Parası var tradutor Inglês
1,455 parallel translation
Üç başarılı mal paylaşımı yaşadı, harcayamayacağı kadar parası var.
Anyway, three fine settlements. More money than she could ever hope to spend. - Yes.
Ecza dolabında çok daha fazla parası var.
He has more than that in the medicine closet.
Şu sıralar kimin uçmaya parası var ki?
But who can afford to fly these days?
- Parası var mı?
- Does Roxy have any money? .
- Parası var.
- He's got the money.
- Olmaması gerektiği kadar parası var.
- He's got too much money not to be into it.
Ama merak etmeyin, sizin ücretinizi ödeyecek parası var.
But don't worry, she has enough to pay you.
- herkesin lanet parası var ama ben lanet
Jesus Christ! Why does everybody have fucking money but me? Jesus, fuck!
Kocakarının bayağı fazla parası var ve bence onu sen hakettin.
The hag has more money, and I think you deserve it.
- Kızın parası var mı peki?
She got any money?
- Ailesinin çok parası var.
- His family has a lot of money.
Bak burada bir haftalık otel parası var.
That's enough to rent a hotel for whole week
Kathy'inin parası var Rocky'de deha ve sende ise plan kurma. Bir şeyler sizi aynı partide buluşturdu.
You each brought something to the party.
Senin llan'la derdin ne? Onun parası var mı sanıyorsun?
You think he has money?
Gerçek parası var, değil mi?
He's got real money?
Bill herifin gerçekten parası var değil mi?
Bill... this guy's got real money, right?
- Balya balya parası var.
He has stacks of money.
Rance Burgess'in bir şehir ve gerçek bir toplum inşa edecek kadar çok parası var.
Rance Burgess has money enough to build a city, a real community
Yaşlı adamın parası var mıymış? Oh, evet.
Did the old man have any money?
Ted'in ne zamandır parası var?
Since when can ted?
Fakat aklaması gereken çok parası var.
But he's getting a lot of washing done.
Frank Sobotka'nın bu kadar parası var mı ki?
Frank Sobotka has that kind of money?
O yaşlı kurdun, bu işler için harcayacak parası var demek ki.
I do care that the old Polack comes away from it... feeling he got his money's worth.
- Parası var, Ella.
- She has money, Ella.
Babasının dünya kadar parası var.
Dad's got more money than God.
- Onun çok parası var.
- He's got a lot of money.
Öyle çok parası var ki Çin'i bile satın alabilir.
He even had his own game show in China, he had so much money.
Bir sürü parası var.
He's got money.
Bizde sadece aşkın parası var.
We've come so far on only the currency of young love.
# Yeşil kartı, yeni evi ve çok parası var.
# He had a Green Card, new house, big cash
Etrafa sordum, parası var.
I asked around, and he's paid.
Kimin parası var ki?
Who has any, pissboy?
Kız kardeşim olarak daha iyisini hak ediyorsun. Ne parası var, ne de unvanı. Ve şu gülünç isim.
As my sister, you deserve better than a penniless man with no title, and a ridiculous name.
¶ Onun adı Butters. Butters. ¶ - ¶ Hep şişmandı ama artık değil ¶ ¶ Şehir restoranı onu 4 beden küçülttü. ¶ - ¶ Şimdi bir sürü parası ve kız arkadaşı var. ¶
* his name is butters it's butters * * used to be fat but not no more * * city wok brought him down to a size four * * now he's got lots of moneys and girls *
500 bin dolar kadar nakit parası var.
Cash.
Ama birşey var ki, kızın hiç parası yoktu.
Only she ain't got no money.
Yemek parasına ihtiyacım var. - Anladım.
- Dad, I really need my lunch money.
Dağlar kadar parası ve uyuşturucusu var.
- and drugs. - Wait a minute.
İçinizde bozuk parası olan var mı?
You got some bucks to change?
Parası mı var?
Got the money?
Parası bol, vede avantası var.
It pays, and there are perks.
Milfay'den beri parası ödenmemiş bir sürü ayakçı var.
You got a bunch of rousties haven't been paid since Milfay.
Güzel, benzin parasına ihtiyacım var.
Good, I need the gas money.
Onun sosyal güvenlik parasına ihtiyacım var.
I need her social security checks.
Artık paran var. Dedemin parası.
You've got the money now, Grandpa's money.
güzel, romantik, parasını geri alamayacağımız bir odamız var.
We got a beautiful, romantic, nonrefundable room.
Sadece bu kadar var. Bir de biraz yol parası.
This is all I have, aside from loose change for the bus.
Parti veriyor. Etrafında kadınlar var ve parasını sayıyor.
I think he's having a party at his place, got bitches all around and counting all his money.
Burada kira parası ve ayrıca biraz para var.
Here's the rent money and a little extra cash.
Bu kadar parası olan var mı?
Anybody got that?
Larry'nin yatırım yapacak parası mı var?
Does Larry have that kind of spending bread to invest?
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19