Onunla evleneceğim tradutor Inglês
296 parallel translation
Onunla evleneceğim.
No, I'm going to marry him
Onunla evleneceğim!
NO! I'm going to marry him
Onunla evleneceğim evlenmeyi kabul ederse tabii.
And I'm gonna marry her... if she'll have me.
Onu seviyorum, baba, ve onunla evleneceğim.
I love him, Father, and I'm going to marry him.
- Onunla evleneceğim.
- Marry her.
Kurt'u seviyorum, o da beni seviyor ve onunla evleneceğim.
Well, I love Kurt, and Kurt loves me, and I'm going to marry him.
Onunla evleneceğim.
I'll marry him.
- Onunla evleneceğim baba.
- I'm going to marry him, Father.
- Onunla evleneceğim.
- I want to marry her.
Onunla evleneceğim ve sen onu sırtından bıçaklıyorsun.
I love him. I'll marry him. You're stabbing him in the back...
Ve onunla evleneceğim. Kaçmam gerekse bile.
And I'm gonna marry him, even if I have to run away, too.
Ramazan bayramında onunla evleneceğim.
I will marry him at the Feast of Ramadan.
Onunla evleneceğim.
I'm going to marry her.
- Onu seviyorum ve onunla evleneceğim.
I love her and I'm gonna to marry her.
- Onunla evleneceğim dedim.
- I said I'm going to marry her.
Billings'de bir sevgilim var efendim, onunla evleneceğim.
Oh, I have a girl in Billings, sir.
Onunla evleneceğim.
I am going to be married to him.
Onunla evleneceğim, anne.
I'm going to marry him, mother.
Ben de onunla evleneceğim.
And I'll marry him.
- Hayır ama arayıp bulacağım..... ve bulduğumda da onunla evleneceğim. Ve senin bulacağın adam gibi olup olmamasını umursamayacağım.
- No, but I'll keep looking... and when I fiind him, I'll marry him, and I won't care if it does put you off your feed.
Ben onunla evleneceğim.
I'm going to marry her.
Onunla evleneceğim.
I'll make her marry me.
Ben onunla evleneceğim... Onu ve oğlunu her şekilde kabul ediyorum.
I'm going to marry an unmarried mother of a natural son!
Ve onunla evleneceğim.
And I'm gonna marry him.
Onunla evleneceğim.
I'm gonna marry her.
- Onunla evleneceğim.
- I'm gonna marry him.
"Onunla evleneceğim, evlenmeyeceğim!" demek değil öyle.
"I'll marry him, I won't!"
Onunla evleneceğim günü düşünerek kendimi avutuyorum.
I console myself by dreaming of the day I may marry him.
Onu bulacağım ve onunla evleneceğim!
I'm gonna find her, and I'm gonna marry her!
Onunla evleneceğim Nataşa.
I'm going to marry her, Natasha.
Onunla evleneceğim!
I'm going to marry him!
Hall beni Marshalltown'da bekliyor ben onunla evleneceğim.
Lawrence Claiborne Hall is waiting for me in Marshalltown... and I am going to marry him.
Tamam, belki seni seviyorum ama onunla evleneceğim.
Allright, maybe I do love you, but I'm going to marry her.
Birini gerçekten seversem, onunla evleneceğim.
If you have a man you love...
Her şeye rağmen onunla evleneceğim,... lütfen bunu tartışmayalım, Bay Crockett.
Nevertheless, I am going to marry him. Please let's not discuss it, Mr Crockett.
Onunla evleneceğim.
I'm going to marry him.
Zamanı gelince onunla evleneceğim.
I'll propose in due time.
Korkarım ki bu çok uygunsuz olacaktır... zira ben de onunla evleneceğim.
I'm afraid that's going to be rather awkward, because I'm going to marry her also.
Hilda... sanırım sonunda onunla evleneceğim.
Hilda... I think I'll end up marrying her.
Harry Percy'yi seviyorum ve onunla evleneceğim.
- I love Harry Percy and will marry him.
Burası özgür bir ülke, o kabul etti, ve ben onunla evleneceğim.
Not without my permission you won't! This is a free country! She's consented and I'm going to marry her!
Karar verdim, en kısa zamanda onunla evleneceğim.
Those schmucks can waste their money. I wanna talk about Vicky's book.
Ne olursa olsun onunla evleneceğim.
I'll marry her anyway.
- İki ay içinde onunla evleneceğim.
- I'm going to marry him in two months.
Herbert'ı seviyorum... ve onunla evleneceğim ve beni durduramayacaksın!
I won't stay in this castle! I love Herbert... and I'm gonna marry him, and you won't stop me!
Ben Lin Xianer, onun yaşına, ünvanına ve servetine bakmadan, söz verdiğim gibi, onunla evleneceğim
I, Lin Xianer, will keep my promise to marry him.
En nadide hazineyi kim getirirse, onunla evleneceğim.
Who brings the rarest treasure I will wed.
O zaman onunla mutlaka evleneceğim!
Then I'm going to marry her!
Onunla evleneceğim.
No more bets.
Gidip barışacağım onunla, sonra da evleneceğim.
I'll go make up with him and marry him.
Gidip barışacağım onunla, sonra da evleneceğim.
Yes, we'll make up and I'll marry him.'
evleneceğim 37
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108
onunla ilgilen 44
onunla konuştunuz mu 17
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşurum 71
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşmam gerek 31
onunla ilgilen 44
onunla konuştunuz mu 17
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşurum 71
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşmam gerek 31