Acelesi yok tradutor Espanhol
298 parallel translation
Atların yem torbasını takıp hemen geliyorum. Acelesi yok.
Déme un minuto para sacarle el morral a los caballos.
Acelesi yok.
No hay prisa.
Ama acelesi yok, hem de hiç acelesi yok.
No hay prisa, ninguna prisa.
Hayır, hiç acelesi yok.
No, no hay prisa.
Acelesi yok.
Bueno, no hay prisa.
- Acelesi yok.
- Esperará.
Acelesi yok.
No vale la pena lamentarse.
Acelesi yok, Charlie.
Cuando puedas, Charlie.
Acelesi yok.
No hay apuro.
Acelesi yok.
Por mí no te preocupes.
Acelesi yok.
Es urgente.
- Bunun acelesi yok.
No hay prisa.
- Acelesi yok zaten.
No hay prisa.
- Tabi, acelesi yok.
- Claro, tómese su tiempo.
Onun hiç acelesi yok, Dick.
No tiene prisa, Dick.
Acelesi yok, konuşsunlar.
Que se tomen su tiempo.
Acelesi yok.
No tengas prisa.
Acelesi yok Laura.
Hay tiempo, Laura. Hay tiempo.
Acelesi yok.
No tengo prisa.
Acelesi yok.
Eso puede esperar.
Acelesi yok Monica Hanım.
No hay prisa, Srta. Mónica.
Sheik Nuwas, onur konuğumuzun hiç de acelesi yok. Yabancı nerede?
El Jeque Nuwas, nuestro invitado de honor, no tiene prisa. ¿ Dónde está?
Acelesi yok, Lloyd. Ne de olsa, yazılı.
No hay prisa, Lloyd.Después de todo, esta por escrito.
- Acelesi yok.
- No hay prisa.
- Ateşiniz çok yüksek.Acelesi yok.
- Tienes fiebre. Tienes tiempo. - ¿ Qué hora es?
Acelesi yok azizim.
¡ Válgame Dios! No hay prisa.
# Dallar ağlıyormuşçasına boyunlarını büktü Bu kadar küçük bir pirinç tarlasını hasat etmenin acelesi yok bence.
Las doradas espigas caen mojadas por las lágrimas de rocío.
Ama yolcularımızın bir acelesi yok.
Bueno, nuestro pasaje no tiene ninguna prisa.
Siz çobanların yemek konusunda acelesi yok, değil mi?
No tenéis mucha prisa por comer, ¿ verdad?
Kimsenin acelesi yok
Oye, usted es un tipo afortunado. Ella es una chica bella.
Hiç acelesi yok.
No hay prisa.
İşin acelesi yok.
No hay urgencia.
Acelesi yok.
No hay prisa
Acelesi yok diye düşünüyorum.
No hay prisa creo yo
Talby'nin acelesi yok.
No tengas miedo.
Onların acelesi yok.
¡ Pero mira que no tienen prisa...!
Yüzün tonlarını biraz düzeltmek lazım ama acelesi yok.
Tengo que corregir un poco los tonos de la cara, pero no hay prisa.
Çok acelesi yok.
No es tan urgente.
Acelesi yok...
Pero eso puede esperar, no es tan urgente.
Hayır, anne. Acelesi yok.
No, mamá, habrá tiempo para eso.
Acelesi yok, iş başında değiliz.
No hay prisa... no estamos a destajo.
Acelesi yok.
¿ Y que prisa hay?
Hiçbirinin acelesi yok.
No corren a ningún lado.
Acelesi yok, değil mi?
No hay prisa... ¿ verdad?
Acelesi yok ya.
Hay tiempo.
Tanrım, sanki hiç acelesi yok!
Él no parece tener prisa.
- Tamam, acelesi yok.
- Sí, no hay prisa.
Acelesi yok. Saat daha üç, yok üç buçukmuş.
Tengo tiempo, sólo son las 3 : 30.
Seni sıkıştırmıyorum, acelesi yok.
No te apresures.
- Bir acelesi yok. Yeter ki beş dakika içinde bak.
Mientras lo hagas en los próximos cinco minutos.
Zamanımız yok. Effie'nin acelesi var.
Effie está muy apurada.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65