Çıkar onu tradutor Inglês
5,030 parallel translation
Çıkar onu. - Tamam, hadi, hadi.
- All right, go, go.
- Çıkar onu buradan!
Get out of here! Get him out of here!
Hadi, kocaman güçlü bir oğlansın, çıkar onu, hâlâ vaktin var.
Come on, you're a big strong boy, carry her out, you still got time.
Çıkar onu buradan.
Get him outta here.
Çıkar onu.
Dig him up.
Şimdi, çıkar onu.
Now dig him up.
Çıkar onu oradan!
You get him out of there!
Çıkar onu.
Hey, get it off.
Çıkar onu!
Get it out!
Riley, bugün onu öpüp veda ettikten sonra cebinden alyansını çıkarıp parmağına taktı.
Riley, after you kissed him goodbye, he took a wedding ring out of his pocket - and put it on his finger.
Onu dışarı çıkarıp katlı otoparktan aşağı mı atacaksın?
Take him outside and throw him off the parking structure?
Sonra onu çekip çıkarırsınız artık orada mükemmel bir çizginiz olmuştur.
You peel it off, and you got that super straight line there.
Çıkarın onu!
Get him out!
Onu ya çıkarırsın ya da bu evden bir daha çıkamazsın.
You take that out now or you're not leaving this house.
Onu ceketsiz olarak dışarı çıkardılar dışarıda kar yağmasına rağmen.
They took him out without jacket even though it was snowing outside.
Hastanedeki adama da dediğim gibi onun sen olmadığı ortaya çıkmadan önce onu sen zannediyordum. Karını kurtarabilmemin bir yolu varsa, bunu yaparım.
It's like I said to the guy in the hospital, who I thought was you before he turned out not to be you, if there was any way I could save your wife, I would.
Onu boş ver ve bizi buradan çıkar!
Forget about him and get us out of here!
- Onu buradan çıkarın.
Get him out of here.
Onu çıkar ve yerine tarafsız bir şey koy.
Take it out and replace it with something neutral.
Onu bagajdan çıkar.
Take him down there.
Karın, evdeki acil bir toplantı için çıkmak üzere yazar arkadaşların senin ortadan kayboluşundan sonra onu aradılar.
His wife is about to leave for an urgent meeting at your house, called by your writer friends following your disappearance.
Bir karışıklık çıkarsa ve onu buradan göndermiş olursan bunun sana hakim karşısında bir yararı olmaz.
If you make a fuss and have him removed, I don't think it'll help you with the magistrate.
Çabuk onu kamyonetten çıkarın.
Go, fast, get him off the car.
Onu ikna etmeni umuyorum. Bu herkesin çıkarına.
And I'm hoping you'll convince him it's in everyone's interest.
Çıkarın onu buradan!
Get her out of here!
Çok fazla ses kafasını karıştırır ve onu transtan çıkarır.
Too many voices will confuse him and draw him out.
Karım... Sorunu onu çılgına döndürmüş.
My wife... this Trouble's made her crazy.
Önce onu çıkarın.
Get him out first...
- Onu gemimden çıkar.
- Get him off my ship.
Kare çeneli ve karın kası var diye bu onu baştan çıkaran kişi mi yapıyor yani?
What, just cos he's got the square jaw and possibly got a six pack - that makes him instant candidate for Lothario duty, does it?
- Dalga mı geçiyorsun? - Onu kasadan çıkar.
Get it out of the safe.
Dün akşam, karım dışarı çıktıktan sonra onu karşıma aldım. Büyü artık oğlum, dedim. Yine yüzmeden bahsetmeye başladı.
Last night, my wife went out, and I sat him down, and I told him it's time to grow up, and he just started in about the swimming and how he blamed me for taking him out,
Hemen onu çıkarıp surlara tırmanmamız gerek!
We need to hurry up the walls...
Yemin ederim, eğer onu bir yakutla birlikte gömerlerse dalıp çıkarırım. bana söz verdi de.
I swear, if they bury her with that giant Ruby she promised me, I'm diving in after it.
Artık sevgili oldukları için onu ispiyonlamış olmamın acısını çıkarıyor.
She's his girlfriend now, so he's just mad that I ratted him out.
O zaman onu burada mahkemeye çıkarırız.
Then we need to put him on trial right here.
Onu bir gezintiye çıkar bakalım.
Take him for a drive.
Mine çiçeği vücut sisteminden çıkar çıkmaz.. .. onu etkimiz altına alıp, sessize ayarlayacağız.
As soon as the Vervain's out of her system, we'll compel her, and we'll put her on mute.
Onu bugün evden çıkarıyorlar.
They're evicting him today.
- Eğer onu zamanında çıkarırsak hayır.
- Not if we can get to her in time.
Olaydan sonra soruşturmaya kim gelirse gelsin, onu dışarı çıkar, Leon.
Whoever comes to investigate after the fact- - take him out, Leon.
Ve onu dışarı çıkarın.
( bell rings ) oh, and put her out.
Onu çıkarın oradan.
Get him out of there.
Peki ya bir anneyi kızından koparıp alman kendi çıkarın için onu öldürtmene ne demeli?
What about ripping a mother away from her daughter, having her killed for your own benefit?
Çıkarın onu!
Pull him out!
Sanırım, Flynn'in karaciğerini çıkarırken onu canlı tutuyormuş.
My guess- - it was so he could keep Flynn alive while he removed his liver.
Onu dışarı çıkar!
Get him out.
Şimdi, kurşun C-1'e çarptığında onu rotadan çıkar.
Now, when the bullet strikes the C-1, send it into yaw.
Koridorda onu çıkarın.
Take him out in the hallway.
Onu dışarı çıkarın.
Take him outside.
Gerçek şu ki, onu bardan çıkarır çıkarmaz öldürmeliydim.
Truth is, I should have killed her as soon as I got her out of that bar.
çıkar onu buradan 56
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23