Sorun olmaz değil mi tradutor Inglês
753 parallel translation
Sorun olmaz değil mi?
You don't mind, do you?
Ve bu uğurda tesadüfen dayak yesem de senin için sorun olmaz değil mi?
If I get casually beat up along the way, that's all right with you, isn't it?
Senin için sorun olmaz değil mi?
You don't mind, do you?
Sorun olmaz değil mi?
Do you mind?
- Sizin için sorun olmaz değil mi?
If it's not any trouble ‒ - Not at all.
Sizin için sorun olmaz değil mi?
If it's not too much trouble?
Gösteriye çıkarlarsa sorun olmaz değil mi?
I mean, it wouldn't do... to miss the show, like, would it?
- Sizin için sorun olmaz değil mi?
You don't mind, do you?
Bu gece ayrı yatarsak sorun olmaz değil mi?
We can sleep separately today, don't you think?
Shogunluğun, şimdiki darphane üçüncü yöneticisi Efendi Goto Sanyemon senin Goto ailesine damat olan oğlun yada ben öyle duydum ve bu yüzden başka bir avans, diyelim ki, 100-ryo sizin için sorun olmaz değil mi, efendim?
The present Shogunate Mint Officer the third successor, Sir Goto Sanyemon is your son, who married into the Goto family or so I hear and so I figure, another advance, say, 100-ryo or so wouldn't be much of a problem for you, would it, Sir?
- Biraz göz atmam sorun olmaz değil mi?
- Will it be all right if I browse around a bit?
Bir görüşme yapsam sorun olmaz değil mi?
Do you mind if I make a call?
Şimdi bu kadar açık konuşmamalıyım ama sonra sorun olmaz değil mi?
I shouldn't speak plainly now, but later it'll be okay?
Sorun olmaz değil mi?
- Would you mind?
- Sorun olmaz değil mi?
- It shouldn't be a problem, should it?
Sorun olmaz değil mi Miranda?
You don't mind do you, Miranda?
- Biz açsak sorun olmaz değil mi?
Is it okay if we open this stuff.
- Sorun olmaz değil mi?
Think it's all right?
Bana neler olduğu anlatmanız sorun olmaz değil mi?
Do you mind telling me what happened?
- Sorun olmaz, değil mi?
- It'll be all right, won't it?
- Ben içsem sorun olmaz, değil mi?
- You don't mind if I take one, do you?
O da, "Pantolonunun üstünde kalması sorun olmaz, değil mi?" dedi.
She said, "You don't mind keeping your pants on, do you?"
Bir kaç aile meselesi konuşmamız senin için sorun olmaz, değil mi Carlo?
You don't mind if I discuss a few family matters, do you, Carlo, old boy?
Sorun olmaz, değil mi?
You don't mind, do you?
- O zaman, hiç sorun olmaz, değil mi?
Then it would be all right, wouldn't it?
Sorun olmaz, değil mi Sally?
You don't mind, do you, Sally?
Oraya gitmemiz sorun olmaz sanırım, değil mi?
I guess it's all right if we drive up there, isn't it?
Sorun olmaz değil mi?
Will that be all right?
Biraz fazlasını versem sorun olmaz, değil mi?
I don't suppose a little extra will be unwelcome, eh?
Ekmek çok taze değil ama, sorun olmaz, değil mi?
The bread's not very fresh, but you won't mind, will you?
Bu yüzden, ben de geliyorum, sorun olmaz, değil mi?
So I'm coming too. You don't mind, do you?
- Hiç sorun olmaz, değil mi Charlotte?
- It's no trouble at all, is it, Charlotte?
Bir sorun olmaz, değil mi?
Then it's fine, right?
Şapkamı çıkarsam, sorun olmaz, değil mi?
Wouldn't hurt if I took my hat off, would it?
Kampını seninle paylaşırsak bir sorun olmaz, değil mi?
You mind if we share your camp with you?
Bu sorun olmaz, değil mi? Hayır, sorun değil.
- That's not a problem, is it?
Yolumuzun üzerinde birkaç dakika durmamız sorun olmaz, değil mi?
Do you mind stopping off on the way for a couple of minutes?
Biraz değişiklik sorun olmaz, değil mi Yargıç?
You don't mind a little change, do you, Judge?
Sorun olmaz, değil mi?
You don't mind, do ya?
Sorun olmaz, değil mi, evlat?
You don't mind, do you, kid?
- Bunlara bakmam senin için sorun olmaz, değil mi?
You wouldn't mind that, would you? Away and chase yourself, sonny.
Gerta ile biraz eğlensek sorun olmaz, değil mi?
You don't mind, do you, if we... play with Gerta?
Biz de temizlensek bir sorun olmaz, değil mi?
It's all right if we freshen up too, isn't it?
Herhalde karıma... veda etmem sorun olmaz, değil mi?
Presumably you wouldn't mind if I said goodbye to my wife?
Eric biraz ışık tutsa sorun olmaz, değil mi?
You don't mind if Eric flashes, do you?
Senin için sorun olmaz, degil mi?
Are you sure you'll be okay?
Ona uğrayıp bir selam versem sorun olmaz, değil mi?
You wouldn't mind if I dropped by and said hello to her, would you?
Sorun olmaz, değil mi?
No problem, right?
Sorun çözülür. Fakat operasyon doğru olmaz değil mi?
Problems arise, but the operation goes on, right?
Sorun olmaz, değil mi?
You don't mind?
- Senin için sorun olmaz, değil mi Charlie?
- You don't mind, do you, Charlie?
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33