English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ T ] / Takipteyim

Takipteyim tradutor Inglês

157 parallel translation
- Takipteyim.
- I'm following.
Takipteyim.
In pursuit.
- Takipteyim.
- I watch you.
- Bende, takipteyim.
- I watch you, too.
Takipteyim.
I'm on a stake-out.
Ben burada sıcak takipteyim!
I'm in hot pursuit!
Hâlâ sıcak takipteyim.
And I'm still in hot pursuit.
Ajan Harris konuşuyor, yemek sona erdi, takipteyim.
This is Agent Harris, leaving the diner, trailing the subject.
O salağa sıcak takipteyim.
I'm hot on the trail of that sucker.
Tamam. Takipteyim.
I'm not losing sight of her.
Takipteyim.
I'm on him.
Hayalleri takipteyim.
In pursuit of phantoms.
Ama dışarda bir katil var... ve sonuna dek takipteyim... yani siz iki salak... burnunuzu karıştırmayı bitirip... ve hafızanız depreşirse... haberim olsun, ha?
But there's a killer out there, and I'm gonna track the hair ball down, so when you 2 craterheads get finished mining for nose gold, and you get a relapse of memory, you let me know, huh?
Fareler ambara girdi, takipteyim.
The mice are in the warehouse. I'm in pursuit.
Şüpheliler görüş alanımda. Takipteyim.
I have the suspect in sight and I am in pursuit.
Takipteyim.
I am in pursuit.
Kadınlar tuvaletinin olduğu yere girdi. Takipteyim.
He just went in the women's side of the restroom.
Takipteyim.
You're tailing him.
Pond Road'da hala takipteyim!
I'm out on Pond Road, still in pursuit!
- Takipteyim.
- In pursuit.
Takipteyim.
Code 33.
402, ben takipteyim.
402, I'm in pursuit.
Ekip 54, Takipteyim
Car 54, in pursuit
Takipteyim.
I'm on it.
Organize suç incelemesi için takipteyim.
I ´ m on a stakeout to round up organized crime.
Kaçan 413'ü takipteyim.
I'm in pursuit of the fleeing 413 heading southbound on the Strip.
Ben yakın takipteyim.
I keep a close watch.
Merkez, N-4197. 78 model kırmızı bir Camaro'yu takipteyim.
Dispatch. Navaho 4-1-9-7. In pursuit of a'78 red Camaro.
- Evet, takipteyim.
- Yeah, I have'em.
- Yıllardır, Crawler'ı Central City'de takipteyim.
Why? I tracked The Crawler in Central City for a couple of years.
Takipteyim!
I'm in pursuit!
Takipteyim. Destek gerekiyor.
I'm in pursuit, need back-up...
Takipteyim, desteğe ihtiyacım var.
I've got a pursuit, could use some backup.
Tam takipteyim.
Under full surveillance!
- Ne buldun? - Takipteyim.
- Still on his tail, about 20 miles from LEGOLAND.
Evet, Takipteyim Ed.
Yeah, I'm way ahead of you on this one, Ed.
Takipteyim.
I've got a tail on him.
- Takipteyim.
- Salute.
Jack? Teşekkürler Bud, takipteyim.
- Thanks Bud, I know I'll be watching.
- Takipteyim.
- I'm on him.
Yakın takipteyim.
Pursuing on foot.
Beni fark etti! Takipteyim! Sokakta kuzeye gidiyor!
In pursuit, heading north on the alley.
Takipteyim.
Eyes on.
4-0-1-1 takipteyim. Görüyorum.
Four-zero-one-two tailing.
Takipteyim! Tamam mı?
I'm in pursuit!
- Başka bir araca geçtim, şu an takipteyim.
- In a vehicle in pursuit.
Takipteyim.
Tally.
Şehir merkezine doğru takipteyim.
I am pursuing the path to downtown.
Ama dinle, şu anda, yüksek seviyede bir kanuni takipteyim ve şu an söz konusu olan kişinin senin bölgende... tehlike yaratabileceğine inanmak için nedenlerim var adamım.
But listen, at presently, I'm involved in a high-level law enforcement pursuit and have reason to believe that the subject in question may attempt to regress at your peril, man.
Takipteyim!
I'm on the job!
Takipteyim.
I'm in pursuit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]