English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Adamımız o

Adamımız o tradutor Espanhol

1,261 parallel translation
Ve iki adamımız orda yaralanmış bir durumdalar belki de daha kötüsü.
Y ahora hay dos hombres heridos o peor.
Adamımız o.
Es el asesino.
- Adamımız o mu?
- ¿ Es él?
Ne kadar adamımız olursa o kadar uzun süre yaşarız.
Cuantos más buenos, más viviremos.
- Adamımız o.
- El es el bueno.
Adamımız o.
Él es nuestro tipo.
Ama adamımız o.
Pero él es el que lo hizo.
- Adamımız o değil.
- El no es el tipo.
Adamımız o değil.
Él no es.
- Pezevengi dövüyormuş onu. - Adamımız o.
- Emma dice que su alcahuete le pegaba.
- Adamımız o.
- Ése es nuestro hombre
Onun gibi bir kız mı? O bir manken. Muhtemelen peşinde bir sürü adam vardır.
Esa chica es una modelo, tiene su agenda llena de números de chicos.
Yok, gerçi iyiyiz, iyi olmak zorundayız, küçük adam için, ama o şekilde değil adamım.
No, quiero decir, estamos bien. Tenemos que estarlo por el niño, pero no, no de esa manera.
O adamı tutuklamanız lazım.
Debe arrestar a ese hombre.
Bu adamı yakalayacağız, tamam mı? Şey, aslında hepsini o yapmadı.
Bueno, no fue sólo él.
O adam, üzerinde çalıştığımız bir davadaki olası tanığımızdı.
Era un importante testigo en un caso que estamos investigando.
Arkadaşlarımız çıldırıp adam öldürmeye başladığında onlara yardım ediyoruz. - Yapma o zaman.
No es nuevo.
O zaman aradığımız adam bu.
Entonces, es nuestro hombre.
Yıllarca orada kaldım. O kızı ya da o adamı hiç görmedim.
Estuve ahí, pero nunca vi a ninguno de los dos.
İkimiz de bilim adamıyız Bay Grissom, o yüzden size bunu bilimsel olarak anlatayım.
Ambos somos científicos, Sr. Grissom. Le hablaré en esos términos.
O adamı mahkûm ettirmek için ihtiyacımız olan her şey tam burada.
Todo lo que necesitamos para condenar a este tipo está aquí.
Deliller konusunda yorum yapmayacağım ama şu kadarını söyleyebilirim. Bu hayvan, bize dağlar kadar delil bırakmış ve olayı çözene kadar uyumayacağız. Çünkü o dağın altında, adamın mezarı var.
No voy a comentar sobre la evidencia, pero lo que diré es que éste animal... nos proveyó de una montaña de evidencia y no dormiremos hasta que la hayamos pasado toda porque sabemos... que debajo de la montaña se encuentra su tumba.
Öyleyse adamımız, o değil.
No es nuestro hombre, entonces.
Bir adamımız var, Mike, o geliyor ve açıkçası artık televizyonu bile nasıl açacağımı bilmiyorum.
Tenemos a un tipo, Mike, que viene y ya ni siquiera sé cómo operar el televisor.
Ya adam 20 kızı daha öldürürse? Sözünün o zaman değeri kalacak mı?
Pero cuando mate 5, 10 ó 20 veces más, ¿ qué importará su palabra entonces?
Hatırladığınız bir şey o adamı yakalamamıza yardım edebilir.
Cualquier cosa que recuerde nos ayudaría a atrapar a este tipo.
- Nasıl yaptığını bilmiyorum ama adamımız o.
- No sé cómo lo hizo, pero es él.
Suçun kişiye yönelik olması kızının kayıp oluşu. Aradığımız adam o.
Dado que es un crimen personal y la niña está desaparecida, es nuestro sospechoso.
Adamım, şu andan itibaren... burdan zıplaman için 5 saniyen var... yahut da polis çağıracağım.
Tienes 5 segundos para largarte de aquí o llamaré a la policía.
Adam gibi bir ev, bir oyun masası ve o bildiğin Little Tikes arabalarından almamız lazım.
Como una cuna de verdad, juguetes y ya sabes, tiene que tener uno de esos cochecitos Little Tikes.
Adamımız bu. Kim o?
Es nuestro hombre. ¿ Quién es?
- O bizim adamımız değil.
- No es nuestro hombre.
Gerçek olan şu ki, Sauvage'ın başına taç konduğu andan itibaren... canım ülkeme ne isterse yapabilir ve... işte bunun için sen ve ben o adamı durdurmalıyız.
En cuanto Sauvage tenga esa corona sobre su cabeza... podrá hacer lo que quiera con el país que amo... y por eso tú y yo tenemos que detenerlo.
Adamımız rakamları doğru yerlere yazacak. Kağıtlarımızı, ihtiyacımıza göre destenin en üstüne veya en altına atacak.
Nuestro tipo corrompe las cifras, coloca nuestros documentos arriba o abajo de la pila, según lo que necesitemos.
İIk yıllarda yada o aralarda, orada burada parçalanmış cesetler bulunmuş. Ama son altı aydır adamımız cesetleri, ekmek kırıntısı gibi bırakmış.
Luego de más o menos un año, unos cuerpos aplastados... aparecieron aquí y allá... pero los últimos 6 meses,... el tipo estaba dejando cadáveres como migas de pan.
O hâlde adamımızın yüzünde ve kollarında hava yastığı yanıkları olmalı.
Lo que significa que nuestro tipo tendrá quemaduras en la cara o en sus brazos.
O çok thlikeli bir adam,... ve benim dik kafalı kızım, onu kışkırtıp duruyor.
Es un hombre peligroso, y la testaruda de mi hija sigue provocándolo.
Uydu.O bizim adamımız.
Danny : Es una coincidencia. Él es nuestro hombre.
- O zaman aradığımız adamı buluruz.
Entonces tenemos a nuestro chico.
Ve sayımız o kadar büyük olacak ki Milyonluk Adam Yürüyüşü, yanımızda mahalle partisi gibi kalacak.
Y conseguiremos ser tantas que haremos que esa Marcha del Millón de Hombres parezca un juego de niños.
Üç tane farklı psikiyatriste, kedilerimin benimle annemin sesinde konuştuğunu anlatıyorum ve dün, o aptal, şeker ameliyat hemşiresi sana eldiven verdiğinde, neredeyse dikiş attığım adamın birisini öldürüyordum, çünkü ikinizin bir kutu bifteğin üzerinde seks yaptığınızı hayal ettim.
y ayer, cuando aquella enfermera mona te paso los guantes de goma, casi mato al tio que estaba cosiendo porque no podia dejar de imaginaros haciendooslo sobre una caja de filetes.
Eğer bu adamı tutmak kızımın sevgisini bana geri kazandıracaksa o zaman ben de öyle yaparım.
Pues, si contratar a este sujeto logrará que le agrade a Lisa, lo haré.
- İki adamımızın o gemide olduğuna inanıyoruz.
No lo entiendo. Creemos... que tenemos a dos personas a bordo de esa nave.
Ajanların, o iki adamı vurmasaydı... belki çocukları bulma şansımız olabilirdi.
Si sus agentes no hubieran disparado, quizá podríamos encontrar a los chicos.
Rüyanızda uçar mısınız ya da çıplak bir adam mı gördünüz?
Sueña en volar o en hombres encueros?
Beni uyardığınız o korkunç adam mı?
¿ Ese horrible hombre del que me advertiste?
Hangisini istiyorsun? Kızı mı adamı mı?
¿ Cuál prefieres, la chica o el tipo?
O bizim adamımız.
Sin Cabeza... nuestro hombre es.
FBI gözetiminden adam kaçırmak ciddi bir suçmuş. O da tanıdığımız tek suçlu.
Ayudar a alguien a escapar del FBI es un delito, y él era el único delincuente que conocía.
Adamımız serbest kaldığından beri kayıp ve o tarihler ilk adam kaçırma olaylarıyla örtüşüyor.
Está desaparecido en acción desde su liberación... fecha en la que comenzaron los primeros secuestros.
Dediler ki harcıyormuşum değerli becerilerimi ve zamanımı. O adam sonradan katledebilirmiş evlatlarımızı.
Me dijeron que malgastaba mi habilidad y mi tiempo en alguien que podría matar a mis hijos o los de ellos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]