English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Senin suçun

Senin suçun tradutor Inglês

4,626 parallel translation
Tüm bu felaketler senin suçun.
All this tragedy, it's on you.
Şimdi olanlar senin suçun değil.
What's happening now isn't your fault.
Eğer şimdi ölmesine izin verirsen bu, onların suçu değil senin suçun olacak.
You let him die now, it's not gonna be on them. It's gonna be on you.
Senin suçun değildi, merak etme.
It's not your fault, believe me.
Alison, bu senin suçun değil.
Alison, this is not your fault.
Angela'nın ölümü bir felaketti ama senin suçun değildi.
Angela's death is a tragedy. But it's not your fault.
Senin suçun değil.
It's not your fault.
- Bu senin suçun değildi.
- RUSS : It's not your fault.
Senin suçun değil.
I didn't think. It's not your fault.
- Senin suçun değildi.
Not your fault.
Ve bu senin suçun.
And it's your fault.
Ki, sana hatırlatırım, Senin suçun yoktu zaten.
Which, I'll remind you, you didn't act on.
Bu senin suçun değil.
It's not your fault.
Bu senin suçun değil.
This is not your fault.
Hepsi senin suçun.
This is all your fault.
Senin suçun.
It's on you. - Hi.
Bu senin suçun.
It's on you.
Senin suçun bu.
That's on you.
Bu senin suçun.
This is on you.
Hepsi senin suçun.
It's all on you.
Senin suçun değil.
Hey. It's not.
Jesse'nin intihar etmesi senin suçun degil.
It's not your fault Jesse killed himself.
Senin suçun değil, hayatım.
It's not your fault, honey.
- Ve bu da senin suçun değil.
And that's not even your fault.
Bu senin suçun değil.
I-I-it's not because of you.
Bunların hiçbirisi senin suçun değil, Jack.
None of it is because of you, Jack.
Hepsi senin suçun!
It's all your fault!
Dört yıl kadar önce kapımı çalıp benim birlikte çalışmak zorundasın dedin, yani o günden beri başıma gelen her kötü şey senin suçun.
Well, uh... about four years ago, you came and knocked on my door and told me that I had no choice but to work with you, so, I figure everything terrible that's happened to me since is your fault.
Senin suçun değildi.
It's not your fault.
Kötü hissetme.Senin suçun değil
Don't feel bad. It's not your fault.
- Canavar ifşasıyla tehdit etmiş olması senin suçun değil!
It's not your fault that he threatened beast exposure. - True.
Şimdi herkes bir çeşit seri katil olduğumu sanıyor ve hepsi senin suçun.
Now everyone thinks I'm some sort of serial killer, and it's all your fault.
- Senin suçun değil.
It's not your fault, you know.
- Senin suçun değil.
- Not your fault.
Ne kadar zor olmalı çocukluğunda annenle babanı kavga ederken görmek, hatta onların ayrıldığını görmek daha zordur, ama bu senin suçun değildi.
I get how hard it must have been to see your parents fighting when you were kids, even harder to watch them split up, but it wasn't your fault.
Biliyor musun, bunların hepsi senin suçun.
You know, this is all your fault.
Senin suçun.
Your fault.
- Bu senin suçun.
- That's on you.
Senin suçun!
It's all your fault!
Özür dilemene gerek yok. Bu senin suçun değil.
It's not your fault.
Hepsi senin suçun.
It's all your fault.
Her şey senin suçun.
All of it, everything.
Tamamının senin suçun olmadığını biliyorum. Ama gerçekten berbattı.
I know it's not completely your fault, but it was really fucked up.
Bunların hepsi senin suçun.
This is all your fault.
Erkeklere içki yasaklansaydı senin suçun olmaz mıydı?
Wouldn't your own burden be easier if men kept from drink?
Başıma ne gelirse gelsin, senin suçun değil, tamam mı?
Nothing that happens to me is your fault, okay?
Senin suçun değildi.
It was not your fault.
- Ama senin suçun değildi ki.
But it wasn't your fault.
- Bu senin suçun değil.
It's not your fault.
- Yapma dostum, senin bir suçun yok.
Stop, man. It's not your fault.
Senin işlediğin suçun yanında bunun ne önemi var?
What matters is that you are guilty of a crime.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]