English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ L ] / Londra mı

Londra mı tradutor Inglês

2,533 parallel translation
Oyunun düzenlemeleri Londra'da mı yapılacak?
Will you be mounting your production in London?
Bulacağım, Londra'ya gittiğimizde.
I will, when we go to London.
Londra'ya mı geliyorsun?
Oh, you're coming to London? Fabulous!
O zamandan beri Londra ve Manchester Liverpool'daki büyük evlerde büyük masalara baktım ve ve Morrison'lara geldim.
Since then, I've served round the tables of all the biggest places in London, Manchester, Liverpool. Then I came to Morrison's...
Canım Londra'dan mektubumu getirecek.
My dear will bring my letter from London.
- "Sence Londra'da yaşar mıyız?".
Do you think we'll ever live in London? "
Londra'da mı yaşamalıyız?
Should we live in London?
Blair, partide, Londra'da yaşıyorken çıktığım kişiye rastladım ve tüm geceyi beraber geçirdik... sadece konuşarak.
Blair, at the party, I ran into the guy that I dated when I was living in London and we spent the whole night together, just talking.
Londra'da geçen on yılımı düşündükçe depresyona girecek gibi oluyorum.
Thinking about my 10 years in London depresses me.
Dinle, France. Alban'ı iki günlüğüne Londra'ya götürüyorum.
Listen, France, I'm taking Alban to London for 2 days.
Profesyonel yardım konusunda ne biliyorsun? Londra'da soyuldum.
So what do you know about professional help?
- Londra'ya gidiyorum, Baba.
- I'm off to London now, Pa.
- Londra'ya dört haftalığına mı gidiyorsun?
- You go to London for four weeks? - Six.
Hatırlıyor musun, sanırım Londra'ya gidiyordun?
Remember your departure for London, May?
Londra'da uzun yıllar yaşadım yani evet, çok tanıdık geliyor.
this feels familiar.
- Bu mülk Londra'da mı? - Hayır, Danimarka'da.
- Was that a property outside London?
Ailemin ölümünü hayal meyal hatırlıyorum ama ne Kenya'daki hayatımı ne de Londra'ya gelişimi hatırlamıyorum.
"I have glimpses of my parents'death" "but nothing of our life in Kenya, nor coming to London".
Londra'lıyım.
My home is London.
Son 12 yıldır Londra'da yalnız başıma yaşadım.
For the past 12 years I have been living alone in London.
Umuyorum Londra'ya dönmek için yakında ayrılmış oluruz.
I'm hoping we'll be leaving for London soon.
- Bu harika. Bildiğiniz gibi ben Londra'ya gidiyorum.
yöu know I'm going to London.
Londra'da birçok değişik yerde yaşadım.
I've lived many different places in London.
Bu gezegene ilk geldiğimde burada kalmıştım çünkü beni buraya getiren küre Londra'da kalmıştı.
When I first arrived on this planet, I was stuck here, because, of course, the orb that I'd made in London remained there.
Dinle beni Peter. Bu dünyada Londra'daki hayatımızı tamamen değiştirecek bir şey var.
There's something in this world that will completely change our lives in London, make us more powerful than you can ever imagine.
İnsanların içinde bir tanrı olacağım ve beni kendilerinden uzaklaştıran tüm Londra sosyetesini yöneteceğim.
I will be a god amongst men, and rule over the same London society that banished me to the fringes of the East End. Countless scores will be settled.
Bak yaptığımız şeyi geri çeviremeyiz ama almaya geldiğimiz şeyi alacağız ve Londra'ya geri döneceğiz.
Look, we can't undo what we've done, but once we have what we came for, we'll disappear back to London.
Bırakalım da Londra sokaklarında kavga etsinler.
Let them fight on in the streets of London. ( Peter ) No!
Yanımda aynı konumda, arkadaşım olarak dur Peter. Birlikte Londra'yı yönetelim.
Stand with me, Peter- - as my equal, my friend, and together we'll rule over London.
Flood'un arkadaşını ziyaret ettim. Bakmadıkları bir anda küreleri aldım ve Londra'da kimsenin bulamayacağı bir yere sakladım.
When they weren't looking, I borrowed their orb, and, er, hid it in a part of London no one would ever think to look.
Kişisel bir mevzu olduğunu belirtir. Londra'da bir dava hatırlıyorum. Holiganlar bir delikanlıyı zevk olsun diye öldükten sonra tam yarım saat daha dövmüşlerdi.
I remember a case in London where a group of hooligans beat a young lad for a full half hour after he'd succumbed.
Londra'dan bir dedektif gönderilmesi için bayağı baskı yaptım.
I have been pressing for a detective to be sent from London.
Londra'daki her kulüpte alay konusu oldum zaten.
I'm a laughingstock in every club in London.
- O, Londra'dan mı?
- Is that party from London there?
Yani Luv 8 yıldır Londra'da mı?
So Luv has been in London for 8 years?
Londra'da doğmuş olabilirim, ama kalbim hala Hintli.
And I was only born in London, I'm still an Indian at heart.
Sonunda Londra kızlarından sıkıldın mı?
You've finally had enough of London girls?
Londra'da çocuklarımızın okulunu bile düşünmüştük, son sevgililer gününde.
We'd even found a school in London for our future kids, last Valentine.
Dimple, Londra'dan benim çocukluk arkadaşım.
Dimple's a childhood friend of mine from London.
Oh, Londra'dan mı?
Oh, from London?
Londra'daki eski kız arkadaşım.
My ex-girlfriend from London.
Onun yüzünü görünce gelecekteki çocuklarımızın yüzünü görüyorum Londra'da bir üniversitede listede isimlerini görüyorum.
When I see her face.. ... I start seeing the faces of my future children.. ... whose names we had enlisted in a university in London.
M.Ö. 1620 yılında, Londra büyüklüğündeki bir şehri gömebilecek büyüklükte bir eriyik havuzu adanın yedi mil altındaki magma boşluğunu doldurdu.
By 1620 BC, a pool of molten rock, large enough to bury a city the size of London had filled the magma chamber seven miles beneath the island.
Üzgünüm, çünkü Londra'ya gitmek zorundayım.
And I'm sorry, because I have to go to London.
Ben Londra dışındaki bölgelerde de vurgu yapardım.
I'd pitch on balancing London news with the provinces.
Bram Stoker mı? Londra'daki Lyceum tiyatrosu müdürü mü?
The manager of the Lyceum Theatre in London?
Londra'da önceden, votkayla birlikte mojitos hazırlardım.
I used to make mojitos with that vodka back in London.
O hâlde şöyle yapacağız ; size bunu takacağım dışarı çıkıp Londra otobüsüne bineceksiniz. Umarım artık oradan da Çin'e gidersiniz.
So what I'm going to do is, I'm going to give you this and you've got to go outside and get on a bus to London, and hopefully you'll find your way back to China from there.
Ben Londra'ya gitmek için Virgin'e biniyorum, ve A-Delta ile uçuyoruz...
I'm taking virgin to london, And we're flying on... A-delta!
O Londra'da mı?
He's in London?
- Hayır ben Londra'lıyım.
- No, I'm from London, innit.
Burada, Londra'da Çağırıyorum, nereden olduğunu bilmiyorum
Here in London I'm calling, I don't know where.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]