Üzerinden tradutor Inglês
10,768 parallel translation
Bu aletler üzerinden kimseyle flört etmiyormuş.
She wasn't flirting with any men these devices.
İkinci kez üzerinden geçeyim mi yoksa doğruca Taylor'a mı gidelim?
Do you want me to go over all this twice, or should we go straight to Taylor?
Annem bile üzerinden geçti.
Even Mum had flown over.
Kızın üzerinden çekil!
Get off her!
Tüm bu bokları üzerinden çıkarın ve şu tarafa itin, tamam mı?
Take some of this shit out and move it over, all right?
On üzerinden puan verecek olursak, roket kaykay yeteneğim tam 37 puan eder!
On a scale of one to 10, rocket boarding is totally a 37!
- Eğer on üzerinden...
- On a scale of...
- On üzerinden...
- On a scale of... - Nine hundred.
- On üzerinden kaç verirsin?
- Scale of one to 10?
- On üzerinden...
- On a scale of one to 10...
- On üzerinden...
- On a scale... - Three hundred and fifty!
Friend, arkadaş, arkadaş bir martı, Güç, güç, dalga üzerinden güç...
Friend, friend, friend a seagull, power, power, power through the wave...
Yavaş yavaş bölgenin üzerinden geç.
Just move it slowly over the grid.
Bu şey onu gezegen bırakmasının üzerinden çok zaman geçti.
She could be long gone from wherever this thing dropped her.
FBI'ın dikkatini üzerinden alabilir, sana zaman kazandırabilirim.
I can keep the FBI off your trail, buy you some time.
Atmadan önce son bir kez üzerinden geçeyim dedim.
I was just going over it one last time before I throw it away.
Grand Central bombalamasının üzerinden 24 saat geçti ve nerelerde olduğu bilinmeyen baş şüpheli Alex Parrish'ten FBI ajanlarının hâlâ bilgisi yok.
It's been 24 hours since the Grand Central bombing and the whereabouts of the prime suspect, Alex Parrish, an FBI special agent, are still not known.
Langdon, kurban görselleri üzerinden giderek doğru yolda olduğumuzu söyledi.
Langdon said we were on the right track following the victim's presentations.
CNN'in gönderdiğim tüm e-postaların üzerinden geçen on uzmanı var.
CNN has 10 experts combing through every E-mail I've ever sent.
Arsalar üzerinden iş konuşmaya başlamışsınız?
You have already started a business with fields?
Tarayıcı üzerinden kaynağı görüntüleye basmanız yeterliydi. Alın size kod.
All you had to do was "view source" on your browser and there it was, the code.
Yapma. Bir ay geçti onun üzerinden.
Come on, that was over a month ago.
Salak gibi, onlara Macaristan üzerinden gidelim, dedim.
Like an idiot, I told them I came via Hungary.
Zepkow'un üzerinden geçen tek uçuş buydu.
This was the only flight I could find passing over Zepkow.
Yenilmezler'in tüm iletişim cihazları tek bir uydu üzerinden mi çalışıyor Stark?
All the Avengers'comms running through one satellite, Stark?
Bu arada ona Facebook üzerinden soracaktım.
It's nice. By the way, I was going to ask for him on Facebook.
İnternet üzerinden Londra'ya bilet almış.
She used the internet to buy a ticket to London.
İdare morgu üzerinden bir ceset göndermeleri için taşıma ücretlerini ödedim.
I paid the transfer fees to have a body sent over from the county morgue.
- Her sohbetin, her kelimenin üzerinden geçtim.
- I've gone over every conversation, every word.
Sana söylemedik çünkü kovulmamızın üzerinden bir gün bile geçmeden durumu çözdük.
We didn't tell anyone because we were fired for less than a day, and then we fixed it.
McKernon'ın sizi kovmasının üzerinden bir gün bile geçmeden Jack Soloff Fletcher'ın avukatı oldu ve şimdi McKernon gitmek zorunda.
In the less than a day that you were fired by McKernon, Jack Soloff signed Fletcher as a client, and now I have to let McKernon go.
Sonra adam arkadaşım Alison'a asılmaya başladı. Kız tiksindi ve adamı üzerinden defetmesi gerekti.
Then he started hitting on my friend Alison, and she was like, "ugh," and had to push him off of her.
Aracı devre dışı bırakan program, belki, Bluetooth üzerinden çalıştırılmıştır.
The program disabling the vehicle was maybe run over Bluetooth.
Çoğunu Penelope'nin üzerinden kazıyarak temizlememizden memnun oldum.
I'm glad we managed to scrape so much of it off Penelope.
O maillerin üzerinden tekrar geçtiğinden emin ol. 91'den 95'e kadar.
Make sure you go through all those emails again. Everything from'91 to'95.
Bana annelik üzerinden saldırma.
Don't you dare attack me as a mother! You cheated on me!
ViCAP programı üzerinden araştırmaya devam et, daha sonra da beni bilgilendir.
Run it through ViCAP. Just download me on it later. Say over dinner?
İşin doğrusu, böyle şeylerin üzerinden oldukça zaman geçti...
The truth is it has been some time since...
Taşları en son görenlerin üzerinden bile yüzyıllar geçmiş durumda.
It's been centuries since anyone even recorded seeing one.
Sanırım onun üzerinden uçmak estetik olarak güzel görünecek.
I think aesthetically it would look nice flying over.
Teknolojik cihazı sayesinde meta-insanlar üzerinden para kazanmaktan çok memnundu. Şimdiyse kafayı Zoom'a takmış durumda.
The guy was more than happy to make money off the meta-human problem with his tech apps, and now he's obsessed with Zoom.
Bunları bu aralığın üzerinden yürütüyorum.
I'm getting this thing hiked over hiatus.
Eminim bu raporun üzerinden gitmek için ekstra zaman istersiniz.
I'm sure you want some extra time to go over that report, Mrs. Florrick.
- Bilim üzerinden gidiyorlar.
- They're going after science.
Ya da internet üzerinden tanımadığımız birini İşe almak,
Excuse me. Or maybe hiring someone sight unseen over the Internet was a bad idea.
Bu görüntülerin üzerinden defalarca geçtin.
You've been going over this footage dozens of times.
- Onun üzerinden içkini içebilirsin.
- You could put your drink on that.
Gördüğüm kadarıyla iki choices- - var Ya Tovah CIA üzerinden geri sen döner Veya...
As I see it, you have two choices- - either Tovah turns you back over to the CIA or...
Ben yapım aşamalarının üzerinden geçerken yardımcı Aşçı Peter'ın ekranda beliren ipuçlarını okuyun.
And as I'm walking you through the steps, watch your screen for Junior Chef Peter's pop-up tips :
Topu ; çemberin hemen yanından, karpuzlama, kadın gibi soluyarak, panyanın üzerinden saha dışından, ve paytak paytak yürüyerek atacağım.
♪ ♪ Right near the basket, underhanded, effeminate gasp, over the backboard, out of bounds, waddle over to get it, slip on a towel, twist my ankle, go to the emergency room, doctors tell me it's not that bad
İnternet üzerinden mi?
Via the Web?