Onun için tradutor Inglês
45,399 parallel translation
Bayanlar ve Baylar, Ellerinizi her neyse onun için bir araya getirin.
Ladies and gentlemen, put your hands together for whatever that was.
Bitiremezsin, onun için yasakladın.
You cannot finish it, so you abandoned it.
Onun için temiz tutuyorum.
I keep it clean for her.
Onun için,
For him.
Onun için bir anlamı yok, oyun gibi geliyor.
It means nothing to him, it's a game.
Emin ol, onun için anlamı yok.
Believe me, it means nothing to him.
Ölümün onun için geleceğini söyle.
Death.. comes straight for him.
Onun için yap.
Do it for him.
Yıllar boyunca onun için ne tür bir iş yaptın?
What type of work had you done for him over the years?
Çünkü onun için iş her şey demek.
'Cause for him, business is pleasure.
- Her ne ise onun için buraya gelmedik, değil mi Kaz Yağı?
Well, whatever it is, that's not what we're here for. - Is it, Goosefat? - Mmm.
- Onun için dua ediyor musun?
- You pray for him?
Onun için mücadele et.
Fight for him.
Yarısı onun için fazla kısa.
A half is too short for him.
Kapıyı onun için tutacağım.
Open the door for her.
Bahçe onun için doğru yer olur diye düşündüm.
I thought the garden was right place for her.
Onun için endiseleniyorum.
I'm worried about him.
Elbette onun için geldim, bir de Keshanti anahtarını ödünç almaya.
Of course I am, but I was looking to borrow the Keshanti Key as well.
Onun için iyi olacağını sanmıyorum.
I don't think it's best for her.
Yeni iş macerasında en eski arkadaşının yanıbaşında olması onun için büyük anlam taşıyor.
It will mean so much to have his oldest friend by his side in this exciting new business opportunity.
- Onun için dönmedin, değil mi?
- Not why you stayed, is it? - What?
Onun için endişeliyim.
I'm worried about him.
Sen onun için fazla iyisin zaten. Evet.
- You're too good for him, anyway.
Benim için onun içinde ne var?
What's in it for me?
Eşini onun için işe almak için buraya gönderirim.
Sending his wife up here to recruit for him.
Çünkü onun için en iyisi bu muydu?
'Cause it's what's best for her?
Bunlar onun için işte.
That's what these are for.
Laura, onun için yaptıklarını anlattı.
Laura told me all that you did for her.
İngilizce öğretmeniyim de onun için sordum.
I mean, I'm an English teacher, that's why.
Bir gün, büyük bir kötülük onun için gelecek.
One day, a great hero will take it.
Onun için 3600feet gerek, bizse onun 2 katındayız.
Our flight is at 12,000 feet.
- Onun için çalışmıştınız, değil mi?
You worked for him, didn't you?
Kusura bakma, onun için biraz fazla baharatlı olabilir.
I'm sorry. It might just be a little too spicy for her.
Böyle haftalar onun için çok zor oluyor.
These weeks are really hard for her.
Onun için böylesi daha iyi.
Better for her.
Onun için gelecekler.
They'll come for her.
Bunu bilerek, hazinesini kanalı terk eder. Batı Sahra'da, onun için geri gelmeyi umuyordu.
Knowing that, he leaves his treasure across the channel in the Western Sahara, hoping to come back for it.
Hazırlıklı olmaları lazım, onun için kostümleri olmadan çalışacaklar.
They will have to train without armor, they need to prepare.
Onun için yapabileceğim hiçbir şey yok.
There is nothing that I could do for him.
Onun için bir yer seçtim bile.
I already picked a spot for him.
- Sanırım seçmen değilim Önümüzdeki sonbaharda onun için.
- Guess I'm not votin for him next fall.
Benim için Xandar'da onun için konulan ödülden fazla bir değeri yok.
She's worth no more to me than the bounty due for her on Xandar.
Onun kokusunu iğne izleri için kontrol etmeni istiyorum.
I need you to check his taint for needle marks.
Onun yaptığı için özür dilerim.
I'm sorry for what he did.
O zaman ne diye elini onun hayatı için feda ettin?
Then why did you sacrifice your hand for her life?
Onun için...
May I...?
Bugün yeğenim bile Onun küçük ihtimal pan getiriyor plaja Drake'in altını bulmak için.
Even my nephew today brings his little prospect pan to the beach in search of Drake's gold.
Bir an için onun elini gördüm sandım.
Uh-huh. I thought I saw... I thought I saw her hand.
Bizim için planı, yarattığı dünyada yaşamamız. Onun dünyasında değil.
His plan for us to exist in the world he has created for us not to exist in his world.
Seninkinin ortak olduğunu söylemelisin Onun sizin için kötü bir etkisi olduğunu.
You need to tell that partner of yours that he's a bad influence on you.
Onun mertebesine ulaşmak için hala uğraşıyorum.
But I still try and live up to his legend.
onun için endişeleniyorum 35
onun için üzülüyorum 44
onun için endişelenme 37
onun için değil 32
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
onun için üzülüyorum 44
onun için endişelenme 37
onun için değil 32
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
içine gir 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154