Kızgın mı tradutor Inglês
7,281 parallel translation
Bana kızgın mısın?
? Est? S mad at me?
- Bana hâlâ kızgın mısın?
You still hate me?
- Pekin'de niye yapmadın? Kızgın mısın bana?
Why'd you have it in Beijing?
Sen de bana kızgın mısın?
What is this? Are you... You're mad at me too?
Şu anda bana kızgın mısın?
Look, are you mad at me right now?
- Bana kızgın mısın?
Are you mad at me?
Hâlâ kızgın mısın gerçekten?
Are you really still angry?
Bana kızgın mıydı?
Was she mad at me?
- Hala Merc'e kızgın mısın?
You still pissed at Merc?
Kızgın mısın?
Do you feel angry?
Jessica, hâlâ bana kızgın mısın?
Jessica, you're still mad at me.
Kızgın olmalı mıyım, Dickie?
Should I be angry, Dickie?
Bana hala kızgınsın sanırım.
I'm guessing you're still pissed off at me.
Kızgın kuş demek. Telefonu ver bakalım.
Angry bird... very good.
Ve bende kızgınım.
And I am, too.
Kızgın değilim.
I'm not mad.
Elbette hala kızgınım.
Of course, I'm still pissed.
Sanırım ona kızgın olduğumu düşünüyor.
I suppose he thinks I'm angry at him.
Sana kızgın değilim, fakat..
I'm not mad at you, but...
"Hayır, kızgın değilim, sadece"...
"No, I'm not, I just"...
- Evet, sana kızgınım Michelle!
- Yes, I am mad at you, Michelle.
Bak, bende kızgınım.
I know you're angry.
Sana kızgınım, Connor.
I'm mad at you, Connor.
Çok kızgınım.
I'm just so angry.
Hayır, sana kızgın değilim.
No, I'm not mad at you.
Ve kızgın azarlamalarla onlardan büyük öçler alacağım ; ve ben öcümü onların üzerine getirince, bilecekler ki ben, Rab'bim.
But you... you will know that I am the Lord when I lay my vengeance down upon you. And this is the vengeance of the Lord, say I.
Kapıyı açıp kızgınca arkamdan çarpar mısın acaba?
Would you mind opening the door and then angrily slamming it behind me?
Güçlü çarp. Epey kızgınım çünkü.
And slam it hard, because I am pretty steamed.
Umarım artık bana kızgın değilsindir babacığım.
I hope you're not angry at me anymore, Daddy.
- Hayır sana kızgınım, Floki!
- Yes, I am angry with you, Floki.
Ancak gittiği için Anne'e mi kızgınsın yoksa ona bu fırsatı sağladığım için bana mı kızgınsın?
But are you angry with Anne for leaving or are you angry with me for offering her the opportunity?
Gittiği için mi kızgınım?
Am I angry that she's gone?
Sadece kızgındım, ve kapını söktüm.
I just got mad, and I took your doors.
Hepsine kızgınım.
Bloody mad, the whole lot of them.
Kusura bakma Erlich ama çok kızgınım.
I'm sorry, Erlich, but I'm pissed.
Ama çok kızgınım!
But I am so angry!
Neden hâlâ bu kadar kızgınım?
Why am I still so angry?
Bu... bana havan mermisi patlamaları içinde... bana kızgın insanların kafatasları üzerinde gezinen bir tank sürüyor gibi hissettiriyor.
This... makes me feel like I'm driving a tank and... rolling over piles of skulls and blasting mortar shells through everybody that pissed me off.
Kızgınım.
I'm angry.
Ben de kızgınım bebeğim.
I'm angry, too, baby.
Dünden beri sana kızgınım.
I've been mad at you since yesterday.
- Tabii ki kızgınım.
Yeah, damn right, I'm upset.
Kızgınım, düşünülecek çok şey var.
I'm upset, it's a lot to process.
Sanırım bana kızgınsın.
Uh, I guess you're upset at me.
Sana kızgın olmadığımı düşünme, tamam mı?
I don't want you to think I'm not mad at you, okay?
- Hala yetki bende diye kızgınsın.
You're still mad that I'm in charge now?
- Kızgın değilim.
I'm not mad.
Fakat yine de topraklarımızdaki Amerikan askerlerine ve casusların telefonlarını dinlemesine kızgınlar.
But they're also against American soldiers on our soil and spy planes intercepting calls, so- -
- Kızgınım.
I'm angry with you.
Hayır, kızgın değilim, yorgunum.
No, I'm not angry, I'm tired.
Herkesin ne kadar kızgın olduğunun farkında mısın sen?
Do you know how angry everyone is?