Sana bir şey vereceğim tradutor Inglês
447 parallel translation
Sana bir şey vereceğim.
I have something for you.
Bıçağa karşılık sana bir şey vereceğim.
I'll swap you something for the knife.
Sana bir şey vereceğim.
I'm fixing you something. Mmm.
Bekle, sana bir şey vereceğim.
Wait, I'll give you something.
Sana bir şey vereceğim.
Got something for you.
Sana bir şey vereceğim.
I've got something for you.
Rosalia, sana bir şey vereceğim!
Rosalia, I have something to tell you!
Ling long, sana bir şey vereceğim
Ling long, I have something for you
Dur, sana bir şey vereceğim.
Wait, I've something for you.
Bununla birlikte, saygıdeğer hanımefendimize benzemeyi öğrenmeğe başladığına göre, sana bir şey vereceğim, böylece kitaplarımızdan bazılarını okuma şansına iyice layık olacaksın.
However, since you are beginning to learn how to emulate our dear lady, I'm gonna give you something that you richly deserve... a chance to read some of our books.
Yardım edersen sana bir şey vereceğim.
If you help me, I'll give you something.
Sana bir şey vereceğim Mattei!
I'll give you something on Mattei!
Sana bir şey vereceğim.
I will give you something.
Buraya gel, sana bir şey vereceğim.
Come here, I'll give you something.
Sana bir şey vereceğim... tuzlu bisküvi.
Got just the thing for you- - a saltine.
Ben sana bir şey vereceğim
I'm giving you back what's yours
Sana bir şey vereceğim.
I'm gonna give you something.
Sana bir şey vereceğim.
I'll give you something.
- Sana bir şey vereceğim.
Um, I'm gonna give you something.
Sana bir şey vereceğim.
I got something here for you.
Sana bir şey vereceğim, büyük bir şey.
I'll give you something, something big.
Bekle, sana bir şey vereceğim, burada bekle.
Wait, I've got something for you, wait here.
Jay, sana bir şey vereceğim.
Jay, I got something for you.
Sana bir şey vereceğim.
I got something for you.
Beni dinle üç kağıtçı, eğer ki öyle bir şey olursa sana böyle küçük bir hediye vereceğim.
Well, listen, sucker, when it does, I'll make you a little present of this.
Sana o köpekbalığını anımsatacak bir şey vereceğim.
I'll give you something to remind you of that slice of shark.
Sana unutamayacağın bir şey vereceğim.
I'm gonna give you something you won't get so easy.
Karşılığında güzel bir şey vereceğim sana.
I'll give you something good for it.
Sana satabileceğin bir şey vereceğim ama soran olursa, onun sana ait olduğunu söyleyeceksin.
I'll give you something you can sell, but you must say it's yours, if anyone asks.
Tamam. Sana gerçeklerden daha iyi bir şey vereceğim.
I'll give you something better than facts.
Sana yatarken okuman için bir şey vereceğim.
I'll give you something to read in bed.
Sana, Samarra, bir şey vereceğim.
To you, Samarra, I would give anything.
Sana bir sır vereceğim, ilk valsin sana bir şey hatırlatıyordu hani...
Well, you should. I'll tell you a secret. That first waltz you remember...
Sana düşüneceğin bir şey vereceğim.
I'm gonna to give you something to think about.
Seni bilge yapmak için, sana bir şey vereceğim.
In the words of the poet... I'll give you something to make you wise.
Oh, şey, elbette, sana onun için iyi bir fiyat vereceğim.
Oh, well, of course, I'll give you a fair price for it.
Sana kısa bir süre birlikte yaşayabileceğin başka bir şey vereceğim.
I'm going to give you something else to live with for a little bit.
Şimdi sana asla unutamayacağın bir şey vereceğim.
I'll give you something you won't forget!
Yüzünde ve kafa derinde bir kaç gün rahatsızlık hissedeceksin fakat sana yardımcı olacak bir şey vereceğim.
You're gonna have a little discomfort in your face and scalp for a couple of days, but I've got something that's gonna help you.
Bekle, oraya gelince ben sana bir şey vereceğim!
Just wait, I'll give you something when I reach there...
Sana vereceğim bir şey var.
And I have something for you.
Yemin ediyorum, bir şey buluır bulmaz sana haber vereceğim.
I swear, as soon as I discover something, I'll tell you.
Sana bir şey daha vereceğim hadi!
I'll give you something to eat again I want some more
Yok bir şey. Yok bir şey. - Sana vereceğim.
I'M GONNA GIVE YOU SOME SEDATION IS WHAT I'M GONNA DO
Sana teslim etmesi için ona bir şey vereceğim.
I'll give her something to deliver to you.
Öyleyse sana vereceğim bir şey var.
Then I got something for you.
Ters giden bir şey olursa sana işaret vereceğim.
If something goes wrong, I'll give you a signal.
Vermezsen, ben sana güzel ve parlak bir şey vereceğim, adına da'balta'diyorlar!
If you don't, I've got something nice and shiny for you : an axe!
Sana vereceğim bir şey var.
Got something for you.
Sana bir şey vereceğim.
I got something else for you.
Sana şimdi bir şey vereceğim. Seni ezik orospu çocuğu!
I'll give you something, you sorry son of a bitch!
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana bir sorum var 36
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana bir sorum var 36