Yerin tradutor Inglês
9,116 parallel translation
- Odasında bir delik olarak bu yerin düşünüyorum.
- Think of this place as a hole in the room.
Tutma odası olarak bu yerin düşünüyorum.
Think of this place as a holding room.
"Sadece olmak istediğim yerin kelimesini söyledim."
" I mean, I just said the word of the-where I wanted to be.
İçinde sakladığın erdemli öfkeyle gidecek hiçbir yerin yok.
All that righteous indignation with no place to go.
Dört duvarı ve çatısı olan her yerin altını üstüne getirin.
We kick down everything with four walls and a roof.
Umarım koyacak bir yerin vardır çünkü odama koyamazsın.
Mm, well, I hope you have somewhere to put it'cause you're not putting it in my room.
Nereye gidersen git, yerin mezarlıktır. "
"in the grave, where thou goest."
Görev yerin neresi?
Where's your mandate?
Tamam, gideceğiniz yerin koordinatlarını girdim ve hazırsınız.
Okay, I've entered your destination coordinates and you're all set.
Şansa bakın, Shady Lane'deki evin Zayday'in son görüldüğü yerin kırmızı kil içerdiğini biliyorum. Hem ön hem arka bahçe de vardı. Ayrıca kötü bir kanalizasyonu var.
Now, I happen to know that the house on Shady Lane, where Zayday was last seen, had a red clay substrate in both the front and back yard and poor drainage.
- Utançtan yerin dibine geçmiş biri.
A very embarrassed person.
Tünellerle yerin altından kaçtı.
He vanished into a tunnel.
Burada her zaman yerin var.
You're always welcome to come here.
- Bu yerin olayı ne?
What is it about this place?
Allahın bile unuttuğu bir yerin ortasında herkesin aradığı bir rehine ile beraberiz. Mike...
Mike...
Yerin dibindesin.
You're in deep on the 14th.
Dünya Radyolar Günü şerefine ve kalbimde özel bir yerin var diye...
So, in honor of World Radio day and the special place you hold in my heart,
Salem cadılarının ait oldukları yerin uçurumun dibi olduğuna inanmak için birçok sebebimiz var.
We have every reason to believe the crags are the last refuge of the Salem witches.
Bu iğrenç yerin iğrenç ev sahibi kahramanları tanıdık geliyor.
This heinous host of hideous heroes seems familiar.
Yerin varmı
Do you have any space?
Zaten bulunduğum yerin penceresinden park yeri gözükmüyor.
You can't see the parking lot from our store window.
Ama kaldığımız yerin kusursuz olmasını istiyorum.
But I-I want our place to be perfect.
Bu yerin sahibi için ne dersen de ama deli domuz yahnisi yapıyor.
Say what you want about the lady that owns this place, she makes a mean bean and bratwurst stew.
Chili'nin arkadaşının söylediğine göre onun sağ görüldüğü son yerin senin bar olduğunun farkında mısın?
You do realize that according to Chili's colleague, your bar was the last place Chili was seen alive?
- Gideceğini söylediği yerin burası olduğuna emin misin?
You sure this is where she said she was going?
- Arabasının bulunduğu yerin yakınlarında sokak ya da güvenlik kamerası yok.
The immediate area where you found her car didn't have any street-cam or security coverage.
4 karakoldaki polisler ekipler halinde Beckett'ın kaçırıldığı yerin 10 blok çapındaki tüm kamera kayıtlarını alıyorlar.
I have teams from four precincts pulling all video in a 10-block radius from where Beckett was taken.
Bu Beckett'ın kaçırıldığı yerin 2 blok uzağındaki bir trafik kamerasının görüntüsü.
This is from a traffic camera two blocks away from where Beckett was taken.
Ya da günah çıkarılan yerin etrafındaki bir şey.
Or maybe something surrounding the confessional.
Bulunduğu yerin konum bilgisini gönderiyor.
Find out where he's travelling.
Oğlumun bir polis tarafından öldürüldüğü yerin olay yeri olarak ele alınacağını nasıl düşünebilirsin?
How do you think cops who murdered my son are gonna handle the crime scene?
Eskiden manastır olan bir yerin muhteşem avlusunu kullanacağız.
We've got a beautiful courtyard which is actually a former convent.
- Biz, size ateş edilen yerin sahne arkasındaki bölgenin kuzey köşesi olduğunu düşünüyoruz.
Well, we believe that the shots originated From the north end of the backstage area.
Hayır, içinde 5 bin dolar ve kartı bırakacağı yerin adresi olan bir zarf almış.
No, he received $ 5,000 in an envelope Along with an address of where to leave to press pass.
Kaza yaptığımız yerin tespit... -... edebildiklerinden şüpheliyim.
I doubt they got a location on our crash site.
Burası büyüdüğüm yerin birkaç yüz metre ilerisinde.
Okay. It's only a couple hundred miles from where I grew up.
B planın bu muydu? Bu yerin seni yemesine izin vermek mi?
That's your plan "b," to let this place eat you?
Pembe geçici araştırmalar için bir işaret, kazacakları yerin planı.
The pink lines are temporary survey marks. That's where they're planning to dig.
Bu Henry'nin vurulduğu yerin birkaç blok uzağında bulunan bir giyim fabrikasından gelmiş olabilir.
Well, it might have come from a garment factory A few blocks away from the park where henry was shot.
- O yerin ortasında mı?
He's in the middle of that?
Bu yerin durumundan haberin var mı?
Have you seen the state of this place?
Bulunduğumuz yerin 100 metre doğusunda bir kulübe var, orada buluşalım.
There's a cabin about 100 yards east of our position. We'll meet you there.
- Bir yerin mi kanıyor?
You're bleeding?
Eğer ben öğrenirsem, onu yerin dibine sokacak şeyler bulurum.
If I can learn that, I can find stuff to embarrass him.
Ben de hiçbir yerin güvenli olmadığını söylüyorum.
I'm saying it's not safe out here.
Başka yaptığı her ne varsa, farklı bir yerin ve zamanın konusudur.
Whatever else he may have done is for another time and place.
Evet. Bilgisayara girmeye çalıştığı yerin IP adresinden.
Yeah, from the IP address where this guy tried to access the computer.
Her yerin domates sosu olmuş.
You've got tomato sauce all in your...
Burası olmak istediğin mutlu yerin.
This is where you wanna be. Your happy place.
Bu yerin saflığı ile ilgili?
About the purity of this place?
Ailedeki yerin aşağıya çekilecek. Rütben oğul ve varis olmaktan çıkıp deney faresi oldu.
But you will be, if you are cast down to the lower echelons of this family... where you will exchange your title of son and heir... for lab rat.