English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ A ] / Artık senin

Artık senin tradutor Espanhol

4,953 parallel translation
Gücün artık senin bir parçan.
Mira, tu poder, es parte de quién eres ahora.
O artık senin çipin.
Ahora es tu chip.
Artık senin sorunun.
Es cosa tuya.
Ama artık senin sorumluluğunda değilim.
Pero ya no soy responsabilidad tuya.
Artık senin arkadaşın olmak istemiyorum.
Ya no quiero ser tu amigo.
Bu artık senin kararın.
Ahora depende de ti.
Bu gördüğün şal dünyanın dört bir yanındaki sahnelerde dans etti şimdi artık senin.
Así que este chal ha bailado por los escenarios del mundo y ahora es tuyo.
Artık senin patronun değilim Felicity.
Ya no soy su jefe, Felicity.
Artık senin bahçende oynamak istemiyorum.
No quiero jugar en tu patio
Artık senin bahçende oynamak istemiyorum eğer bana iyi davranmayacaksan.
No quiero jugar en tu patio Si no vas a ser buena conmigo
Bu konuda tasalanmak artık senin işin değil.
Ya no es tu trabajo tener voz en el asunto.
Bu artık senin işin değil.
Ya no es tu trabajo.
Bu artık senin evin... ve ailen olmuştur.
Esto se convierte en tu hogar. Esto se convierte en tu familia.
Artık senin ellerindeyim.
Estoy en tus manos.
Bu artık senin.
Oh, Dios... esto te pertenece a ti ahora. No, no, no.
Evet artık senin isteyeceğin bir şeyler yapalım.
Ahora tenemos que pensar en algo que quieras.
Artık senin evin burası.
Ahora esta es tu casa.
O artık senin Abraham.
Es finalmente tuya, Abraham.
Anna, artık senin bebeklerin var ve yakında işe de döneceksin...
Ahora Anna, has tenido a los bebés y querrás volver a trabajar.
Bir, artık senin kahpen değilim.
Primero, ya no soy su esclavo.
Senin için hiçbir şey yapamam artık.
Y yo ahora ya no puedo hacer nada.
- Çünkü senin sürünüz artık.
Porque ahora somos una manada.
Senin artık kendine çeki düzen vermen lazım.
Tienes que enderezarte.
Açıkça görülüyor ki daha fazla senin habercin olmayı hak etmiyorum. Artık gidebilir miyiz?
Claramente, estoy ya no digno ser su heraldo.
Hepimiz senin artık yetişkinlerle takıldığını biliyoruz.
Todos sabemos que ahora te juntas con gente mayor.
Senin, telefonla çekilmiş henüz görmediğin ve artık olmayan video itirafı mı? Ne değiştirir?
- ¿ Qué hace?
Senin birileriyle gerçek bir ilişki kurmaya başlaman gerek artık.
Tienes que tener algo parecido a una relación humana con alguien.
Hala sana çok değer veriyorum ama senin artık bana değer verdiğini inanmıyorum.
Aún me preocupo por ti, mucho, pero no creo que tú aún lo hagas por mí.
- Delia, söyleyeceklerim var ve senin bu zarif mütevazılığının modası geçti, bırak artık yani.
- Delia, debo decirte algo y tu elegante modestia es anticuada, así que basta.
Artık ben de senin ne olduğunu biliyorum.
Ahora sé lo que eres.
Senin sorunun artık.
Él es tu problema ahora.
Sana oyuncaklarımı göstermemin sebebi ben artık büyüğüm için ve belki senin kardeşinin onları sevebileceğini düşündüm.
La razón por la que te mostré mis juguetes era Porque yo he superado'em, y pensé tal vez su hermano pequeño podría gustar'em.
Artık burası senin mağazan.
Esta es tu tienda ahora.
Üzülerek söylüyorum, Judy, senin ütopik sürtük sarayına artık ihtiyacım yok ama misafirperverliğin için çok teşekkür ederim.
Por desgracia, Judy, ya no necesito de tu palacio utópico de ramera pero te agradezco por tu hospitalidad, de todos modos.
Gerçekten senin engelleme çalışmalarından bıktım artık. - Bu da nedir?
En serio, ya vale con la clito-ferencia. ¿ No?
Artık güvenli değil bu, özellikle de senin için.
Esto ya no es seguro, sobre todo para ti.
Herkesin en son isteyeceği şey mi, yoksa senin en son isteyeceğin şey mi çünkü sen tek kızını hapishane de ziyaret etmeyi reddettin ve bu konu yüzünden vicdanını artık tartmak istemiyor musun?
¿ Es lo último que nadie necesita, o lo último que tú necesitas, porque te niegas a visitar a tu única hija en prisión y preferirías no tener que cargar con ese peso en tu conciencia ni un minuto más de lo necesario?
Uzun zamandır senin pisliklerini temizleyen bir enayiydim ama artık bitti.
Soy solo el imbécil que estuvo limpiando tu porquería durante mucho tiempo, y me he cansado.
Senin adam artık yok.
Su hombre ya no vive.
Evet, senin için artık sorun oluşturmayacak.
Sí. Él ya no será un problema para ti.
Bu iş senin boynunu aşıyor artık.
Es evidente que el asunto te superó.
- Hayır sanırım senin artık...
- no. probablemente debería -
Biliyor musun hep senin işini yapmak isterdim ama emin değilim artık.
¿ Sabes? Antes solía querer tu trabajo, pero ya no estoy tan segura.
Bazı kötü haberlerim var. Biz artık mümkün senin film projesini finanse etmek.
( Llamada de respaldo película ) Por desgracia, ya no somos capaces de seguir financiando su proyecto cinematográfico.
Ben ne söylersem söyleyeyim senin her zaman kendi bildiğini yapacağın gerçeğini artık kabul etmeliyim.
Tengo que aceptar el hecho de que vas a hacer lo que vas a hacer sin importar de lo que diga.
Artık burası senin evin Abbie.
Ahora esta es tu casa.
Artık bu senin bir parçan.
Es parte de ti ahora.
Pekala, sürekli, senin, bu üstü kapalı laflarını duymaktan sıkıldım artık.
Bueno, estoy podrido y cansado de estar siempre bajo tu lupa.
Senin sayende, onun artık bir geleceği var.
Ahora tiene un futuro, gracias a ti.
Artık gözü senin üzerinde olacak.
Estás en su radar en un lugar destacado.
Kız kardeşimizin yokluğunu ben de en az senin kadar derinden yaşıyoum. Fakat kafanı böylesine saçma şeylerle dağıtmayı artık kesmen gerekiyor.
Siento la pérdida de nuestra hermana tanto como tú pero debes dejar de distraerte con este ridículo comportamiento y canalizarlo en alguna acción.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]