Konuştuk tradutor Inglês
6,119 parallel translation
Sonra en sevdiği Smash Mouth CD'leri hakkında konuştuk.
And then we talked about his favorite Smash Mouth CDs.
Sadece konuştuk.
That-that was all talk.
Su koyverme delibaş, konuştuk ama bunları.
Don't back out. We talked about this.
Konuştuk. Yani tartıştık.
We talked- - well, we argued, actually.
Sadece büyük, anlamsız jestler ve biz büyük anlamsız jestler yapmayacağını konuştuk.
They're just big, meaningless gestures, and we talked about how you weren't going to be doing any big, meaningless gestures.
Dr. Wells ile konuştuk ve bizce sen burada olmasan daha iyi olur.
Me and Dr. Wells have spoken, and...
Kayıtlarını inceleyip arkadaşlarıyla konuştuk.
Reviewed his stenotab, talked to his friends.
İkinci katı? Dean ve ben konuştuk,... ve ilk yılın kirasını firmaya kişisel kredi vererek finanse etmeye hazırız.
Well, Dean and I talked, and we would be willing to finance the first year's rent via a personal loan to the firm.
Will ve ben bunu konuştuk, hem de yeterince uzun, tamam mı?
Will and I have discussed this, at length, ok?
- Avukatlarıyla konuştuk.
We spoke to their lawyer.
Dün sabah konuştuk.
We talked yesterday morning.
Bu sabah Skype'tan konuştuk.
I think he was heading out on a mission.
Bir şeyim yok. - Gabe, dün gece konuştuk mu biz?
I'm sure it's nothing.
Biraz konuştuk.
We had a talk.
Bonnie hakkında konuştuk.
We, um, we talked about Bonnie.
Tatlım, bunu defalarca konuştuk.
Honey, we have talked and talked about this.
Biraz konuştuk, ve arkadaşımın makul kurtarışı sayesinde bir köpeğimiz de var.
We had a few words, and, thanks to my friend's rather judicious rescue, we also have a dog.
Onunla yirmi dakika konuştuk ve imzasını aldık.
We talked to him for 20 minutes, got his autograph.
Bütün arkadaşları ve ulaşabildiğimiz aile fertleriyle konuştuk.
We've spoken to all their friends and family available.
Ertesi sabah konuştuk sanıyordum.
I thought we did the morning after.
Bunun hakkında konuştuk.
We talked about it.
Havaalanındaki adamla konuştuk.
So we talked to the concierge at the airport.
Muamma dedin de Whitney'in arkadaşlarıyla konuştuk.
Well, speaking of mysteries, we spoke with Whitney's friends.
Üzgünüm, Erica, Wendyl'le bu sabah konuştuk ve o da cinsi...
I'm sorry, Erica, but I spoke with Wendyl this morning and she's not comfortable...
Yani Monty'yi Mammoth'a götürüyorum ve bunu konuştuk.
I mean that I'm bringing Monty to Mammoth, and... - Mm-hmm. ... you know, we talked about it... and we think you should come.
Çobanla konuştuk, şu 3 gizemli atlı tarafından kaçırıldığını söyleyen çobanla.
We spoke with the shepherd, Who claims that he was set upon by three cloaked riders.
Çobanla konuştuk. 3 atlı tarafından alıkonulmuş.
He was set upon by three cloaked riders.
Bunu daha birkaç saat önce konuştuk.
We spoke of this only hours ago.
Max, bunu milyon kere konuştuk.
Max, we've been over this a million times.
- Evet, bunu çoktan konuştuk.
- Yeah, we already talked about it.
Çocuklarla konuştuk ve kalmak istediğimize karar verdik.
- The kids and i have Been talking And we decided we wanna stay.
- Dördümüz konuştuk ve Kuvira'nın ruh silahını, Şehre çok yaklaşmadan önce yok etmeye karar verdik.
- What is it? - The four of us Have been talking and...
- Aslına bakarsan gayet güzel konuştuk.
We actually had a nice talk.
Erin hakkında konuştuk, onu nasıl çıkaracağımız hakkında.
We bonded over Erin... Over how to get her out.
Hayır ama çiftin bir arkadaşıyla konuştuk, beraber evlilik terapisi gezisindelermiş.
Any activity since the killings? No, but we just spoke to a friend of the couple who was at a marriage counseling retreat with them.
Onu buraya getiremedik ama telefonda konuştuk. Ve tırnaklarına ojenin, fotoğraf çekimlerinde asistan tarafından sürüldüğünü söyledi.
We couldn't bring her in, but we talked to her on the phone, and she said that her nails were filed by the assistant at the photo shoot.
Konuştuk.
We talked.
Komşularınızla konuştuk ve her şeyi açıkladık.
We spoke to your neighbors, explained the situation.
Hayır, biz konuştuk.
No, we talked.
Terapistimle Roy'la Starbucks'ta konuştuk.
I talked to my therapist... Roy, you know, down at the Starbucks.
Tüm gece konuştuk ve bir şeyler içtik.
We just talked all night and had a few drinks.
- İstediğimden daha fazla konuştuk bile.
- Now we've already talked more than I wanted.
Bunu dün gece konuştuk. Ufak olan şeylere küçük de denir.
Now, when something's small it's cute.
Yeter benden konuştuk.
But enough about me.
Hayatım, aramızda konuştuk ve sevgilinle tanışmak istiyoruz.
So, honey, we've been talking, and we want to meet your boyfriend.
Bu ev toplantısını yapmak isteme nedenim... Todd, bu konuyu kaç kere konuştuk?
Todd, how many times have we been over this?
Daha yeni telefonda konuştuk.
He's not dead, is he?
Lola ile onu konuştuk biz.
We've already discussed this with lola.
Marcus ve ben dun konustuk, bir baska bulmaca avcisi.
Marcus and I talked to yesterday, another puzzle-hunter.
Hemen onunla konustuk ancak duydugum kadariyla,
We ruled him out right away, but he heard about
Konustuk sadece.
We talked.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuş benimle 497
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236