Toplan tradutor Inglês
5,208 parallel translation
- Sakin ol, öyle bir çırpıda toplanıp gidemeyiz.
Whoa, we can't just pack up and go.
Size uyan bir şey alın ve sonra toplanın.
Pick something that fits you and then get around.
Ama beyaz bir adam öldürülüyor ve bütün süvari birliği toplanıyor.
But a white man's murdered and it's call out the cavalry.
Gelin toplanın.
Come on, gather around.
Şey... Şuanda toplanıyorum.
Um, I'm packing right now.
Yarın, ya Boston Garden'da on bin kızgın insan olur ya da tam da on bin tane kızgın insan senin bahçende toplanır.
And tomorrow night, you either got 10,000 angry folk in the Boston Garden or you got 10,000 angry folk on your front lawn.
- "Onlar toplanıp gömülmeyecekler."
- "They shall become refuse on the ground."
Her Şükran Günü'nde masanın etrafına toplanıp şükran duyduğumuz şeyleri söyleriz.
EVERY THANKSGIVING, WE SIT AROUND THE TABLE AND WE ALL SAY WHAT WE'RE THANKFUL FOR.
Ve insanlar toplanıp lanet ettiğinde hükümdarlıklar yerle bir olur tahtlar da tarihe karışır.
And when people curse together " ... then crowns are tossed in the air.. ... the throne vanishes from underneath.
Bugün Doğu'nun ve Batı'nın ileri gelenleri toplanıp şeytan çıkarma ayini düzenleyecekler.
"Today is the day all important figures will gather for the mass exorcism ceremony."
Müfreze 1, toplanıp harekete geçin.
First Platoon, mount up! Move out!
Toplanın.
Mount up!
Tankçılar toplanın!
Tankers, mount up!
Tamam kızlar toplanın.
All right lads, gather in.
Toplanıp gitmiyorum ben.
I'm not winding things up here.
Bran ve Rickon hayattaysa ülke onların yanında toplanır. Artık Robb Stark da yok.
If Bran and Rickon are alive, the country will rally to their side now that Robb Stark is gone.
Pekâlâ beyler! Toplanın!
Okay, guys, guys!
Toplanıp öyle konuşmamız lazım.
We need to discuss this as a group.
Toplanın, çocuklar.
Alright, let's go 3 shifts, guys.
Yeniden toplanırız.
We regroup.
Bir kaç saate tekrar toplanırız.
We'll reconvene in a couple of hours.
Bu haftanın sonunda sen toplanıp gitmeden önce şifre çözme anahtarlarını ve şifrelerini almam gerek. Tamam.
I'm gonna need your passcodes and decryption keys before you clear out at the end of the week.
Toplanın.
Pack it up.
Bazen gök çok mavi ve deniz öyle göz kamaştırıyor ki bakamıyorsun bile. Bazen de denizde simsiyah bulutlar toplanıyor ve kendini fırtınanın içinde hissediyorsun.
Sometimes the sky is so blue and the reflection of the sea so dazzling you can't even look at it, and other times, great black thunderheads roll across the ocean and you feel like you're inside the storm itself.
Zira kara bulutlar toplanıyordu ;
But the clouds were approaching.
- Pekala. Toplanın.
- All right.
Eskiden Joe'nun öneminde bir adamın ölümüyle binlerce çingene toplanırdı.
Used to be, the burial of a man of Joe's stature would have brought a thousand Romani.
Üstteki salonda mason locası üyeleri toplanıyormuş.
Yeah, the Lodge meets above the saloon, apparently. Every Wednesday.
Bazılarımız benim odamda toplanıyoruz.
Listen. A few of us are meeting in my room.
Toplanın o zaman.
Pack up, then.
Görünüşe göre toplanıyorsun.
Looks like you're packing.
Hayır, toplanıyorlar.
No, they're assembling,
Eğer toplanıp eve dönmeye karar verirse,
If she decides to pack it up and move back home,
Öğle yemeğinden sonra saat tam 2'de dojoda toplanıyoruz.
You assemble in Dojo after lunch. Two p.m. sharp.
Emin değildim ama ne olacağını görmek ve bir hikaye bulmak için yıl sonunda toplanıp Güney Dakota'ya gittim.
I didn't know, but I just packed up and bailed back to South Dakota by the end of the year to cover the story and see what was gonna happen to it.
Pekala, toplanın çocuklar.
All right, get together, you guys.
Tedarik Komitesi bugün toplanıyor.
The Procurement Committee convenes today.
- Erkek arkadaş ve kız kardeşi toplanıp çıktılar.
The boyfriend and his sister have packed up and left.
Güvende oldukların emin olmadan toplanıp çıkmaz.
He's not just going to pick up and leave until he knows that they're safe.
Etrafıma toplanın.
Gather around.
M.O.D.O.K., akbabalar toplanıyor.
M.O.D.O.K., the vultures are gathering.
Çabuk, yeniden toplanın!
Quickly, regroup!
İntikamcılar toplanın!
( grunting ) Iron man : Avengers, assemble!
İntikamcılar toplanın!
Iron man : Avengers, assemble!
- Toplanın!
Mount up!
Toplanıyor musun?
You tidying up?
Başına toplanıp tüpleri bağladılar.
He was given massage and intubated.
Toplanın.
Let's gather.
İntikamcılar toplanın!
avengers assemble!
İntikamcılar toplanın!
Avengers assemble!
Toplanın.
Come along.
toplantı 23
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18
toplam 30
topla 36
toplar 29
topla kendini 55
toplanın 157
toplantı bitmiştir 34
toplantı mı 18
toplam 30
topla 36
toplar 29
topla kendini 55