Onunla ilgilen tradutor Inglês
343 parallel translation
Çavuş, onunla ilgilen.
Sergeant, look after him.
- Onunla ilgilen Lubbock.
- See what he wants, Lubbock.
- Onunla ilgilen, olur mu?
- Look after him, will you?
Onunla ilgilen.
Look after her.
Onunla ilgilen, olur mu?
Look after her, will you?
Onunla ilgilen.
Look after him.
Ben Stevens'tan kurtulayım, sen de onunla ilgilen.
I'll get rid of Stevens, and you take care of him.
Onunla ilgilen, aşık çocuk.
Take care of her, lover boy.
- Onunla ilgilen Matt. - Tabi.
- Take care of him, Matt.
Onunla ilgilen, olur mu?
Take care of him, will you?
Şimdi onunla ilgilen.
Now look at him.
Evet. Onunla ilgilen, olur mu?
Yeah, come on, take care of her for me, will you?
- Onunla ilgilen, Howdy.
- Put him away, Howdy.
Hayır! Onunla ilgilen.
Look after him.
Niye onunla ilgilen miyorsun?
Why don't you take her over for me?
Sen, onunla ilgilen.
You, see he's looked after.
Sen onunla ilgilen Spilett!
Look after him, Spilett!
Onunla ilgilen.
Take care of him.
Sen onunla ilgilen.
Take care of him.
- Onunla ilgilen.
- Gonna let her...
Onunla ilgilen!
Take care of him.
- Onunla ilgilen.
- Just take care of it.
Onunla ilgilen.
Take care of her
Onunla ilgilen.
Pass it on to your relief.
- Onunla ilgilen.
- Take care of him, doctor.
- Onunla ilgilen Sallie.
- Take care of her, Sallie.
Gidip onunla ilgilen.
Go take care of him.
Sen onunla ilgilen, ben de hemen gelirim.
Start that and I'll join after we talk.
Onunla ilgilen.
Take care of her.
Mac, onunla ilgilen. Ben kızı yakalayayım.
Mac, take care of him.
Onunla ilgilen.
Show him up.
Onunla ilgilen Jeremiah.
Take care of her, Jeremiah.
Lütfen onunla ilgilen.
Please take care of her.
- Onunla ilgilen.
- Take care of him.
Ayako, ilgilen onunla. Bak ne kadar üzgün.
He's so upset.
Onunla iyi ilgilen.
Take good care of him.
Onunla sen ilgilen Al.
You watch out for him, Al.
- Onunla sen ilgilen.
- You tell him.
- Sen onunla ilgilen.
Get her bags and take care of her.
O zaman evinde kal ve onunla kendi başına ilgilen.
Then stay home and take care of him yourself.
İlgilen onunla, yemek ver.
Look after her. Feed her.
- İyi, onunla çok iyi ilgilen.
- Well, take better care of her.
onunla kendi başına ilgilen.
Take care of him yourself.
İlgilen onunla.
Take care of him.
Noemi, onunla birazcık ilgilen, olsun, o arkadaşımız!
Noemi, take care of him a bit, never mind, he's a friend!
Onunla ilgilen, doktor.
- See to her, doctor.
Onunla ilgilen, Trudy.
See what you can do with her, Trudy.
Nell, sen ilgilen onunla.
Nell, you care for him.
Onunla sen ilgilen, Ferdinand.
See to her, Ferdinand.
Sabah onunla ilgilen.
There's a report on your desk.
O zaman onunla sen ilgilen.
Then you take care of her.
onunla ilgileneceğim 25
ilgileniyorum 38
ilgilenmiyorum 179
ilgileneceğim 26
ilgileniyor musun 32
ilgilendirir 30
ilgilenirim 26
ilgilenir misin 28
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
ilgileniyorum 38
ilgilenmiyorum 179
ilgileneceğim 26
ilgileniyor musun 32
ilgilendirir 30
ilgilenirim 26
ilgilenir misin 28
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108
onunla evleneceğim 45
onunla konuştunuz mu 17
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108
onunla evleneceğim 45
onunla konuştunuz mu 17