Tamam değil tradutor Inglês
8,484 parallel translation
- It tamam değil.
- It's not all right.
Tamam değil.
Not okay.
Bu artık sadece senin hakkında değil, tamam mı?
It's not just about you anymore, all right?
Kimsenin umrunda değil bu herifler senin onlarla ilgilendiğin gibi, tamam mı?
No one cares about these guys the way that you do, all right?
Bakın, sorun değil tamam mı?
Look, it doesn't matter, okay?
Tamam, neyse, önemli değil.
Yeah, of course, sure. No problem.
Tamam, sorun değil.
Okay, that's fine.
Senin hatan değil, tamam mı?
Hey... it's not your fault, okay?
Peki, tamam Joe ama ağzınla söyledin benim de orada olduğumu biliyorlardı, değil mi?
All right, fine, but, Joe, you just said it- - they knew I was there, too, right?
- Tamam sorun değil.
Okay, that's all right.
- Tamam. Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?
I will.
Neyse sorun değil. - Tamam.
Nah, it's cool, whatever.
Memelerini düşünerek mastürbasyon yapmamın sakıncası olmaz, değil mi? Tamam mı?
You don't mind if I masturbate later thinking about them, do you?
- Değil. - Tamam.
- Okay.
Zamanı değil, tamam mı?
This is not the time, okay?
İyi bir zaman değil, tamam mı?
It's not a good time, okay?
Tamam, her ne haltsa, iyi de olsa kötü de olsa, değil mi?
Okay, what the hell, for better or worse, right?
Tamam Emma da kız toplayan bir bebek ama o kadar da iyi değil.
I mean, Emma's a good wing baby, but she ain't that good.
Neye inandığın umrumda değil, tamam mı?
I don't care what you believe, okay?
Bu bir acil durum değil, tamam mı?
This is not an emergency, okay?
Ve şöyle derler, " Tamam, yani, bunu bi'kıza yapmak sorun değil.
And they say, " Okay, well, it's okay to do that to a girl.
Ve şöyle dedi, " Tamam, sorun değil.
And he said, " Okay, that's fine.
Bak, demin ne dediğim umrumda değil, tamam mı?
Look, I don't give a shit what I just said, okay?
Tamam, belli ki bu evlat edinmeyle alakalı değil.
Okay, obviously this is not about the adoption.
bilmiyorum sanmıyorum belki de baron yapmıştır sorun değil yanıma laırım götürüp baktırırım bak fotoğrafları kurtarırız tamam üzgünüm gitmem gerek bugün ne yapıyorsun?
I don't think so. Maybe it was baron. It's all right, i'll bring it in, i'll get it checked out.
Tamam, bu konuda ciddi olduğumu bilmenizi istedim sadece ve sırf onu hamile bıraktığım için değil.
OK, I just wanted to let you know that I'm serious about this ~ and it's not just because I got her pregnant. ~ I'm not blind, man.
İyi tamam, kimse kimse değil.
All right, fine. No one's anyone.
Tamam, ama akşam yemeğini yapıyoruz değil mi?
Okay, but we're gonna do the dinner, right?
Dinle hergele, telekız değil o! Ona böyle mesajlar atmayı kes, tamam mı?
Listen bastard, she's not a call girl, so stop texting her like this.
O yüzden artık itibarım umrumda değil, tamam mı?
I love Sophie. So... I don't care about my reputation anymore.
Toby, daha önce de söyledim ; bu bir oyuncak değil. - Tamam mı?
Toby, I told you before it's not a toy!
Ve isminin tamamını yazmalısın, sadece Schmidt değil.
And you should sign your full name, not just Schmidt.
Tamam. Gerçek olduğundan eminsin, değil mi?
Okay, that's definitely real, right?
Tamam yani cadı değil.
All right, so, it was not a witch.
Fakat yapmaya çalıştığım nokta şu ki, Tamam, gelen arabadan rahatsız olacak tek kişi siz veya hasta değil, sürücü de olacak.
But the point I'm trying to make is this, OK, not only are you bothered about what car they come in, but also the driver.
Tamam, bu tam olarak doğru değil.
Okay, that is so not true.
- Tamam, o gerçek bir isim bile değil.
- Okay, that's not even a real name.
Tamam, şimdi Roger gerçekten kuzenimiz değil Helen teyzem değil ama Henry kardeşim.
Okay, so Roger's not really our cousin, Helen's not my aunt, but Henry is my brother.
Tamam da o gerçek bir şancı değil ki.
Yes, but she has nothing like her real singer friends there... Oh yes... the costumes.
Tamam öyle olsun ama bu Jacob Nighthorse'dan şüphelenmek için yeterli değil.
Well, that may well be, but that's not evidence enough to cast suspicion on Jacob Nighthorse.
Tamam, itiraf ediyorum ama iş bulmak kolay değil.
Fine. I admit it. But it ain't easy getting a job.
- Tamam. Öyleyse dul kartını oynuyoruz değil mi?
So, if we're going to play the widow card... ~ Correct?
Tamam, dinle. Dediğimden daha çok tanıyorum, evet. Ama o şekilde değil.
Okay, look, I knew her more than casually, yes, but not in that way.
Tamam, bu basit bir Glenn-Rieder XCD değil.
Okay, this is not a basic Glenn-Rieder XCD.
Tamam, belli ki bu Caitlyn Crisp değil. Bu Black Lagoon'un yaratığı.
That is the Creature from the Black Lagoon.
- Tamam, Vincent... Şimdi, buraya gelmeyi kararlaştırdık Bay Beene, ama onlar bize yeterli miktarda ödeme yapmadı. bizim ikinizle fotoğraflarımızı çektiler herşey tamam gibi değil mi?
- Okay, Vincent... now, we agreed to come here, Mr. Beene, but they're not paying us enough to have our picture taken with you two like we're okay with this.
- Bak dostum tamam seksisin ama vajina olayı hiç benlik değil.
Look, dude, you're hot, but vag action is a total deal breaker for me.
Sakın... Sakın ona bizden bahsetme. Henüz değil, tamam mı?
Don't... don't talk to her about us... just yet, okay?
Bu sefer değil, tamam mı?
Not this time. All right.
Lydia medyum değil. O bir ölüm perisi, tamam mı?
She's not psychic.
Tamam, önemli değil.
Oh, that's okay.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56