English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ U ] / Uzun vadede

Uzun vadede tradutor Inglês

640 parallel translation
Uzun vadede harika bir aktör olmaktan ziyade harika bir insan olmayı tercih edene rastlamadım.
I've been in this business a long time. I've never met a performer who in the long run wouldn't rather be a great guy than a great actor.
Ancak uzun vadede onun için daha kolay olacak.
But it'll make it much easier on him in the long run.
Uzun vadede, ayrıyken çok daha mutlu olacağız.
In the long run, we'll be much happier apart.
Uzun vadede bunun ekonomik olduğunu da söylüyor.
He says it's economy in the long run.
Uzun vadede benim için daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
I figure it will be healthier for me in the long run.
Uzun vadede hiç bir şey anlam taşımıyor.
Nothing means anything in the long run.
Uzun vadede, bu insanlardan kurtulmakla en iyisini yapmış olacaksın.
In the long run, you'd do much better to get clear of these people.
Uzun vadede yok.
Not in the long run.
Şey, uzun vadede kilidi bozmaktan daha ucuza gelir.
Well, it'd be a lot cheaper in the long run than ruining the lock.
Ama öyle bir şey uzun vadede asla yürümez.
But a deal like that never works out in the long run.
Bir adam gömmüştün. Uzun vadede hiçbir şey fark etmez, demiştin.
You buried a man once. "In the long run, it doesn't make a difference."
Uzun vadede kendi başına altından kalkamazsın.
You won't be able to manage on your own in the long run.
Belki maliyeti biraz daha yüksek olacak... ama uzun vadede kar sağlayacak.
Expensive to make, maybe... but profitable in the long run.
Uzun vadede, Mars ve Venüs yeterli olmayacak.
In the long run, Mars and Venus won't be enough.
Fakat uzun vadede, en iyisi bu.
But in the long run, it's best.
Her şeyi tek başına yapmaya çalışmak uzun vadede çok fazla şeyi değiştirmeyecek.
trying to make out all by oneself... doesn't change much in the long run.
Bu tür yerde kendimi evde hissediyorum, yanmış kalıntılarıyla üzüntülü özgür dünya! Uzun vadede Japonya'dan çıkış yok.
The kind of place where I feel at home, the carefree world of burned out ruins no longer even exists in Japan.
Uzun vadede temel stratejisi, müttefik kuvvetleri Almanlar ile teçhizat ve asker sayısı bakımından eşitlenene dek yani en azından 1941'e dek beklemekti.
The strategy of long stated period it consisted of waiting until the allies to equal the Germans in number and equipment, before launching great an offensive one, although this to imply to have to wait up to 1941.
Uzun vadede samuraylar, altın için hizmet eden paralı askerlere dönüştüler.
In the long run, the samurai became a set of paid mercenaries who sold their services for gold.
Ama uzun vadede, ne kadar sahtekarsan, o kadar ileri gidersin.
But in the long run, the phonier you are, the further you go.
Önümüzdeki 15 yıl içinde uzun vadede çocuklara nefret kazandırmayı amaçlıyoruz.
For fifteen years in advance we condition the children to hate the future enemy.
Uzun vadede bu yeterli değil, canım...
That's not enough in the long run, my dear...
Ayrıca bize uzun vadede yararlı olabilir
But they would be beneficial in the long run
Bunların uzun vadede daha geniş bir özgürlüğe götürdüğünü düşünüyorum.
I think that leads to greater freedom in the long run.
Ve uzun vadede bu, başka birisi olmaktan daha iyidir hatta Marcellus ya da Marcus Agrippa olmaktan bile.
And in the long run, that's better than being anybody else, even Marcellus or Marcus Agrippa.
Bu yüzden, seni beslemek isteseydim bu hayır işi olurdu. Ki bu şu an için iyi görünebilir ama uzun vadede zararlı olur.
Therefore, if I were to feed you, it would be an act of charity, which may be all right for the moment, but, uh, could cause harm in the long run.
Mesleğini uzun vadede düşünmelisin.
There's your careerto think of.
Sïrtïnda bu varken, ölmüs olmasï uzun vadede iyi.
With that in him, in the long run he's better off.
Uzun vadede, canavara bu krallıkta eşi görülmemiş bir refah dönemi borçlu olduğumuzu göreceğiz.
The long term will show that we owe the monster a period of prosperity unprecedented in this kingdom.
Uzun vadede önemli olan bu değil mi?
That's what counts in the long run, doesn't it?
Sanırım uzun vadede sizin ve Franz'ın yararına olacak.
I think it's in your interest in the long run, and in Franz's too.
Uzun vadede ekonomiye ne yapacağını bir düşün!
Think what you're going to do to the economy in the long run!
- Halk uzun vadede yemiyor.
- People don't eat in the long run.
Hepimiz biliyoruz ki... Uzun vadede, köpekle yaptıklarımız uygun.
We all know that... in the long run, what we're doin'with this dog is proper.
Sanırım uzun vadede bana teşekkür edeceksiniz.
I think, in the long run, you're going to thank me.
Hayır, uzun vadede yok.
No, not in the long run.
Uzun vadede bundan memnun kalacağını düşünüyorum.
I think you'll be glad in the long run.
Benim gibi zavallı bir asker için, uzun vadede sessiz kalmak, hırsları zedelemeye başlıyor.
Makes a poor soldier think of dusting off old ambitions.
Uzun vadede plan var mı?
Any long-range plans?
Polisi haberdar etmek demek, uzun vadede, kamuoyuna duyurmak demek.
To inform the police must, in the long run, mean to inform the public.
Evet, uzun vadede yanar.
Well, that'd be the end result, yeah.
Birşeyler yapsak iyi olur, uzun vadede, denemiyorsun bile
Better do something, big shot. You aren't even trying.
Uzun vadede bir? ey.
Something for the long term.
Eğer şimdi bırakırsak ve birbirimizi bir daha görmezsek uzun vadede ikimiz için çok daha iyi olur.
It's much better for both of us in the long run if we just split up right now and never see each other again.
Uzun vadede bu kesintiler şirketin asli değerine zarar verir.
In the long run, those cuts are going to hurt this company's innate value.
Bu makine uzun vadede tasarruf yapmamızı sağlayacak.
Well, don't you recognize me? Marilyn Beamis?
Diğer konu da gıda toptan satışları,... uzun vadede iyi bir sektör.
The last piece is food wholesaling, which has been a good sector thus far.
Uzun vadede, biz birbirimizi sefil hale düşürebilirdik.
In the long run, we would have made each other miserable.
İyi değer verir, uzun ya da kısa vadede.
She gives good value, long term or short.
Uzun vadede sana para tasarrufu sağlayacak.
Hi, ALF.
- Uzun vadede...
- In the long run...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]