Sen olamazsın tradutor Inglês
894 parallel translation
Hayır, sen olamazsın.
You can't be...
Sen olamazsın, onun çamaşırları temiz.
It couldn't be. Her linen is clean.
- Bu sen olamazsın!
- It isn't you!
- Sen olamazsın, Linus?
- Not you, Linus?
Sen olamazsın.
Not you. You are not the one.
Bir saniye, sen olamazsın...
Now, wait a minute, Sidney, you can't be a...
Sen olamazsın.
Couldn't be you.
Sen olamazsın.
It can't be you.
Sen olamazsın.
It couldn't have been you.
- Sen olamazsın.
- It can't be you.
Sen bile silahın olmadan dışarıda dolaşacak kadar ahmak olamazsın.
Even you wouldn't be sap enough to go for a stroll without your gat.
Ama babandan sen sorumlu olamazsın değil mi?
Oh. Well, you're n ot responsible for your father, hmm?
Çünkü verirsem ve sen de fırtınada şapkayla dışarı çıkarsan üşütüp zatürre olamazsın. O zaman ben de hastaneye çiçek getiremem veya cenazende şık bir siyah elbise giyemem.
Because if I give you your hat, and you go out wearing it in this storm, you won't catch cold, or get pneumonia and I won't be able to bring flowers to the hospital or wear beautiful black clothes to your funeral.
- Sen Rocky Sullivan olamazsın!
- Hey, you ain't Rocky Sullivan!
Sen iyi bir uşak olabilirsin ama kesinlikle psikolog olamazsın.
You may be a good butler, but it's a dead cert you ain't no psychologist.
Sen çok fazla dikkatli olamazsın.
You can't be too careful.
Sen onun tırnağı bile olamazsın, zavallı şey.
You ain't even in her world, sad sack.
Sen babası bakkalda çalışan ve annesi çamaşır yıkayan rüküş birinden başkası olamazsın.
You'll never be anything but a common frump whose father lived over a store and whose mother took in washing.
Sen ciddi olamazsın?
- You're not serious about this?
- Sen de gitmiş olamazsın?
- And did you?
- Sen bile bu kadar aptal olamazsın.
- Even you couldn't be that dumb. - Well, now...
O adamda beyefendilikten kırıntılar dahi olup olmadığını anlayacak şekilde yetiştirildin sen. Bunu unutmuş olamazsın!
Surely you can't have forgotten that much of our upbringing, Stella... that you just suppose there's any part of a gentleman in his nature.
# Ölüm, yaşamın kudretini kollasın diyedir, planlar... #... tam mutlu olamazsın, sen bu dünyadan göçüp gitmedikçe.
Therefore plan, for to death shall watch life's hand and can't all happy till thee pass the earth away
Bunca yıldan sonra bunu sen yapmış olamazsın.
Not you, after all these years.
Valinin yanında yatana kadar emekli olamazsın sen.
Not until you're lying out there beside your Governor.
Sen benim yamağım olamazsın.
You can't be my disciple.
Kusura bakma ama Albert, sen bu adama rakip olamazsın.
If you don't mind my saying so, Albert, he's got it all over you.
Sen Slim olamazsın!
Not you, Slim!
Oh, sen bu kadar aptal olamazsın.
Oh, you're much smarter than that.
- Sen Sir Wilfrid olamazsın, değil mi?
- You wouldn't be Sir Wilfrid, would you?
Sen, neredeyse 50 yaşındasın, Benim dışımda kimse için asla önemli olamazsın.
You, you're almost 50 years old, you'll never be important to anybody but me.
Ve sen bu sümüklü, küçük adam için bir koruma olamazsın...
And you're no protection for this slimy, yellow-bellied, little...
Annemiz olamazsın, sen bizim arkadaşımızsın.
You can't be our mother. You are our friend.
Sen serseri olamazsın, sen benim kardeşimsin.
What do you mean, you're a bum? How can you be? You're my brother.
O kişi sen olamazsın.
It can't be you.
Sen, asla ben olamazsın, ben de sen olamam.
You can't help bein'you and I can't help bein'me.
- Sen asla berbat olamazsın.
I COULDN'T BEAR TO SEE ANYBODY.
Sen ona yardımcı olamazsın.
You're not going to help him with...
- Sen Susan olamazsın.
- You can't be Susan.
Evli, dört çocuklu, küçük bir evde yaşayan bir tip olamazsın sen.
You are the husband, four children and a cottage type, this isn't you.
Eğer gidersem sen benim gittiğimden emin olamazsın.
So, if I do leave you can never be sure that I am gone.
Sen götürürsen Binbaşı memnun olurdu ama ayni anda Barbados'ta hayatta olup, New York'ta ölü olamazsın.
Now, the Major would like it if you'd bring it yourself, but you can't be alive in Barbados and dead in New York at the same time.
Sen Çılgın Pierrot gibi olamazsın.
You're not Pierrot le Fou.
Sen Charlie olamazsın.
You can't be Charlie.
Sen hiçbir şeyle birarada olamazsın.
You can't come together with nothing.
Sen asla bir kurt olamazsın.
You are nothing like a wolf.
Sen öyle olamazsın.
You can't be like that.
Ama sen de bu kadar yanlış düşünüyor olamazsın.
But you can't mean what you're saying, and you're so wrong.
Bensiz, sen de var olamazsın.
Without me, you no longer exist.
Bak, üzgünüm, ama sormuştun, evet ülkemi seviyorum, ama sen CIA olamazsın.
Look, I'm sorry. But like you asked me, I do care about my country. And you can't be CIA.
Sen bir insan olamazsın.
Your nature isn't even human.
olamazsın 35
sen öyle san 131
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen oku 28
sen öldürdün 24
sen olmasaydın 39
sen orada kal 30
sen o 37
sen otur 63
sen öyle san 131
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen oku 28
sen öldürdün 24
sen olmasaydın 39
sen orada kal 30
sen o 37
sen otur 63