Onu serbest bırakın tradutor Inglês
178 parallel translation
Biletini ödeyeceğim, onu serbest bırakın.
But Georgia pleaded for him and said she would pay his fare.
Onu serbest bırakın!
Leave him alone!
Ben de sizin amirinizim. Onu serbest bırakın diyorum.
I am your boss, and I ask you to release her.
O zaman onu serbest bırakın.
Then cast him loose.
Lütfen onu serbest bırakın.
Please let him go
Onu serbest bırakın!
Turn him loose!
Onu serbest bırakın.
Set her free!
Lütfen onu serbest bırakın.
Please release him.
Onu serbest bırakın.
Leave him alone...
Onu serbest bırakın.
Turn him loose.
Onu serbest bırakın!
Let her go.
Onu serbest bırakın!
Let her go!
100 dolar vereyim... onu serbest bırakın.
$ 100 ". buys that scalp back.
Lütfen onu serbest bırakın!
Leave him alone, please! - That's enough.
Onu serbest bırakın.
You turn him loose.
O zaman, lütfen onu serbest bırakın.
Then, please, release him immediately.
Onu serbest bırakın!
Throw him outside!
Onu serbest bırakın.
Let her go.
Onu serbest bırakın!
Set him loose!
Onu serbest bırakın.
Cut her loose.
Lütfen onu serbest bırakın.
Please, just let her go.
Onu serbest bırakın, şehrin ortasında.
Cut her loose, right in the centre of town.
Onu serbest bırakın! Onu serbest bırakın!
Let her go!
- Onu serbest bırakın.
- Release him.
Ama onu sevmeye devam edersin ve serbest bırakıldığı anda da, beni bırakıp ona koşarsın... Tabi!
Yes!
- Serbest bırakın onu.
- Let him go.
- Eğer onu serbest bırakırsam korkarsın!
- You will if I let him out!
Eğer onun benimle ayrılmasını engellerseniz, onu serbest bırakırım!
If you refuse to leave him to me, I shall free him!
Onu derhal serbest bırakın!
Release her immediately.
Yamane, kılıcını at, ve onu serbest bırak yoksa karın ölür!
Yamane, drop your sword and let him go, or your wife dies!
Onu hemen serbest bırakır mısınız?
Would you release him now?
Doktor Terrell, Alfa'nın Beta'ya konuşmayı öğrettiğini söylediniz. Bu durumda, onu serbest bırakırsak, bu bilgiyi kendi türüne aktarabilir mi?
Doctor Terrell, if, as you say, Alpha Beta is teaching Beta to speak are you suggesting that, if you were to set Alpha free he might pass on his facility to others of his kind?
Beyin yıkamanın başarılı olduğuna kanaat getiriyor ve onu serbest bırakıyor ve biliyor ki, babun gizli rezerve giderken onu kimin takip ettiğini umursamayacak bir durumda.
He decides the brainwashing has worked, so he sets him free knowing that in his condition he won't care who follows him to the secret reservoir.
Serbest bırakın onu!
Release him!
Umarım, onu serbest bırakırsınız
I hope you'll let him go.
Onu açtığında, bu küçük bebeğe basarsın ve milyonlarca voltonluk ateş gücünü serbest bırakırsın.
When it's on, you press that little baby and you unleash millions of voltons of firepower.
Toranaga, Blackthorne`un serbest bırakılmasını ayarlamıştı, onu oraya yollamasıyla aynı nedenden ötürü :
Toranaga had arranged Blackthorne's release from prison for the same reason he had sent him there :
Onu serbest bırakır mıydın?
Would you release him?
Onu serbest bırakın.
- Leave her alone!
İtirazını dikkate aldım ama şimdi onu serbest bırak.
Your objection is duly noted. Now turn him loose.
Oğlum Raja'dan bahsediyorum, ne suç işledi, neden tutuklandı, çabuk serbest bırakın onu.
My son Raja, for what crime, have you arrested him, leave him
Çekmiş gibi bakan gözlerle bana dönüp "Küçük bayan, zihninizi serbest bırakın, bedeniniz de onu izleyecektir" dedi.
He looked down at me with deeply stoned eyes, and he said, "Little lady, let your mind go, and your body will follow."
Serbest bırakın onu.
Release him.
Tanrı aşkına, serbest bırakın onu.
For God's sake, release him.
İyi eğlendiniz, serbest bırakın onu.
You've had your fun. Let him go.
"Hz.İsa onlara şöyle dedi,'serbest bırakın onu da gitsin."'
"Jesus saith unto them,'Loose him, and let him go."'
Onu bugün serbest bırakıp yarın tekrar yakalayamaz mıyız?
Can't we release him today and pick up the pieces tomorrow?
Çocuğu için zırıldadı. Onun serbest bırakılmasını istiyorum böylece onu hastaneye götürebileceğim, sanırım bebeğin durumunu kendi gözleriyle görürse neden destek ünitesinden çıkartmak istediklerini anlayacaktır.
See, all I want is I just want a release so I can take him to the hospital because I think that when he sees the condition the baby is in, he will understand why they're gonna take the life support away.
Onu kapılara götürün, ve sonra serbest bırakın.
Take him to the gates, and then release him.
Sonra ona üzülür ve onu evde serbest bırakırsın.
Until you feel sorry for him and set him free in the house!
Lütfen onu serbest bırak da kimse yaralanmasın.
Please release her and no one need be injured.
onu serbest bırak 21
serbest bırakın 17
bırakın 390
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
serbest bırakın 17
bırakın 390
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın geçsin 44
bırakın onları 26
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırakın geçsinler 21
bırakın bizi 19
bırakın artık 17
bırakın gideyim 187
bırakın konuşsun 19
bırakın çıkayım 20
bırakın gireyim 19
onu severim 35
bırakın geçelim 23
bırakın geçsinler 21
bırakın bizi 19
bırakın artık 17
bırakın gideyim 187
bırakın konuşsun 19
bırakın çıkayım 20
bırakın gireyim 19
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu sen öldürdün 112
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu sen öldürdün 112