O da burada tradutor Inglês
1,845 parallel translation
O da burada.
He's right here.
Hayır, o da burada.
No, it was.
Benimkilerin de biri burada, diğeri de Vietnem'da. Ama keşke o da burada çamurun içinde olsaydı.
I got one here myself and I got one in Vietnam, and I wish he were here in the mud.
Eğer güreş seversen... o da burada.
If you like to wrestle, it's here. Here too.
Keşke o da burada olsaydı.
I wish she was here today.
O da burada sahte kimlikle çalışıyormuş.
She's an illegal working here on a fake ID
O da burada mı?
Is he here? No.
Hayır, o da burada.
Yeah. No, she's here.
O da burada mı?
Is he here?
- Adele modaya uyan lezbiyenlerle ilgili film yapıyoruz. O yüzden bizim de modaya uymamız gerek. Burada da araştırma yaptık.
The thing is we're making a film about fashionable lesbians, you know, so we have to be fashionable and we were here doing research?
Anlamıyor musun Pincus, burada olmamın bir sebebi var, o da bu.
Don't you see, Pincus, there's a reason I'm here and this is it.
- Evet, o da birazdan burada olur.
- Yeah, he'll be here soon.
Pekâlâ, burada kal da o kazansın.
Okay, you stay here, and he wins.
Burada birinin kızmaya hakkı varsa o da benim.
If anyone should be mad here, guys, it should be me.
Ben San Francisco'da üniversitede, o burada.
I'm gonna be in college in San Francisco and he'll be here.
Yine de biz burada oturmuş olurduk o zaman da başkası Amerika'yı keşfetmiş olurdu.
We would too be sitting here,'cause someone else would've discovered America.
Burada adam kaçıran biri varsa, o da sensin.
The only kidnapper here is you.
Burada, güneşte, ya da gölgede... O'nun hakkında ne düşünüyorsun?
What do you think of him?
İlk başta da o yarışta değil, burada olmam gerekiyordu.
This is where I was supposed to be in the first place, not that race.
Burada oturup neden bunu yaptığını tartışabiliriz. O da bu arada, tavşan kostümünde zıplayıp altına işerken, yeni oyuncaklarına ne yapsam diye düşünüyordur.
We can sit here and discuss the reasons, while he is up there wondering what to do with his new toys.
Burada anlamsız olan bir şey varsa, o da koyduğumun servisin yapılmaması.
What don't make no sense is the service around this motherfucker.
Bunlar burada yok, hepsi dışarıda, o yüzden de burada oturmayı kesip, oraya gidip almamız lazım.
Anyway, we don't have any of those things in here. There are all outside. So we need to stop sitting around in here and get out there and get it.
Benim dışarıda kıçımdan ter damlıyor ve sen burada o sürtükle terliyorsun!
I'm out there to pull the leather and you are here to give a loose to?
Vivian, Kieran'a yardım etmemizi istediği için bizi burada tutsak etmiş olabilir ve belki Kieran serbest kalınca o da bizi bırakır.
Maybe Vivian trapped us here because she wanted us to help Kieran. And maybe, once Kieran's free, she'll free us too.
Burada bir aptal varsa, o da benim.
If anybody here deserves to be called a fool, it should be me.
Ortaklığın kârı için ne kadar çok saat çalışırsanız kârdan payınız da o kadar yüksek olur. Burada çalışanlar mutludur.
The more hours you work towards the benefit of the co-op, the more you share in the profits.
Burada da aynı şeylerin olmasını kesinlikle istemiyoruz o yüzden şimdi sıra iyi haberde.
We sure as hell don't want it going on up here, which brings us to the good news.
Kuzenlerim bizi geri götürmek için şu an buraya geliyor. Günbatımında burada olurlar ve sen, ya o kamyona bineceksin ya da öleceksin!
My cousins are driving up here right now to smuggle us back down, and they're gonna be here by sunset and you're gonna be on that truck, or you're gonna be dead!
O da ne, bak burada ne var?
What's that?
Eğer burada başardığın bir şey varsa o da onun öfkesini dışarı vurmasına yardım ettiğindir.
If you've accomplished nothing else here, you've certainly helped him get in touch with his anger.
Evet, o da, şema da, yolcu listesi de burada. Güzel.
Yeah, I got that, the schematics, and the, uh, passenger manifest.
Hayır, ama o burada Rockland'da tiyatro öğretmeni.
No, but she's a theater professor here at Rockland.
Ama o zamana kadar, telefon burada. Çin yemeği ya da.. .. yardım hattını falan aramak istersen.
But until then, here's the phone in case you want to order Chinese or call a hotline or something.
Burada sadece 18 yıldır bulunuyorum...... o da işlemediğim bir suç yüzünden.
It's just I've been in here for 18 years for something I didn't do.
456 ondan önce de buradaydı, o gittikten uzun süre sonra da burada olacak.
The 456 was here before him, it'll be here long after he's gone.
Bence o... ya burada ya da burada.
I think it's either... right there or right there.
O zamana kadar ya para burada olur ya da.. Tahmin edeyim.
Either you have the money by then or...?
Babanı düşünüyordum da o gece bizimle beraber burada pis işler yaptı.
Thinking about your dad, hey...,... out here with us that night doing dirty work, hey?
O şeyler burada da oldu.
Things happen here too.
O zaman, dışarıda Colin, masum birine tecavüz edip öldürürken biz de burada oturup, kusursuz bir bilimsel kanıt bekleriz.
So, we sit in here, waiting for that perfect scientific connection, while Colin could be raping and killing another victim.
O zaman Sten o iş üzerinde burada da çalışıyordu değil mi?
So he could have been working on that here, yes?
Burada kişisel gündemin peşinde koşmaya meyilli biri varsa, o da sensin.
If there's anyone here who has a tendency To pursue private agendas, it's you.
Bizimkilere de bunu anlatmaya çalışıyordum. Bence o da bizim gibi burada tutsak.
I was trying to tell these guys, I think she's a prisoner, like us.
Boyd'u arayıp burada olduğunu söyleyeceğim o da gelip seni alacak ve tedaviye götürecek. Tamam mı?
I'm just gonna tell Boyd you're here, and he'll come and take you for your treatment.
Üzerinde kehanetler olan bir taş Orab, Arizona'da bulunmakta, o dönemde yaşamış insanların üzerinde yer aldığı bir taş, bu insanlar bir yol üzerinde yürümekte ve burada yol bölünmekte, ve onlarında söylediği gibi insanlar bu iki yoldan birini seçmek zorundalar.
There is a rock with predictions, In Orab, Arizona, where people proposed live in this time, taking a road and where the road splits, and where they say, a world that people must choose.
Burada kızgın olması gereken biri varsa, o da benim.
If anybody should be pissed here, it's me.
Cumartesi gecesi burada duruyorum çünkü bir takıntım var o da sensin.
It's Saturday night, and I hightailed it down here because I have one obsession right now, and it's you.
Biliyorsun Erica, burada bildiğim bir şey varsa o da senin, bu kısa zamanımızda öğrenmeye devam ettiğin, şey...
You know, Erica, if there's one thing that I know you have learned in our short time together, it's that...
Bekle aslında, burada o kadar da erkek yok.
Wait, actually, there's not that many guys here.
Onu burada tutarız, o da annesinin nerede olduğunu merak etmeye başlar.
We keep her here, he'll start wondering where she is.
Eğer terk edilemeyecek bir şey varsa burada o da sensin.
If there's something here that can't be thrown away.. It's you.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da beni seviyor 25
o da 410
o da bana 49
o da nesi 25
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da 410
o da bana 49
o da nesi 25
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16