have enough to bring him in, so Mitch is keeping an eye on him.
Valla tek bildiğim kesinlikle öyle aman aman bir eş değildin ancak görünen o ki senden iyi bir eski koca olurmuş.
You know, I'm sure you were no picnic as a husband, but you're like apparently the world's greatest ex-husband.
Gerçek aşk o kadar da kolay değildir ama kesinlikle savaşmaya değer olmalı, çünkü bir defa bulduğunuzda bir daha yeri değiştirilemez.
True love isn't easy. But it must be fought for. Because once you find it, it can never be replaced.
O kesinlikle bizi mahvediyor!
He totally just smashed!
O zamandan beri çok şey oldu, Ray, çoğu kesinlikle nahoş olan birçok şey.
A lot's happened since then, Ray, most of it decidedly unpleasant.
Kesinlikle, o zamanda, evet.
Absolutely, at the time, yeah.
Kesinlikle değil. Sadece dikkatli ol, çünkü o iyi bir çocuk.
Just be careful'cause he's a good guy.
Hayır, eğer o golf topu onu öldürmediyse o düşüş kesinlikle öldürmüştür. O ördek en az Bambi'nin annesi kadar ölü.
That duck's as dead as Bambi's mom.
Kesinlikle. O yüzden milyon dolarlık oyun öncesi en yakın arkadaşını öldürdü.
That's why before the million-dollar game he killed his best friend.
O kesinlikle haklı.
She is absolutely right.
O merdivenleri çıkıp, önlüklerinizi giyip, kesinlikle saat 8de aşağıda olacaksınız.
You are gonna march up those stairs, put on your school gear, and be back down by 8 : 00 sharp.
Çünkü o kesinlikle bir süper-kötü gibi görünmüyor.
Because he doesn't exactly look like a super-villain.
O burada olsaydı, ne diğeceğini kesinlikle bilirdim.
If she was here, I know exactly what she'd be saying.
Ah, O kesinlikle aranan bir adam.
Oh, he's most definitely a wanted man.
Bu soruyu, düşmanının düşmanı düşmanın mı yoksa dostun mu olup olmadığı... ve ondan sonra o düşmanın düşmanının mı yoksa ikinci düşmanının mı dostu olup olmadığı ve birinin yada üçünün de, her ikinizin de düşmanlarınızın düşmanı ama her ikinizin dostu da olabilecek olan üçüncü düşmanınızın kesinlikle düşmanı olmayan, Gunter'in düşmanı olup olmadığı, yapar.
Making the question whether the enemy of your enemy is your enemy or friend, followed by whether that enemy is the friend of your enemy or of the 2nd enemy and whether one or all three are enemies of Gunter, who is the enemy of both your enemies, but perhaps not of your 3rd enemy, who could also be your friend.
Bu kesinlikle ne ise o.
That's exactly what it is.
Ve kesinlikle benim için.. bir şiirdir o
When I look upon her work, to me it's like a, a... A poem without words.
Ama o.. kesinlikle bunu istemedi
But his investigation's intention was getting close and... and staying close to you.
O herifin kesinlikle benimkine benzer bir kokusu var.
He obviously has a smell similar to mine.
Tahmin ettiğim başka bir şey daha var o da şu ki bu plan kesinlikle fiyaskoyla sonuçlanacak.
And there's another thing that I can predict is... that plan will definitely fail.
Çünkü o götherif kesinlikle geri dönecektir.
Then let's do it. 'Cause I can tell you this, that asshole's coming back.
kesinlikle öyle 374
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle öyleydi 20
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle öyleydi 20
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552