Sen olduğunu biliyorum tradutor Inglês
678 parallel translation
Sen olduğunu biliyorum.
I know it was you.
Sen olduğunu biliyorum.
I know it's you.
"Bu senin yürüyüşün!" "Sen olduğunu biliyorum, Gioacchino."
Just the way you walk, Ugo... your arthritic way...
Sen olduğunu biliyorum. Ne oldu?
What's the matter?
- Telsizdekinin sen olduğunu biliyorum, Weston.
- I know it's you, Weston.
Sen olduğunu biliyorum.
I know that it's you.
Frasier, sen olduğunu biliyorum. Saat geç oldu.
Frasier, I know it's you. lt's very late.
Hadi sen olduğunu biliyorum.
Come on, I know it's you.
Stooge, sen olduğunu biliyorum, adamım.
Stooge, I know that's you, man.
Sen olduğunu biliyorum, Sean.
I know it's you, Sean.
Bart Simpson, sen olduğunu biliyorum!
Bart Simpson, I know it's you!
Sen olduğunu biliyorum.
I knew it was you.
Sen olduğunu biliyorum, girip çıkarken gördüm.
I know it's you! I've seen you come and go!
Ama sen olduğunu biliyorum tabi, o yüzden evlenmezdim.
But of course I do, so I wouldn't.
Sen olduğunu biliyorum!
I know it was you!
Ne olduğunu biliyorum ama sen devam et.
I know what's coming, but you go on.
- Rüya olduğunu biliyorum. Ama sen yine de adamdan bahset bana.
I know you dreamed, but tell me about the man.
Sen bir erkeği sevmenin ne olduğunu bilmiyorsun ama ben biliyorum.
You don't know what it is to love a man, but I do.
Daha fazla ışık olduğunu biliyorum. Sonra sen gözden kayboluyorsun.
I know there is more and more light, and then you disappear.
Senin bunu anlamanın güç olduğunu biliyorum, çünkü sen daha bir çocuksun.
It's hard to understand you because it is still a girl.
Korkmadığını biliyorum ama sen... onun nasıl biri olduğunu bilirsin.
I know you're not but you... you know how he is.
Sen olduğunu biliyorum.
Well, now, Jody. I know that's you out there.
Biliyorum ki sen bir palavracısın, sen de öyle olduğunu biliyorsun.
I know that you're a phony, and you know that you are.
Charles'ın ne olduğunu biliyorum ; sen de öyle.
I know what Charles was, and so do you.
Sen O gerçek bir ajan olduğunu... esir Albay Morrow biliyorum.
You know the prisoner Colonel Morrow... He's a real spy.
Şimdi, biri o, sen biliyorum o bir polis olduğunu mı?
Now, that one, did you know she was a cop?
Ben, kim olduğunu biliyorum, ama sen karanlıktasın.
I know who you are, but you're in the dark.
# Sen, farklı bir yerden geldin # # ve epeydir gezdiğini biliyorum # # ve şimdi bana sordun onun ne olduğunu #
# You've come from a different place # # And I know you've traveled far # # Now that you've told me what it is #
# Sen, farklı bir yerden geldin # ve epeydir gezdiğini biliyorum # # # ve şimdi bana sordun onun ne olduğunu #
# You come from a different place and I know you traveled far # # Now that you've told me what it is #
Bak Sam, hiç tanımadığın birinin gelip senden tavsiye istemesi biraz tuhaf biliyorum ama atıcı koçu, bu dünyada bana yardım edebilecek tek kişinin sen olduğunu söyledi.
Sam, I know it's crazy for a stranger to come here for advice but the pitching coach said you're the only man who can help me.
Buraya ne için geldiğini çok iyi biliyorum ve sen de aradığının bende olduğunu biliyorsun.
I know very well what you have come for, and you know very well that I have them ;
Öylece Horde'un eline bırakamam. Anne, sen ve babam için ne kadar zor olduğunu biliyorum. ... ama artık sizi tanıyorum.
I can't just leave it in the hands of the Horde oh mother, I know how hard this is for you and father but now that I know of you
Hiçbir yerde olduğunu ve çok yorulduğunu biliyorum Dorothy ama sen eve dönebilecek kadar güçleninceye dek burada seninle olacağım.
I know it's lonely in the Nowhere Place, Dorothy, and I know you're tired, but I'm gonna be right here with you until you're strong enough to come home.
Kim olduğunu biliyorum, sen Teddy Duchamp'sın.
I know who you are, you're Teddy Duchamp.
Ayıldığımda sen de parayı geri vereceksin. Çünkü, özünde dürüst bir adam olduğunu biliyorum.
And when I come to, you're gonna give the money back, because I believe, deep down, that you are an honest man.
Ben biliyorum, Francis ya sen neden olduğunu, biliyor musun?
I hardly knew her. And you know why, Frances?
Profesyonel olabilirsin Joe ama kim olduğunu biliyorum ve sen tamamıyla kafayı yemişsin.
You may be the pro, Joe, but I know who you are, and you're all fucked up.
Sen unutmuş olsan bile, ben senin masum olduğunu biliyorum.
I know that you're innocent, even if you've forgotten.
Bir işe ihtiyacın olduğunu biliyorum, sen de biliyorsun.
I know you need a job. You know you need a job.
Sen de cenazedeydin ve senin için zor olduğunu biliyorum.
You were at the funeral and i know it was very difficult for you.
Kim olduğunu biliyorum. Sen Flash'sın.
I know who you are.
Babanın kim olduğunu biliyorum. Sen de onlar hakkındaki fikirlerimi biliyorsun.
I know your father's the Vulcan ambassador, for heaven's sake, but you know how I feel about this.
Biliyorum sen aptal olduğunu düşünüyorsun, ama tüm saygımla ben senden çok daha büyük bir aptalım.
You think you're an idiot, but with all due respect I'm a much bigger idiot than you are.
Sen ve küçük Bobby'ye ölümünün ne denli ağır olduğunu biliyorum.
I know how heavy a burden his loss is to you and little Bobby.
Evet nerede olduğunu biliyorum Josh... ve sen de benim nerde olduğumu biliyordun Ben hep burdaydım
Yes, I know where you've been, Josh... and you know where I've been. I have always been right here.
Sen yalan söylüyorsun. ben kimin sahtekar olduğunu biliyorum!
You are lying. I've got to know who's the cheat!
Sen de değiştirme, çünkü ben de ofisinin nerede olduğunu biliyorum! Nerede yaşadığını da biliyorum. Seni takip ederim.
Don't you back out, either, because I know where your office is, too, and I know where you live, and I'll track you down!
Öyle olduğunu biliyorum ama sen bu şehrin altını üstüne getireceksin.
I know you do, but you're going to take this town by storm.
Scott Calvin olduğunu biliyorum, sen de biliyorsun.
Look, I know you're Scott Calvin. You know you're Scott Calvin.
Aslında sen iyi ve nazik bir adamsın. Öyle olduğunu biliyorum.
Deep down inside you are a good, kind, man. I know you are.
Bak, onun arkadaşlarından biri olduğunu biliyorum ve kimse onun çok iyi şeyler yaptığını inkar edemez ama sen onun olduğundan 10 kat daha erkeksin.
Look, I know that he's a friend of yours and no one can deny that he's done a lot of really good things but you're 10 times the man he is.
sen olduğunu biliyordum 24
sen olduğunu bilmiyordum 18
olduğunu biliyorum 33
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
sen olduğunu bilmiyordum 18
olduğunu biliyorum 33
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
biliyorum ki 71
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen öldün 179
sen öyle zannet 20
sen ona bakma 16
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen öldün 179
sen öyle zannet 20
sen ona bakma 16