Sana birşey söyleyeceğim tradutor Inglês
124 parallel translation
Sana birşey söyleyeceğim Bay McCanles beni artık aptal yerine koyma.
I want to tell you something... you don't fool me none no more.
Sana birşey söyleyeceğim.
I'll tell you one thing.
Sam, sana birşey söyleyeceğim.
Sam, I've got something to tell you.
Sana birşey söyleyeceğim Alice.
I'll tell you something Alice.
Italo, sana birşey söyleyeceğim.
Italo, I have something to tell you.
- Sana birşey söyleyeceğim.
- Come on, I gotta tell you something.
Sana birşey söyleyeceğim.
I'm getting ready to tell you something. POKE :
Sana birşey söyleyeceğim, avukat.
Because I'll tell you something, counselor.
Sana birşey söyleyeceğim Rupe bu senin hayatında birden fazla defa gerçekleşecek çünkü sen olayı anladın.
And, Rupe, it's gonna be more than once in your life for you. It's gonna be a number of times, because you've got it.
Sana birşey söyleyeceğim Jerry.
You know, Jerry, I'm gonna tell you something.
Devam et, istiyorsan bir tanrıçanın peşinden git, ama sana birşey söyleyeceğim.
Go on, go after a goddess if you want to, but let me tell you something.
d İyi dinle, sana birşey söyleyeceğim, çocuk d d Balıklarla yüzeceksin seni pislik d d Ve bu bir şaka değil d
♪ Listen good, I'll tell you one thing, kid ♪ ♪ You're gonna be sleepin with the fish, you little fuck ♪ ♪ And this ain't no gag ♪
- Sana birşey söyleyeceğim.
- I have to tell you something.
Sana birşey söyleyeceğim, Anne.
I'll tell you something, Anne.
Sana birşey söyleyeceğim.
I'M GONNA TELL YOU SOMETHING.
George sana birşey söyleyeceğim ve gerçekten beni dinlemeni istiyorum.
George I am going to tell you something and I want you to really hear me.
Sana birşey söyleyeceğim.
I've got something to tell you.
Belki yaptın... belki yapmadın. Gerçeği kimbilebilir? Sana birşey söyleyeceğim.
Maybe you did... maybe you didn't.
- Sana birşey söyleyeceğim.
- I'll tell you something.
Biliyor musun, sana birşey söyleyeceğim dazlak olduğun zamanlarda görünüşünü seviyordum.
You know, I gotta tell you I just loved your look when you were bald.
- Sana birşey söyleyeceğim.
- Let me tell you something.
Ve sana birşey söyleyeceğim.
You know, I'm gonna tell you something.
Sana birşey söyleyeceğim. Hiçbir şey bilmiyorum, bu yüzden, kıçımı öpebilirsin.
I don't know anything about that... so you can kiss my fat ass.
Ama sana birşey söyleyeceğim.
But I will tell you one thing.
Sana birşey söyleyeceğim.
I'm gonna tell you something.
- Sana birşey söyleyeceğim.
- I tell you what.
Sana birşey söyleyeceğim.
I can tell you one thing.
Arkadaşlığına sığınarak sana birşey söyleyeceğim.
Friend I was Friend I am
Sana, bilmenin pek de sağlıklı olmadığı birşey söyleyeceğim.
I'm going to tell you something which is not very healthy to know.
Benim de sana söyleyeceğim birşey vardı.
It's now my turn to say something.
Nugent sana önemli birşey söyleyeceğim.
Nugent I have something important to tell you.
Sana tek birşey söyleyeceğim.
I'll tell you one thing.
- Sana söyleyeceğim birşey var.
- I have something to tell you.
Sana birşey daha söyleyeceğim.
I'll tell you something else, too.
Dinle sana çok önemli birşey söyleyeceğim.
Listen. I have something very important to say to you.
Sana doğru birşey söyleyeceğim.
I'll tell you somethin'true
Sana çok önemli birşey söyleyeceğim.
I got something important to tell you.
Sana birşey daha söyleyeceğim - ve bunu dün gibi hatırlıyorum. " 10 yaşındayken, babam yeni işten atılmıştı, eve gelip,
I'll tell you something else - and I remember this like it was yesterday - when I was 10, my old man was laid off again, comes home and says,
Yaptığımın savaşı durdurmak için vicdani bir eylem olduğuna hala inanmıyorsan... anlamanı sağlamak için sana söyleyeceğim birşey yok.
If you don't believe by now that what I did was an act of conscience to stop the war... then there's nothing I can say to you that's going to make you understand.
- Sana birşey daha söyleyeceğim.
- I'll give you one more pop.
Sana söyleyeceğim birşey var.
I have something to tell you.
Sana söyleyeceğim birşey var, Ming Tien.
I have something to tell you, Ming Tien.
Sana birşey daha söyleyeceğim.
I'll tell you one more thing.
Sana birşey daha söyleyeceğim, Cosmo Kramer.
- I know. And I'll tell you another thing, Cosmo Kramer.
- Tamam, şimdi sana başka birşey söyleyeceğim.
- Okay, now I'll tell you something else. - Yeah.
Sana daha önce kimseye söylemediğin birşey söyleyeceğim tamam mı?
I'm gonna tell you something I've never told anybody else... all right?
Sana tek birşey söyleyeceğim t * * şaklı adamsın
I'll tell you one thing, you got balls.
Şimdi benim hakkımda birşey söyleyeceğim sana.
I'm going to tell you about me now.
Sana çok önemli birsey söyleyecegim.
I have something important to tell you
Sana birsey söyleyeceğim
Sister, I'll tell you something.
Sana bilmen gereken birşey söyleyeceğim.
I'm about to tell you something you should know
sana birşey sorabilir miyim 28
sana birşey soracağım 16
sana birşey sorayım 19
sana birşey söyleyeyim 38
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
söyleyeceğim 241
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana birşey soracağım 16
sana birşey sorayım 19
sana birşey söyleyeyim 38
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
söyleyeceğim 241
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711