English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ O ] / Onunla konuşmalıyım

Onunla konuşmalıyım tradutor Inglês

791 parallel translation
Onunla konuşmalıyım.
Give it here! Give it to me! I'm still talking to her!
Onunla konuşmalıyım, o kadar. Mutlaka konuşmalıyım.
I gotta talk to him, that's all, but I gotta do that.
Onunla konuşmalıyım.
I've got to talk to him.
- Onunla konuşmalıyım dedim ve konuştum.
I said I should talk to him, and I have.
Onunla konuşmalıyım.
I must talk to him.
Onunla konuşmalıyım.
I have to talk to him.
- Onunla konuşmalıyım.
- I had a talk with her.
Karımı görmeliyim, onunla konuşmalıyım.
I've just got to see... I've got to talk to her!
Seni bu işe karıştırmak istememiştim Durand amca fakat başka çarem yoktu. - Onunla konuşmalıyım.
I didn't want to bring this on you uncle Durand, but there was no other way.
Harry'e söyle onunla konuşmalıyım.
You tell Harry I want to see him.
Ama onunla konuşmalıyım, önemli.
Trying to get Ted Morrison on the phone, huh?
Onunla konuşmalıyım.
Let me talk to him. Let me show you.
Onunla konuşmalıyım.
I want to have a talk with him.
Onunla konuşmalıyım.
I want to talk to him.
Gene de zecri bir tedbire baş vurmadan onunla konuşmalıyım.
All the same, sir, I'd like to talk to him before you do anything drastic.
Yarın, kesinlikle onunla konuşmalıyım.
Tomorrow, I definitely must speak with her.
Hamar'ı çağır, Onunla konuşmalıyım.
Call Hamar, I must talk to him.
- Hayır. - Onunla konuşmalıyım.
I have to talk to him.
Onunla konuşmalıyım!
I must speak to him!
Onunla konuşmalıyım.
I must call on her.
Yarın Bayan DePass ile yemek yiyeceğim, bunu onunla konuşmalıyım.
I'm dining with Mrs. DePass tomorrow and I must discuss it with her.
- Ama onunla konuşmalıyım.
- But I * ve got to talk to her.
- Sorun yok, sadece onunla konuşmalıyım.
- It's all right, I-I want to talk to her.
- Onunla konuşmalıyım.
- I want to talk to him.
Avrupa'ya gitmeden önce onunla konuşmalıyım.
I must talk to him before I go to Europe.
Solomon Bennet,... ya da diğer adıyla, Beauregard. Söyle ona, onunla konuşmalıyım. Ama, onun tanımıyorum.
Solomon Bennet, known as Beauregard.
Onunla konuşmalıyım.
I must speak to him.
Ona bir şey söylemeden onunla konuşmalıyım.
I've got to speak to her before she says anything to him.
Saçma, onunla konuşmalıyım.
Bullshit, we need to talk.
Onunla konuşmalıyım ve sırada da bekleyemem.
I've got to talk to him and I can't wait on line.
- Ayrılmadan önce onunla konuşmalıyım.
- I want to meet him before he leaves.
Onunla konuşmalıyım.
I'll have to talk with him.
- Onunla konuşmalıyım.
- I have to talk to her.
Onunla konuşmalıyım...
Let me talk to...
Onunla konuşmalıyım.
Oh, I must have a word with that little one.
- Onunla konuşmalıyım!
- I must talk to him!
Onunla bu konuyu tekrar konuşmalıyım.
We've got to see him again about it.
- Sence gelip onunla konuşmalı mıyım? - Hayır.
Don't you think I oughta at least go in and talk to him?
Onunla ilk önce ben konuşmalıyım.
I want to speak to her first.
Daha çok, bir erkeğin gururunu en büyük müttefikimize çevirmeliyiz ve onu okşayıp, yumuşatıp, onunla güzel konuşmalıyız ve en değerli oyuncağımızmış gibi davranmalıyız.
Rather, we should make of a man's dignity our foremost ally and caress it, soothe it, talk fondly to it and treat it like our dearest toy.
Onun yüzünü bir kez daha görüp, onunla bir kez daha konuşmalıyım.
I must see her face again and speak to her once more.
- Onunla özel olarak konuşmalıyım.
- I must speak to him privately.
Onunla ben konuşmalıyım. Gösteri.
I'm the one who should speak with him.
Fakat, onunla mutlaka konuşmalıyım. mutlaka.
But I have to talk to him. I've got to.
Onunla mutlaka konuşmalıyım.
I have to tell her.
Bu çok önemli. Onunla mutlaka konuşmalıyım.
It's very important, I absolutely must speak to him.
Onunla tanışıp konuşmalıyım.
I should meet her and talk to her...
Onunla yalnız konuşmalıyım.
I'll need to talk to him alone.
Onunla konuşmalıyım.
- I have to talk to him.
Belki onunla ben konuşmalıyım.
Did he? Perhaps I should have a word with him.
Onunla daha fazla konuşmalıyım.
I should talk to her some more.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]