Yazdın mı tradutor Inglês
3,379 parallel translation
Hepsini yazdın mı?
Did you get all that?
Şu konfederasyonla ilgili makaleyi yazdın mı?
Get those Articles of Confederation written?
- Yazdın mı? - Evet.
- you wrote it?
Neden benim hakkımda o şeyleri yazdığını anlayamamıştım.
I couldn't understand why she'd written those things about me.
"110 Volt'ta kullanın." yazdığımı görmüyor musun?
Can't you see I wrote "Use 110 volts"?
Avukatına yazdığın şey ve inbotunda saklamak istediğin şey kodun bir parçası mı?
What you wrote to your attorney, and you asked to be stored in her hubot. Was it a part of that code?
Garrett'ın yazdığı notu bizim yazdığımız sahte bir not ile değiştireceğiz.
We're going to replace Garrett's note with a fake note that we wrote.
Üstlerinde ne yazdığını hiç anlamadım.
I have no idea what was printed or written on them.
Ben yazdıklarımın tamamen.. doğru olduğunu savunmuyorum.
Well, for one thing, I'm not claiming that what I write is actually true.
- Kanka mı yazdın?
- You wrote "dude"?
Sözleşmede ne yazdığının farkındayım, Bay Litt, kendim hazırladım.
I'm aware of what the lease says, Mr. Litt, having drafted it myself.
Anlamadım. - Yazdığın şu plaka vardı ya?
Yeah, uh, remember that license plate you wrote down?
İzin verin tarihin sizin küçük takımınız hakkında ne yazdığını açıklayayım.
Let me reveal to you what history tells about your little team here.
Tanrım. En azından bana yazdığını söyle.
Jesus, at least tell me you've been writing.
Asil Alisa asil bir şekilde... Bunu 8 yaşımdayken yazdığımı hatırlatayım. ... hayatını ülkesine adamıştı.
Alisa the noble had nobly - - remember, I wrote this when I was 8 - - devoted her life to her country.
Aksi takdirde, kaynaklarım bana Michael Jackson'ın doktorundan daha fazla reçete yazdığını söylüyor ki bu çok tuhaf çünkü hastalarının hepsi öldü.
On the other hand, I have sources that have told me that you've been writing more prescriptions than Michael Jackson's doctor, which is odd, since all of your patients are dead.
Telefonundan ona mesaj attım. Suşinin bozuk çıktığını ve yarın arayacağını yazdım.
I texted her from your phone, told her that you had some bad Sushi and you'll call her in the morning.
Çatıya çıktığımız zaman söz veriyorsun Kyle'a mesajları senin yazdığını söyleyeceksin.
Once we get to the roof, you have to be honest and tell Kyle you wrote those messages.
- Katkı yazdığını yazarım.
You'll have contributed.
Ben... Arka tarafıma kocamın adını yazdıracağımda...
I'm getting my husband's name inked on my bootay.
Yine boyayla benim adımı mı yazdın?
Did you spray-paint my name again?
Ama bir kısmım yazdığın şeylerin bir kısmını sevmişti.
Honestly, though, there was a part of me that loved some of what you wrote.
Babamla ilgili yazdıklarının onu deliye döndürmesine bayılırdım.
The stuff about my dad- - how it used to drive him bat-shit crazy.
Bir gün, duygusal olarak daha dengeli olduğumda benim için yazdığın yenilgi konuşmasını da okumak istiyorum.
Some day, when I'm more emotionally stable, I want to read the concession speech you wrote for me.
Biraz araştırma yaptım ve başvuru formunda yazdığının tersine,
I did some research. And unlike what he wrote on his application,
Gazetelerde yazdığının aksine, Rus mafyası için çalışmadığımı mı fark ettin?
So you've figured out that I was not working for the Russian mafia as it was on paper.
Eski hastalarımın yazdığı mektuplar.
Letters from former patients.
Bunların hiçbirini yazdığımı hatırlamıyorum.
I don't remember writing any of this.
- Glee'de izlediğiniz pek çok şey, aslında Ryan'ın bizim hayatımızdan ilham alıp yazdığı enstantanelerden oluşuyor.
Show it all this season. - So much of the stuff that you see on Glee is stuff that we're doing, just--behind the scenes, that- - you know, stories that Ryan hears about our lives, and little, intricate things about our personalities,
Adını listeye yazdırırım.
I'll put you on the manifest.
Dediği şuydu... buraya yazdım çünkü aynısı olmasını istedim...
What he said was... and I wrote this down because I wanted to be exact...
Yeni pizzacının bilgilerini yazdığım şey sanmıştım.
I thought that was just a thing I wrote the new pizza place info on.
- Fakat geçen sene 2 Kasım'da, Yeni Delhi TV web sitesi, Maharaştra bölgesel yönetiminden ismi açıklanmayan bir yetkilinin Başkan Obama'nın gezisinin günde 200 milyon $'a mal olabileceğini söylediğini yazdı
- But on November 2nd of last year, the website for New Delhi TV quoted an anonymous official of the Maharashtra Government saying that President Obama's trip would be costing $ 200 million a day.
Ama şeyin adını yazdım... Tutabilir misin?
But I uh, I did write down the name of a, of a... you mind?
Şöyle demişti, "Merhaba ben Mark Felt FBI'da müdür yardımcısıyım ve yazdığın hikaye hakkında konuşmak istiyorum."
He said, "Hi, this is Mark Felt. I'm the Deputy Director of the FBI " and I want to talk to you about this story you're writing. "
Garrett'ın notunu bizim yazdığımız sahte bir notla değiştireceğiz.
We're going to replace. Garrett's note with a fake note that we wrote.
Üzerine küçücük rakamlar yazdığım bir kağıt parçasını masana göndereceğim.
I'll push a piece of paper across the desk I've written a little number on.
Bakın. Sizin hakkınızda geçmişte çok sert şeyler yazdığımı biliyorum.
Look, I know I wrote some tough things about you in the past...
İnsanların benim hakkımda yazdıklarının yarısını okumuş olsaydım sabah yataktan çıkamazdım.
If I read half of what people wrote about me, I wouldn't get out of bed in the morning.
Sayfanın diğer ucundaki kişi için de saygın yok. O hikayeyi yazdığım için kızgın değilsin.
You're not mad I ran that story.
Kocanızla kaldığınız için sizin kadınları küçük düşürdüğünüzü yazdım yıllarca.
For years, I wrote about you being an affront to women because you stayed with your husband.
Size bir arkadaşımın farklı bir savaş hakkında yazdığı bir şeyi okumak istiyorum.
I want to read you something that a friend of mine wrote about a different war.
Sanırım bugüne kadar yazdığım şarkıların çoğu
I Think Most of the Songs That I've Ever Written
Karta şöyle yazdım, "Kaybınıza üzüldüm-SSG"
I wrote on the card, "I'm so sorry about your loss. LOL."
Yazdıklarını okurken çok keyif aldım.
I enjoyed reading your paper very much.
Cesaretimi toplayıp size bu mektubu yazdım, bu yüzden lütfen beni yanlış anlamayın.
I took the courage, so please do not scold me for ill manners.
Her yıl, sahte mektuplar mı yazdın?
You've been writing fake letters every year?
Kızlar, yavaşlamamız lazım. Çünkü Maya'nın bunu ne zaman yazdığını bilmiyoruz. Emily senin yanına taşındıktan sonraki günlerden hepsi olabilir.
You guys, we need to slow down, because we have no idea when Maya wrote that note, and it could have been any time after Emily moved in here with you.
Yetenek şovunda olması gereken tüm çocukların bir listesini yazdım.
I typed up A list of all the kids we think Should be in the talent show.
Sizin yazdığınız bir sahneden aldım.
The grease fire you had in the diner that you wrote?
Tuvalet kâğıdını iki defa yazdım çünkü çok önemli.
I've written toilet tissue twice because it's very important.