Ve orada tradutor Inglês
19,427 parallel translation
Aman Tanrım Dev, ben magazin dergisi okuyordum ve orada- -
Oh, my god. Dev, I... I was reading this magazine, and it said that I...
Bana kızın bilerek ve isteyerek o eve, o tavan arasına gittiğini ve orada 13 yıl kaldığını mı söylüyorsun?
You're saying she willingly went into that house, into that cellar, and stayed there for 13 years?
Lesley ve Trevor yakında cennette olacak ve orada daha mutlu olacaklar.
Lesley and Trevor will be in heaven soon, and they'll be happier there.
Peki bu adamla o girilemez denen Harvard dosya odasında seks yaptığınız ve orada onu iddialara göre yalnız bıraktığınız da yalan mı?
It is a lie that you had sex with that man, and left him alone in the supposedly impenetrable Harvard file room?
Ve orada bir adım gerisinde kardeşi Ryan vardı.
And there, on the back step, was her brother, Ryan.
Davamız devam edip duruyor ve orada kayıp oldu kızcağız!
Our lawsuit just goes on and on and she's lost in there!
Bu yüzden, kızın iyi olduğundan emin oldu... ve kızı evine yürümesi için orada bıraktı.
So he made sure she was okay... and left her to walk home.
Orada uzanmalı ve o şekilde kalmalısın.
You need to lie down and stay down.
Orada bir yerlerde, bir insanın muhtemelen hayatta ve dönüşüyor olduğu gerçeğini anlamı istiyorum.
I need you to wrap your head around the fact that there is a human out there, somewhere, possibly alive, possibly changing.
Orada bir yerlerde, acı içinde ve kafası karışık.
He's out there somewhere, in pain, confused.
Evet, birkaç yıldır orada olmalı. Depresyona ve ruh halinin değişmesine neden olabilir.
Yeah, it's been there for a few years, but it could lead to depression, mood swings.
Ömür boyu bu iştesin orospu çocuğu. Kıçını kaldır ve yarın sabah orada ol.
You in this game for life, motherfucker, so get your ass to the spot tomorrow morning.
Evan'la eve çıkıyoruz, bu olacak ve senin de orada olmanı istiyorum.
Evan and I are moving in together, it is happening, and I want you there.
Birkaç kez giyindim orada ben de.
I've done it numerous times.
Git ve hazırlan. Orada görüşürüz.
You go and get ready, and I'll see you there.
- Orada kalıp onunla savaşmalıydım.
I should've stayed and fought her.
Son 3 yıldır Binbaşının evinde çalıştığınız ve orada kaldığınız doğru mu? Jamnabai.
Jamnabai.
Zaman sadece onun orada olduğu ve olmadığı zamandı.
Time was just when he wasn't there and he was.
Söyle bir kendimle yüzlestim ve cüzdanimi orada unutmusum.
Well, you know, I was doing a lot of soul-searching, and I left my purse there.
Sen ve Kutter da orada olmalısınız.
And you and Kutter need to be there.
Onun hayatının en kötü anı, ve ben onun için orada değilim.
I can't go and see him. It is the worst moment of his life, and I'm not there for him.
Eğer girersen, çıkarsın... ve ben orada olurum.
And if you do, you'll get out... and I'll be there.
Orada üç ay çalıştım ve sadece elimi bir sahnede görebilirsin.
Three months I worked on that and all you can see is my hand in one shot.
Orada beni harika bir avukat olarak tanıdığını ve öğrettiği şeyleri ustalıkla gösterdiğimi ve bildiği kadarıyla çok iyi bir hukuk öğrencisi olduğum yazıyor.
It says that he's known me to be an amazing lawyer, that I've shown mastery of the material that he teaches, and that as far as he's concerned, I'm an outstanding student of the law.
Evet bu avukatının ona söylemesi gereken bir şeydi ama avukatı orada değildi.
Yeah, and that would've been an excellent thing for her lawyer to tell her, except her lawyer wasn't there.
Orada yıkıldım ve Mike'ın davasına zarar verdim.
I crumbled up there, and I hurt Mike's case.
O zaman söyleyeyim çünkü birine söylemek için sabırsızlanıyordum. Çünkü orada'12 Öfkeli Adam'vardı ve o kişi bendim.
Then I'll tell you,'cause I've been dying to tell somebody,'cause it was "12 Angry Men" in there, and I was the one.
- Eğer ölürse bu tam anlamıyla yanlış yerde ve yanlış zamanda orada olmasından dolayı.
- If he dies, it's because he put himself in exactly the wrong place at exactly the wrong time.
Kim olduğunu henüz bilmiyoruz ancak orada muhtemelen 100 bin dolar var ve diğeri ise kesinlikle bir para sayma makinesi.
We don't know yet, but that's probably $ 100 grand, and that is definitely a semiautomatic.
Orada iki kablo olmalı, mavi ve kırmızı.
All right, there are two wires there- - blue and red.
Biz bagajı attı ve sen, orada değildin belki düşünce zombi sizi yemiş.
When we popped the trunk and you weren't there, we thought maybe the zombie had eaten you.
Asansörün ve konferans salonunun orada birine ihtiyacım var.
I need someone on that elevator, the conference room.
Orada bir kapı vardı, ve diğer tarafta... insanlar vardı.
There's a door right there, and there's... there's people on the other side.
Orada bile değildiniz ve Mateo'yu suçluyorsunuz.
You weren't even there, and you're blaming Mateo. All Mateo was doing was acting like a thug!
- Bizim orada her şey var.
- We've got everything down in our place.
Orada öylece durdunuz ve önyargınızı itiraf ettiniz.
You just stood there and admitted bias.
Tahmin edeyim, Derek ve Ellie'nin orada yaşadığına dair hiç bir kanıt yok?
Let me guess, no record of Derek or Ellie ever living there?
Şimdi orada dikilip verdiğin kararları düşüneceksin.
Now, you're gonna stand there and you're gonna think about all the decisions that you've been making.
Onu nerede tutmuşlarsa orada bu yağ kazanlarından olmalı.
Wherever they held him, they must've had one of those boilers there.
Bomba yok, ve o orada ölecek.
There's no bomb, and he's gonna die in there.
Rich'i ve resimleri bir saat içinde orada bekliyor.
And he's expecting Rich and the paintings there in an hour?
Ve umarım hepimiz orada olursak kolay bir geçiş olacak.
And hopefully, an easy transition if we're all there.
Sonra zemin karbondioksitle doldurulacak yangın sönecek, kapılar tekrar kapanacak ve nerede olursanız orada kapalı kalacaksınız.
Then the floor fills with carbon dioxide, the fire goes out, the doors close again and you'll be trapped wherever you are.
Hepimizin orada sıkışmışlığı var.
We've all been tripped up on the witness stand.
Oh lütfen, orada ne sakladığını öğrenmek için yıllardır can atıyordum Roger.
Oh, please, I've been dying to know what you've been hiding in your safe for years now, Roger.
Bir de orada olmasaydım Sanjay'in kapüşonlusunu da atacaktın ve böylece onu geri verme şansım olmayacaktı ve bana olan ölümsüz aşkını ilan edemeyecekti o da.
Yeah, and if I hadn't been here, you would have thrown out Sanjay's hoodie and then I would have never gotten the chance to return it, and then he never would have declared his undying love for me.
Daha en başta orada olmaması gerekirdi Maspero ve siz de bunu biliyorsunuz.
He shouldn't have been there in the first place, Maspero, and you know it. We're trying to do serious work.
Ve kimse orada olduğunu bilmiyor.
And no-one else knows it's there.
Savaş sırasında orada olduğunu düşünürdüm ama dışarı çıkmış.
I've been imagining him in there during the war. But he's moved out.
Ve kıyafetlerinizi çıkarıp yüzüstü uzanırsanız orada olacağım.
And if you wanna just take your dress off and just lie on your face, and I will... be in there.
Ve yüzünü asla unutmayacağım çünkü orada olduğum için o kadar sinirliydi ki.
And I will never forget his face,'cause he was so pissed at me for being there.
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada neler oluyor 224
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada neler oluyor 224
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
oradan çık 18
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
oradan çık 18
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122