Nefes kesici tradutor Inglês
440 parallel translation
Nefes kesici bir manzara.
MANNING : What a fabulous view.
Ancak gerçeklik, en çılgın öngörülerden bile daha nefes kesici çıktı.
But the reality turned out to be even more startling than the wildest predictions.
Derken, Hall Barberton'u terketmeye hazırlanırken, komisyonu toplandı ve Lonra'da nefes kesici bir duyuru jeoloji alanında bir devrim yaratıp paradoksu sonlandırdı.
Then, just as Hall prepared to leave Barberton, his commission complete, back in London, a stunning announcement began a revolution in geology and resolved the paradox.
Nefes kesici, öyle değil mi, John?
Oh, isn't it breathtaking, John!
Amazonlar ormanlarından gelen egzotik ateş kuşları, Nefes kesici amazon güzelleri geçidi.
Exotic firebirds from the forests of the Amazon, a blaze of breathtaking beauty.
- Nefes kesici.
Immensely.
Bir İngiliz'in gözüyle bakarsanız, sırf büyüklüğü bile nefes kesici.
From an Englishman's point of view, its mere size takes your breath away.
O garip küçük teknelerde fenerler geceleyin nefes kesici olmalı.
It must be breathtaking at night with the lanterns on those funny little boats.
Sokakta rastladığın kızların oldukça güzel olduğu nefes kesici olmasa da, senin gibi, sevimli olduğu... 20 üstünden 15 verebileceğin, yani hepsinin kendine özgü hoş bir tarafı olduğu... Şehirler ne Roma'dır ne Paris ne de Rio. Lozan ve Cenevre'dir.
The cities where the girls are pretty not gorgeous, but like you, charming - girls who rate 15 out of 20, because they have a certain something... aren't Rome or Paris or Rio but Lausanne and Geneva.
Tam anlamıyla nefes kesici.
Quite breathtaking.
O nefes kesici, muhteşem.
She's gorgeous, breathtaking.
Oh, Mitch. O sadece nefes kesici.
She's simply breathtaking.
Nefes kesici.
Breathtaking.
- Çok güzel, nefes kesici!
- It's beautiful. It's breathtaking.
Neyse ki giyebileceğiniz yüzden fazla nefes kesici tuvaletiniz vardır.
It's so fortunate that you have another hundred stunning outfits... from which to choose.
Manzara gerçekten nefes kesici.
The view is simply breathtaking.
# Gecenin nefes kesici ateşini sever
He loves In the breathless excitement of night
Nefes kesici ve, her zamanki gibi genç olarak
♪ As breathless ♪ And young as ever
Daisy, önümüzde nefes kesici bir macera var.
And, Daisy, we have a breathtaking adventure in front of us.
Nefes kesici eşinizin adı nedir acaba?
And what is the name of your... ravishing wife?
Manzara nefes kesici, aptal!
The scenery is breathtaking, you idiot!
Nefes kesici!
It's amazing!
Burada gözleriniz nefes kesici güzellik karşısında bayram edebilir fakat mideniz için, görünürde hiçbirşey yoktur.
Here the eye can feast on breathtaking beauty but for the mouth, there seems to be nothing.
Bugün nefes kesici görünüyorsunuz, Bayan Dasher.
You look breathtaking today, Mrs. Dasher.
Nefes kesici güzellikte.
Breathtakingly beautiful.
- Nefes kesici!
- No, stunning!
Nefes kesici!
It's breathtaking.
Onları, balkonunuzun ya da manzara pencerenizin nefes kesici görüntüsüne davet edin.
Invite them up to share the breath-taking view from your balcony or picture window.
Sadece güzelliğin nefes kesici değil, aynı zamanda vahşi, evcilleşmemiş bir canavarın da ruhuna sahipsin!
He's afraid of the dark? Last night he left before dark, he won't go in the caves and what about the effect of the laser?
-... bu nefes kesici büyüyü. - Onu tanıyorum.
YOU'RE BURNING MY SKIN OFF.
Kesinlikle nefes kesici olabilir.
It can be absolutely breathtaking.
Ama nefes kesici bir maceradan sonra yaşam karaya çıktı.
But now, in a great breathtaking adventure it took to the land.
Nefes kesici, öyle değil mi?
It is rather breathtaking, isn't it?
Ünlü isimler, nefes kesici hanımlar, çarpışan arabalar benim gibi süperstarlar.
Famous names, gorgeous dames, crashing cars superstars like me.
İlk bir kaç ay harikaydı, nefes kesici!
The first few months were marvelous, deliciously exhausting!
Belki de sen bize... böylesine büyülü, nefes kesici bu olayın nasıl gerçekleştiğini anlatabilirsin?
Perhaps you can tell us what brought on... such an enchanting, exhilarating fate?
Nefes kesici bir şey olmalı.
This must be a breakthrough.
Nefes kesici.
It's breathtaking.
Gerçekten. Nefes kesici.
It's breathtaking.
ve pizzadan kafasını kaldırıp, nefes kesici sesiyle, şu şarkıyı söyledi.
and he raised his head up from that pizza, and with pepperoni on his breath, he sang this to me :
Her oda bir diğerinden daha nefes kesici.
Each room is more breathtaking than the next.
Nefes kesici.
Thrilling.
Nefes kesici!
It's breathtaking!
Kesinlikle nefes kesici!
It's totally inspiring!
Şey, onlar nefes kesici.
Well, they're thrilling.
Ama burası nefes kesici bir yer.
But it's a stunning place....
Nefes kesici beyler.
It's stunning guys.
Ve nefes kesici.
And it's breathtaking.
Aklıma nefes kesici demek geliyor.
"Stunning" is the word that springs to mind.
Ekranlarını yeni açanlar için hemen belirteyeyim,... görmüş olduğunuz görüntüler, sizlere uydu aracılığıyla... canlı olarak ulaştırıyoruz. Nefes kesici!
Breathtaking!
Nefes kesici!
Well, you really know your Loucka.