Yirmi beş tradutor Inglês

Dört kere altı, yirmi beş.

Four times six - 25.

- 25? - Yirmi beş...

- Twenty-five.

Beş, on, on beş, yirmi, yirmi beş.

Five, ten, fifteen, twenty, twenty-five.

Beş, on, on beş, yirmi, yirmi beş, otuz, otuz beş.

Five, ten, fifteen, twenty, twenty-five, thirty, thirty-five.

Bizim çeteye katılmak istiyorsan yirmi beş sent getirmen lazım.

If you wanna belong to this gang, you gotta have a quarter, see? A quarter?

Yirmi beş mi? Nereden bulacağım yirmi beş senti?

Where am I gonna get a quarter from?

Bana yirmi beş papel verecek.

He's gonna give me twenty-five bucks.

Eğer istersen senin için yirmi beş senti aşırabilirim.

Look, if you want, I can snitch that quarter for you.

Dört buçuğu bir dakika, yirmi beş saniye geçiyor.

A minute and a quarter past half past four.

Yirmi beş yaşında, 1.80 boyunda...

Twenty-five years old, 5'10 "...

Bayan Fanny Elsing için yirmi beş dolar!

Twenty-five dollars for Miss Fanny Elsing!

Sadece yirmi beş dolar...

Only $ 25 to give your...

Onlar yirmi beş ruble.

Twenty-five rubles for them due.

- Yirmi beş etti.

- That makes 25.

Annenle evlendiğimde yirmi beş yaşındaydım.

- I didn't marry your mother till I was 25.

Yirmi beş.

Twenty-five.

- Yirmi beş kadın!

- Twenty-five wives!

- Yirmi beş frank

Twenty-five francs?

Beş rupee ödül ve yirmi beş rupeede benden.

Five rupees from the purse and twenty-five from me

Yirmi beş dolar.

Twenty-five dollars.

Görevinin ne olduğunu hatırlayan bir öğretmen için tezahürat yapmanıza gerek yok ki ona her ay fahiş bir ücret ödüyorum yani yirmi beş pound.

There's no reason for doing of demonstration... for schoolteacher realizing her duty... for which I pay her exorbitant monthly fee... of... twenty-five pounds.

Yirmi beş, yirmi altı, kim bilir?

Twenty-five, twenty-six, would you say?

üçü yirmi beş geçiyor.

Three twenty-five.

Yalnızlık çekmek için yirmi beş oda.

Twenty-five rooms to be alone in.

Yirmi beş bin.

Twenty-five thousand.

İki defa yirmi beş...

Two time twenty-five..

Evet, yirmi beş yaşında olmasına rağmen, sakin erkeksi, aynı bir baba gibi.

Yes, he is only twenty-five years old but he is calm and masculine almost like a father.

Onu senden yirmi beş yıl önce gördüm.

I knew him twenty-five years before you did.

Yüz yirmi beş, oyun.

One twenty-five, game.

Yirmi beş saat Eddie.

Twenty-five hours.

Yirmi beş saattir aralıksız oynuyorsun.

For twenty-five hours you've been playing straight.

Yüz yirmi beş.

One twenty-five.

Yirmi beş yıldır üzerinde oturuyorum.

I had that chair 25 years.

Yirmi beş.

Twenty-five

- Yirmi beş.

- Twenty-five

Motoru yirmi beş beygir.

Twenty-six horsepower

Yirmi dört, yirmi beş.

Vieren _ intig, vijfen _ intig.

Yüz yirmi beş senedir burada.

It's been here 125 years.

Yirmi beş mi?

Twenty-five?

Beş yüz yirmi beşe olur.

Five and a quarter.

Dört yüz yirmi beş.

Four and a quarter.

- Yirmi beş...

Twenty-five.

Törensel yuları, ziyneti, işlemesi, kumaşı ve şadırvanı olan otuz beş fil dört bin beyaz aygır ve yirmi beş kaplan,

- Oh, thirty-five elephants with ceremonial bridles, trappings, brocades and pavillions ; - four thousand white stallions, and twenty-five tigers.

Bir, iki, üç, dört, beş yirmi, kırk, altmış, seksen.

One, two, three, four, five twenty, forty, sixty, eighty.

Yirmi bes bin.

Twenty-five thousand.

Beş, on, yirmi

Five Ten Twenty

- Yirmi-beş.

- Twenty-five.

Yirmi beş.

285...

İki subay, beş astsubay ve yirmi asker. Sarhoşsun.

Two officers, five NCOs and 20 riflemen.

Beş, on, on beş, yirmi.

Five, ten, fifteen, twenty.

Eldeki beş kuş uçan yirmi kuştan değerlidir.

Five birds in hand worth 20 who fly away.