Kolay oldu tradutor Inglês
1,405 parallel translation
- Kolay oldu.
- It was easy.
Takip edilmeniz kolay oldu.
You're easily followed.
Evet. - Kolay oldu.
Here, take it!
Hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok kolay oldu.
Pretending like nothing was wrong turned out to be surprisingly easy.
Kolay oldu.
It was easy.
Buraya gelmek çok kolay oldu.
Being able to come here just seems too easy.
Çok kolay oldu.
It was a cinch.
Bir insanın hayatına son vermek mi kolay oldu?
To take a man's life?
Elbiseyi zaten alacaktım ama 250 dolar çok para dediğinde daha kolay oldu.
You know, I was gonna get you the dress anyway, but you made it a lot easier when you said that $ 250 is a lot of money.
Ne kadar kolay oldu ya.
Wow. That was easy.
Bu çok kolay oldu.
That was too easy.
Sadece, belki böylesi senin için de daha kolay oldu.
- Nothing. Just... maybe it's been easier for you that way.
Aslında kolay oldu.
You know, it was easy.
Çok kolay oldu.
Well, that was easy.
Son teslim süresine kadar parayı transfer etmek çok kolay oldu.
Yeah, it was easy enough to finish the transfer in time to meet the deadline.
- Kolay oldu.
- Piece of cake.
Her zaman finalistleri ikiye indirmek zordur. Ama bu sene kolay oldu.
It's always difficult to pick two finalists, but this year it was easy.
- Çok kolay oldu.
- That was too easy.
Çok kolay oldu.
That was too easy.
İşte, ne kolay oldu!
There, easily done.
Bu beklediğimden de kolay oldu.
THAT WENT EASIER THAN I THOUGHT.
Çünkü biliyordum ki benim sana karşı hissettiklerim kadar asla sen bana karşı hissetmeyeceksin. Kararım oldukça kolay oldu.
Because once I knew you'd never feel the same way about me as I do about you... the decision was easy.
Özel Görevler için kolay oldu!
Easy for Special Missions.
Kolay oldu.
Ouch. Hey, easy.
Tanrım, çok kolay oldu.
Jesus, that was easy.
- Kolay oldu.
That was easy.
Zaten ayrıydık, kolay oldu.
Fine. We're broke so it was easy.
Cora'nın sabah çayına uyuşturucu katıp, cenaze günü baygın kalmasını sağlamak ve Enderby'de onun rolünü oynamak çok kolay oldu herhâlde.
How easy for you to administer a sedative in her morning cup oftea to render her unconscious for the day of the funeral, while you play her part at Enderby.
Şimdiye kadar her şey kolay oldu.
It's been too easy so far.
Çok kolay oldu!
What a smooth operation!
Çok kolay oldu.
- Well, that was a freebie. - Hey, Gob, I'm glad you're here.
Çok kolay oldu.
- That was a freebie.
Kafatası parçalanmamiş haldeydi, bu sayede üzerinde çalışmak daha kolay oldu.
Her skull was intact, so it made it easy to work with.
Çok kolay oldu.
Well, I mean it was pretty easy to come up with.
Bu kolay oldu.
That was easy.
Harp olmuş Dünya'yı kontrol etmeleri çok daha kolay oldu.
A devastated Earth was much easier for them to control.
Bunu atlatmadım ama daha kolaymış gibi davranmak daha kolay oldu. Yani daha kolay olması an meselesi.
I mean, not that I'm over it, but, little by little... it's getting easier to pretend it's easier... which means easier must be right around the corner.
Kolay oldu. Bir keresinde kâtibi sekiz değişik argümana bayıldığı için Yargıç Markem'e götürmeye ikna etmiştim.
It was easy, once I convinced the clerk to take it to Judge Markham.
Evet. Çok kolay oldu.
Yeah, it was a piece of cake.
Yatağın ayakları destek olarak kullanıImış. Böylece bir kişinin Jessica'nın cesedini kaldırması kolay oldu.
The legs of the bed act as a fulcrum making it easier for one person to lift Jessica's weight.
Zaten çok kolay oldu.
It was almost too easy.
Kar akışını belirledikten sonra kaymağı ayırmak benim için oldukça kolay oldu. Ve bu da beni şu banka hesabına ulaştırdı.
Now, once I figured out the profit stream it was fairly easy for me to separate out the juice and that led me to this bank account
Düşündüğümüzden kolay oldu.
That went a lot easier than I thought it would.
Bu en kolay flörtüm oldu.
That was the easiest date I ever got.
- Kolay oldu.
- Simple.
O kadar kolay oldu ki.
It was just so easy.
Kolay oldu.
Piece of cake.
Bunu neden yapmış olabilir ki oraya tırmanıp neden kolay bir hedef oldu ki?
Why'd he do that? Climb up there and get himself cornered.
- Oldu, kolay gelsin.
- We're gonna take off now.
Oldu bitti bil, bu kadar kolay!
'ConsideR it over, it's so cheap! '
Kolay oldu.
That was easy.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25